Şirketin belirttiğine göre, “yolsuzluk”u kesin olarak belirlemenin standartlaşmış yolları mevcut değil.
Bunun temel sebebiyse, genelde, durumun doğal olarak halkın gözünden uzak gerçekleşiyor olması.
Şirketin belirttiğine göre, “yolsuzluk”u kesin olarak belirlemenin standartlaşmış yolları mevcut değil.
Bunun temel sebebiyse, genelde, durumun doğal olarak halkın gözünden uzak gerçekleşiyor olması.
Listeden anlaşılıyor ki yolsuzluğun toplumsal değerler, ahlak algısı, vatandaşların mensubu olduğu çoğunluklu dini inanış veya yönetim biçimiyle hiçbir ilgisi yokmuş. Yolsuzluk, Müslüman Afganistan'da da var, Hristiyan İtalya'da da. Yahudi çoğunluğun bulunduğu İsrail'de de var, büyük bir kısmı Ateist olan Japonya'da da. Ne Türklerin mertliği, ne Japonların dürüstlüğü ne de Avrupa'nın medeniyeti yolsuzluğu önleyememiş. Bunları göz önünde bulundurarak ahlaki çöküntüyü ve yolsuzluk, dolandırıcılık gibi fiilleri milletlere, dini yönelimlere ve toplum yapısına bağlamamak gerek.
Yolsuzluk ve hırsızlık yapmayı Meksika'dan öğrenecek değiliz. Kesin "Parelel" oluşumun parmağı var bu işte. Aksi halde her şeyde olduğu gibi bunda da en birinci biz olurduk. Benim türbanlı bacılarıma revamı bu? "mağduruz."
aa birinciliği nasıl meksikaya kaptırırız hayret