Dünyadaki en iyi ve en başarılı eğitim sistemlerinden birine sahip olan ve tam olarak bu nedenle herkesin hayallerini süsleyen Finlandiya'nın eğitimdeki ayrıcalıklarına yakından bakalım...
Dünyadaki en iyi ve en başarılı eğitim sistemlerinden birine sahip olan ve tam olarak bu nedenle herkesin hayallerini süsleyen Finlandiya'nın eğitimdeki ayrıcalıklarına yakından bakalım...
Öğrenci okula iki kilometreden daha uzak bir yerde yaşıyorsa, okul otobüsüyle ücretsiz bir şekilde okula ulaşıyor. Ülkenin toplam bütçesinin yüzde on ikisinden fazla eğitime ayrıldığı için tüm masraflar devlet tarafından karşılanıyor.
Farklı zorluklardaki çalışmalar, öğrencilerin kendi becerileri doğrultusunda yapılıyor. Bir öğrenci zorluk yaşıyorsa, öğretmen birebir dersler ayarlıyor, ek dersler organize ediyor.
Üçüncü sınıftan yedinci sınıfa kadar ise 'daha iyi olabilir' ile 'mükemmel' arasında sözel bir değerlendirmede bulunuluyor. Notların sadece öğrenciler tarafından bilindiği ve notlar yüzünden azarlanılmayan bu sistemde, notlar bilginin mükemmelleştirilmesi ve bireysel ders planının düzeltilmesi için motive etmekte kullanılıyor.
Herhangi bir zorunluluk bulunmadığı gibi, isteyen öğrenci okula pijamasıyla ya da kostümüyle gidebiliyor.
Ders sırasında kendilerini nasıl rahat hissediyorlarsa öyle davranıyorlar; koltukta ya da yerde oturabiliyorlar. Hava güzelse, dersler çimlerde ya da amfi tiyatro gibi dizilmiş özel sıralarda yapılabiliyor.
Az verilen bu ev ödevleri kısa sürede bitiyor ve genellikle ilgi çekici konular seçiliyor. Tarih derslerinde büyükanne ve büyükbabalarla 1950'li yıllarda hayatın nasıl olduğuna dair sohbet edilmesi bunlardan biri...
Öğrenciler sadece on altı yaşında, ortaokuldan mezun olurken zorunlu bir merkezi teste girmek zorundalar.
Dersler yerine, öğrenciler altı hafta boyunca tek bir konuyu farklı açılardan ele alarak işliyor. Örneğin göçmenlik coğrafi, tarihsel ve kültürel açıdan inceleniyor.
Dersler eğlenceli ve ilginç işleniyor olsa da, bir çocuk için en güzel şey arkadaşlarıyla sosyalleştiği teneffüslerdir elbette.
Bir öğretmenin aylık gelirinin üç bin beş yüz euro olduğu Finlandiya'da, öğretmen haricinde her sınıfta öğrencileri izleyen ve yaptıkları çalışmalarda onlara yardım eden özel bir yardımcı da bulunuyor.
Yemek pişirmekten örgü örmeye, web sitesi kurmaktan dikiş dikmeye kadar Finli öğrenciler dünyaya uyum sağlamaları amacıyla her şeyi öğreniyor. Yüzme derslerinde yalnızca yüzmeyi değil, boğulan birini tanıma amacıyla belirtileri de öğreniyor.
Okul seçmeye gerek görülmeyen bu eğitim sisteminde nerede yaşarsa yaşasın herkes iyi öğretmenlere, kaliteli malzemelere ve güzel yiyeceklere ulaşabiliyor.
Yemek menüsünün bir ay öncesinden internet sitesinde açıklandığı bu sistemde, öğrenciler yemek isteklerini 'alışveriş sepetlerine' ekleyebiliyor.
Sinema geceleri düzenleniyor, oyunlar oynanıyor ve herkes spor salonunda uyuyor.
Eğitimli olan bu köpekler, çocuklar kitap okurken ya da bir hikaye anlatırken onları dinliyor.
Finlandiya'daki okullarda öğrenci ders sırasında gidip kitap okuyabiliyor ya da dikiş dikebiliyor.
siz bilirsiniz çocuklar ! ben burada otururum akşama kadar maaşımı alırım. siz kaybedersiniz yani, benim size bişet öğretme zorunluluğum yok ! yaparım sınavı kalırsınız...
Orada insanların beyinleri özgürlük üzerine gelişmiş. Türkiye'de hala "disiplin" adı altında öğrencilerin saçının rengine ve uzunluğuna karışılıyor, sakal korkunç bir tabu, herkes fabrikadan çıkmış gibi aynı kıyafetleri giyiyor, derste kitap okuyan veya başka bir şeyle ilgilenen bir öğrenci olduğunda kızılıyor, herkesin robotik ve aynı olması isteniyor, din dersi neredeyse sadece İslam üzerine ve seçmeli değil, okuduğu dersleri öğrenci seçmiyor, tarih dersi taraflı, beden dersinde asker olmak öğretiliyor, teneffüslerde yemek yemeyi başarmak için acele etmeniz gerekiyor, kantinde sağlıklı yiyecekler yok ya da çok az, öğretmenler egoist ve burnu dik, dersler çoğu öğrencinin umurunda değil çünkü geleceklerinin öyle ya da böyle parlak olmadığını biliyorlar... Ben daha ne diyeyim...
Eğer yeniden gelirsem dünyaya lütfen Finlandiya'da doğayayım