Türkiye'nin ilk resmi AIDS hastası olan Murtaza Elgin'in çaresizlikle dolu hikâyesini anlatacağız bugün...Sezen Aksu, Ferdi Tayfur, İbrahim Tatlıses ve Orhan Gencebay gibi birçok ünlü isimle arkadaş olan ve dönemin en meşhur organizatörlerinden biriyle çalışan Murtaza Elgin’i yazılı basının renkli nüshalarında görmek mümkündü.Türkiye AIDS hastalığını ilk kez 1985 yılında, Murtaza Elgin’le duydu. Sanat dünyasından birçok arkadaşı olmasına rağmen “AIDS kaparım” korkusu duyan ünlülerin birçoğu Murti’yi evinde ziyaret bile etmedi.Dünyada ilk AIDS teşhisi 1981 yılında konulmuştu, dolayısıyla hastalıkla ilgili Türkiye’de çok fazla bilgi yoktu. Manşetlere çıktığı ilk günden son ana kadar hiçbir şekilde rahat bırakılmayan Murti’nin hasta mahremiyeti hiçe sayıldı. Doktorlar tarafından afişe edilmesi ve hedef gösterilmesi bir yana, kendisiyle adeta dalga geçildi.Başta haberleri yalanladığı iddia edilen Murtaza Elgin, AIDS olmadığını kanıtlamak için Almanya’ya giderek test yaptırdı. Manşetlerden düşmemesi, hayatının sürekli manşetlerde yer alması nedeniyle dönemin Sağlık Bakanlığı duruma kendince el koydu. Kendisi için özel tedbirler alındığı söylenirken, zorla test yapıldığı ve tecrit koğuşuna kapatıldığı yazıldı.AIDS olması nedeniyle ilgileri üzerine çektiği için bunalan ve bir süre ortadan kaybolmayı deneyen Murtaza Elgin’in ortadan bu tavrı da eleştirildi. “Murti nerede?” Şeklinde atılan başlıklar halkı korkutmaya yönelik girişimlere dönüştü. Sağlık Bakanlığı’nın duruma el atması “devletin ona el koyduğu” şeklinde manşetlere yansırken, halk düşmanıymış gibi bir tavır takınıldı. Kendisiyle röportaj yapan dönemin meşhur gazetecileri de bu çirkin tavrı alaycı bir şekilde sürdürdü.Saçmalıklar bitmiyordu tabii ki… Türk medyası sazı eline almıştı, susmuyordu. Neyse ki balık hafızasına sahip olan herkes Murti’yi kısa sürede unuttu. Ta ki 1992 yılına kadar…AIDS ve HIV hakkında hiçbir fikri olmayan, bu konuda bilgilendirilmeyen ve saçmalıklara inanması bir şekilde sağlanan Türk medyası halkı yanlış yönlendirdi ve Murtaza Elgin’i adeta hastalığına mahkum etti. 1992 yılında hayata veda ettiğinde yanında kimsesi yoktu.Yaşarken öcü gibi davranılan Murtaza Elgin’in cansız bedenine de saygı gösterilmedi. Astronot kıyafeti giydirilen imamın yıkadığı iddia edilirken cenazesinin ilaçlı suyla yıkandığı, naylonlara sarıldığı ve çinko tabuta konularak kireç kuyusuna gömüldüğü yazıldı. Cehaletimizde boğulduk anlayacağınız…
Zamanında yapılan haberleri görüp de üzülmemek elde değil. Ne kadar acımasızca. O insanın yaşadıklarını hissettiklerini hayal dahi edemiyorum. Yazık bu millete bu zihniyetteki herkese.
Demek ki bizim medyamız hep böyle boktandı
o dönemin adi haysiyetsiz medyası şimdi ekranda duayen diye ortaya çıkıyor.