Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, çözüm süreci konusunda kendisine önemli bir isim havası vermeye çalışanların değil, Hükümet Sözcüsü olarak kendisinin yaptığı açıklamalara itibar edilmesini istedi.
Arınç, 'Öcalan olsa olsa görüşmeleri kayıt altına almak ve istikrarlı bir şekilde yürütmek amacıyla kendisine yardımcı olacak sekreter ya da sekreterler istemiş olabilir. Biz bir hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde bu ihtiyacın karşılanması yasa ve yönetmeliklere göre Adalet Bakanlığı'nın görevidir. Dışarıdan bir sekreter veya danışman gelmesi söz konusu değil.' şeklinde konuştu.
AK Parti Konya İl Teşkilatı'nın düzenlediği Medya Tanıtım Günleri programı öncesinde gazetecilerle bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Çözüm süreciyle ilgili üçüncü göz açıklaması yapıldı. Üçüncü göz olacak mı?' sorusuna, 'Çözüm süreci konusunda Türkiye'de o kadar çok kafa karışıklığı var ki, herkes ağzını açtığında yarısı yalan yarısı gerçek. Bu konuda konuştuğu için kafalar karışıyor. Üçüncü göz konusunda birisi çıkıyor ve delinin birinin kuyuya taş atması ve bunu kırk akıllının çıkaramaması gibi ortaya bir laf atıyor ve kafalar karışıyor. Çözüm süreciyle ilgili olduğunu zannettiğimiz bir siyasetçi çıkıyor ve ilgili-ilgisiz bir sürü şey söylüyor. Bir başkası ondan aşağı kalır mı? O da başka şeyler söylüyor. Bu yüzden kamuoyundan ricam, onun bunun dediklerine değil Bakanlar Kurulu toplantısından sonra hükümet sözcüsü olarak benim yaptığım açıklamalarıma itibar edin. Çünkü çözüm süreciyle ilgili sorulara ben doğru, istikrarlı ve birbirini teyit eden şeyler söylüyorum. Ama benden sonra başkaları ya içlerinden geçeni, ya süreci sabote etmek düşüncesiyle veya kendilerini önemli bir insanmış gibi pazarlamak amacıyla farklı şeyler söylüyor.' dedi.
'PLATONİK AŞK YAŞAMIYORUZ'
'Bu sözlerin gittiği farklı yerler var, onlar bundan kendilerine düşeni alacaklardır' diyerek konuşmasına devam eden Bülent Arınç, çözüm süreci konusunda Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ve kendisinin yaptığı açıklamalarda istikrarlı bir seyir olduğunu kaydetti. Sürecin paydaşı HDP'de her kafadan ayrı bir ses çıktığını savunan Arınç, 'HDP'de kimin ne söylediği, ne yaptığı, neyi amaçladığı belli değil. HDP'den biri yine bir açıklama yapmış Türkiye bunu konuşuyor. Açıklamaya bakıyorsunuz ortada bir masa var, masada kimin nerede oturacağı, ne konuşacağı bile tayin edilmiş. Biz böyle bir masa konuşmadık, masada kimin oturacağını da konuşmadık. Birşeyler var ama böyle bir adımın karşısında atılacak adımları görmeden böyle bir karar vermeyiz. Biz platonik bir aşkın içinde değiliz, biz gerçekçiyiz. Bilmesi gerekenler bilinecek şeyleri biliyor, bilmeyenler veya tribünlere oynamak isteyenler farklı şeyler konuşuyorlar. Üçüncü göz meselesi gündemimizde yok.' diye konuştu.
Üçüncü göz veya gözlemci heyet konusunun sürecin son aşamasında gündeme gelebileceğini vurgulayan Arınç, bu konuda yabancı isimlerin sözkonusu olamayacağını, olacaksa da böyle bir heyetin tamamen yerli
isimlerden kurulabileceğini kaydetti. Arınç, 'Süreç sonucunda alınan kararların uygulamasını denetlemek amacıyla akil insanlar heyetinden bazı isimlerin de içinde yeralacağı bir heyet kurulabilir. Bu konu bugünün değil, sürecin mutabakatla sona erdiği zamanın konusudur.' şeklinde konuştu.
İmralı'da yapılan görüşmelerde gündeme gelen şeylerden birinin sekreterya meselesi olduğunu anlatan Bülent Arınç, görüşmenin taraflarından biri olan HDP'li milletvekillerinin kendilerini sekreter yerine koyduklarını söyledi. Arınç, 'Öcalan olsa olsa görüşmeleri kayıt altına almak ve istikrarlı bir şekilde yürütmek amacıyla kendisine yardımcı olacak sekreter ya da sekreterler istemiş olabilir. Biz bir hukuk devletiyiz. Hukuk devletinde bu ihtiyacın karşılanması yasa ve yönetmeliklere göre Adalet Bakanlığı'nın görevidir. Dışarıdan bir sekreter veya danışman gelmesi söz konusu değil. Adalet Bakanlığı bu konu üzerine çalışıyorken herkesin kendini sekreter zannetmesi kabul edilebilecek şeyler değil. Bunlar kafa karışıklığına yol açmaya veya süreci baltalamaya yönelik açıklamalardır.' şeklinde konuştu. Arınç, İmralı Adası'na kaç kişinin ve kimlerin gideceğine de hükümetin karar vereceğini belirterek, 'Yetkimizi kimseyle paylaşmayız.' dedi.
CİHAN