1956 Kopenhag doğumlu ünlü yönetmen, Nudist Yahudi bir ailenin çocuğu. Trier, genç yaşında sinemayı, hayata dair birçok şeyi öğrenmek üzere dış dünyaya açılan bir kapı olarak gördü. Kendisine çocukken hediye edilen Super 8 kamera belki de bu kapının ilk anahtarlarından biriydi. Gerek sahip olduğu farklı sinema tarzı, gerek her filminde yargılamaktan hiç çekinmediği toplumsal değerlerle, kendisine has hayran kitlesini oluşturmayı başardı. Kendisi toplumsal yargılar ve genel kabul gören doğrular konularına yoğunluk veren ve eleştirel gözle bakan ne ilk yönetmen ne de son yönetmen olacak. Fakat bunu yaparken takındığı kasvetli üslup, seyirciyi kendisine hayran bırakma sürecinde önemli rol oynadı. Bizler de sinema dünyasında hem sevilen hem de istenmeyen adam olan Lars von Trier sinemasından kafa yakan 9 filmi sizler için bir araya getirdik.
Not: Film yorumları beyazperde.com'den derlenmiştir.
Dogville, tiyatro sahnesinde çekildiği için bana gerçek bir etki veremez diye kaç kez başlayıp yarım bırakmıştım. Ama bir gün izleyip bitirince ''keşke daha önce izleseymişim'' dedim. Kesinlikle izleyin ve insanların nasıl da iyi ve saf görünüp ellerine fırsat geçince şeytanlaştığına şahit olun.
Salo ya da Sodom'un 120 Günü filmine bak edi.Sapkınlık ve sanat'ın farkını gör.
Dancer in the Dark