'Şanlıurfa'nın bu meydanını acaba sen hiç böyle gördün mü?'
Anamuhalefetin başındaki zat ne diyor, '–cek, -cak', bir taraftan da diyor ki 'Bana 4 yıl verin, 4 yılda işsizliği bitireyim’'diyor. Bir taraftan da 'Bu açıkladığım projeyle 20 yıl sonra işsizlik yüzde 5’e düşecek'. Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Hesap uzmanı ya... Bu işleri bilmiyor. Ben diyorum ki 'Siyasette bu seçimlerde bir rehavet var'. O da diyor ki 'Cumhurbaşkanı gittiği alanları boş gördüğü için bu ifadeyi kullandı'. Benim muhatabım değil de Şanlıurfa'nın bu meydanını acaba sen hiç böyle gördün mü? Dün Antalya'daydım, acaba Antalya'nın meydanını hiç böyle gördü mü? Hamdolsun bizim milletimizle birbirimize aşkımız var. Biz, bu millete aşığız, biz bu millete sevdalıyız. Hani Muharrem Ertaş ne diyor; 'Aşkınan koşan yorulmaz'. İşte biz yorulmuyoruz.
'Milletin içinden geldim'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yılda sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yaptıkları yatırımları anlatarak, 'Bunları niye anlatıyorum? On iki yıl başbakanlık yaptım, herhalde yapılanları anlatmak hakkım. Çünkü bazıları bundan rahatsız oluyor. YSK’ya başvurarak diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı meydanlara çıkmasın'. CHP müracaat ediyor 'Çıkmasın', MHP müracaat ediyor 'Çıkmasın', terör örgütünün beslediği HDP 7 kere müracaat etti 'Çıkmasın'… Ben milletin içinden geldim, milletin tarafıyım, milletin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilerek geldim. Dolayısıyla 7 Haziran’da herhalde bunlara bu millet cevabı verecektir. Buna hazır mıyız? Türküyle, Arabıyla, Zazasıyla ne varsa hep beraber buna cevabı vereceğiz değil mi?' ifadelerini kullandı.
Şanlıurfalıların ensar, Suriyelilerin ise muhacir olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
'Onlara sizin gösterdiğiniz ilgi ve alaka çok önemliydi. Birileri Kobani'yi istismar etti. Kobani'nin geçmişi neydi Ayn el-Arab'tı onu istismar ettiler. Hükümetimizi, bizi Kobani'den gelen muhacirlere sahip çıkamamakla suçladılar. Kobani'den gelen 250 bin kişiyi buradaki kamplarda kim ağırladı? Onlara hizmeti kim verdi? Bak şimdi geri dönüyorlar değil mi. Onlara bu noktada da gerekli desteği de kim veriyor? Yine biz veriyoruz. Bu bölücü terör örgütünü arkasına alan siyasi parti maalesef yalanda çok mahir. İşte bunlara karşı benim Şanlıurfalı kardeşim yani ensar, çok diri durmalı, doğruları anlatmalı ki yalan hakim olmasın. Kardeşin kardeşe böyle zor zamanda yardımcı olması bu işin en güzel yanıdır.'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidara gelmesi halinde Türkiye'ye sığınan Suriyelileri Esed'e teslim edeceğine dikkati çeken Erdoğan, 'Kardeşlerim bunların tarihinde Boraltan Köprüsü'nde kendi kardeşlerini zalim Stalin rejimine teslim etmek vardı. Daha sonra o Azeri kardeşlerimizden bir düşünür, 'keşke bizi Stalin'in askerlerine teslim etmeseydiniz de siz öldürseydiniz' dedi. Ah kardeşlerim işte CHP zihniyeti budur. Geçmişte bunu İnönü ile yaptılar, şimdi kendisi hazırlanıyor. Bu insanlar katil Esed'e verilecek, zalim Esed'e verilecek, ondan sonra bizim kardeşlerimiz orada katledilecek' diye konuştu
'Bizim bu işlere karnımız çok tok'
Erdoğan, bölücü terör örgütünün arkasında olduğu siyasi zihniyetin de farklı olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
'İşte buyurun ne diyor? 'Bizim Kabemiz Taksim' diyor. Ne diyor, 'zorunlu din dersi kalksın' diyor. Ne diyor, 'Diyanet İşleri Başkanlığını kaldıracağız' diyor. Ben Diyanet İşleri Başkanlığımızın bastırmış olduğu Kürtçe mealli Kuran-ı Kerim'i gösteriyorum, beyefendi bundan rahatsız oluyor. Ne diyor, 'Diyanet İşleri bundan bir tane bastırdı, onu da Cumhurbaşkanı'na gönderdi.' Eline diline dursun, ilk etapta 10 bin adet bastırıldı. Tüm Güneydoğu'ya, Doğu'ya gönderildi. İşte ortada 'Qur'ana Piroz.' Burada. Çeşitli dillerde bastırmaya da devam ediyor. Ama bunların Kuran ile ne alakası var. Bir açıklama yapmış, 'ben Kuran'ı babamdan, dedemden öğrendim' diyor. Bizim bu işlere karnımız çok tok. Eğer sen Kuran'ı babandan, dedenden öğrendiysen o zaman Kuran neyi emrediyorsa onu yaparsın. Çünkü Kuran süs eşyası değildir. 'İnmemiştir Kuran bunu hakkıyla bilin, ne mezarda okunmak ne de fal bakmak için.' Kardeşlerim bunlara gerekli dersi vereceğinize ben yürekten inanıyorum. Kucağında çocuğuyla, biçare vaziyette bize sığınmış Suriyeli hanım kardeşlerimizi, dizlerinde kalmış son dermanla, gözü yaşlı bir şekilde bize sığınmış ak sakallı ihtiyarı, yaşadığı tüm sıkıntılara rağmen, hala geleceğine umutla bakan çocukları, zalime teslim edemeyiz. Neymiş? 'Buradan elde ettiği gelirle emeklilere ikramiye verecekmiş.' Bunların sadece gözü kör, kulağı sağır değil, aynı zamanda vicdanları nasır tutmuş. Hesap bilmedikleri gibi, insanlıktan da bihaberler.'