Bi' öğle uykusuna yatmamız yok mu?Çocukken yaşlılar tarafından sürekli olarak uyarılara maruz kalan bizler, zaman zaman bu uyarılardan dolayı onların bunaltıcı olduğunu düşünürdük. Biraz geç olsa da yaş ilerledikçe aslında tüm o uyarıların birer hayat deneyimi olduğunu ve bizim iyiliğimiz için söylendiğini anladık.Pazar günleri ebeveynlerin zoruyla duşa sokulur, duşa girdikten sonra oyun oynamaya dalıp duştan çıkmak istemezdik. Büyüdükçe duşun yemek yemek kadar temel bir şey olduğu anlaşılıyor. Tabii bazıları hala bunu anlayamıyor, orası ayrı. 🙄Küçükken kardeşlerinin olması, sana alınan her şeyin paylaştırılması demek olsa da büyüdükçe kardeşlerin değeri anlaşılmaya başlanır. Artık en iyi arkadaşın, sırdaşın, çoğu zaman arkanı kollayan kişi kardeşlerin olmuştur.Çocukken yalnız kalmak çoğu kişi için korkutucu ve sıkıcı görülse de yaş aldıkça zaman zaman insanlardan uzaklaşıp kafa dinleme gereği duyuluyor.Müzeler, antik kentler, tarihte öneme sahip ibadet yerleri, doğal harikalar... Ebeveynler ile gidilen bu yerlerde hiçbir şeyden anlamayarak öylece gezilir. Ayaklar yoruldukça nefret daha da büyür...Türkiye'de kitap okuma oranlarının düşük olduğu bir gerçek. Her çocuk okumayı sevmiyor diyemeyiz tabii ancak yine de genel olarak çocukların da gençlerin de okumaktan pek haz etmediği ortada. Kitapların değeri yaş almadan anlaşılamıyor ne yazık ki...Her ortamda mutlaka büyüklerin ekonomi ve siyaset konuşmalarına maruz kalan çocuklar, çocuklarımız...Büyüyünce bu muhabbetleri dinlemek de muhabbete dahil olmak da keyifli gelir. Ne de olsa bu konular artık bizi de ilgilendiriyor.Birçok çocuk öğle uykusuna yatmamak için ciyak ciyak ağlasa da aynı saat diliminde ofiste beş dakika gözlerini dinlendiren binlerce insan bulunuyor... Öğle uykusunu nasıl çocuklara kaptırdık ya...Kız çocukları için en kötü kabuslarından biri de saçlarının at kuyruğu yapılması ve kulaklarının ortaya çıkmasıdır. Hele ki küçük yaşlarda pasaklı gezmeyi seven kızlar için bu tam bir mücadele haline döner. Ama bu mücadeleyi her zaman anneler kazanır...Büyükler fark edip durdurana kadar çaya olabildiğince fazla kaşık şeker koyan çocuklardan, çayı şekersiz içen bireylere dönüşebildiyseniz tebrik ederiz...Pazar günlerinden nefret ederek büyüyen çocuklar, üniversiteden mezun olurken 'Bir sene uzatsa mıydım ya?' diyen, okula hasret insanlara dönüşüyor. Kimisi eğitim, kimisi de ortam için. Ama orayı karıştırmayın şimdi. 🤫Küçükken saatler boyu aşırı yavaş ilerleyen belgesellere veya sıkıcı haber bültenlerine maruz kalmak çoğu çocuğun kabusuydu. Ancak büyüdükçe ve doğanın ne kadar mükemmel olduğunun farkına varınca o belgeseller hoşunuza gitmeye başlar, gündemi takip etmek için de haberleri izlemek zorunda hissedersiniz.Akşam yemeğinde sebze olduğunu öğrenince aç kaldığını düşünen ve yememek için sofrada sürekli olarak ağlayan çocuklardan biri miydiniz? O çocukların hepsi büyüdü ve artık sebze yemeklerini kendi istekleriyle yiyorlar...Çocukken karanlıkta eşyaları canavarlara benzetip korktuğumuz için ışıkları kapatamazdık, büyüyünce de aydınlıkta uyuyamaz olduk. Biraz kafalar karışık sanki.Özellikle ailenin büyük bireyleriyle aynı evde yaşayan çocuklar sürekli olarak 'Aman evladım betona basma, terlik giy!' uyarılarını duymuştur. Büyüyünce bir anda otomatik olarak ayakta terlik beliriyor sanırım.
Yalnız kalmak ve öğle uykusu diyorum! Kıymetini bilememişiz :)
Öğle uykusuna yatmak, hayali bile güzel.
#13 büyümesine rağmen bu alışkanlığı edinemeyen insanlar da var. Sürekli sosyal medyada besleyici sebze yemeklerinin fotorafını paylaşıp "Bunu yiyenin midesine saygısı yoktur, pırasa yiyenin aklı yoktur" vs paylaşımları gırla gidiyor