Cannes’da “Kış Uykusu” filmi ile Türkiye’ye ikinci defa Altın Palmiye’yi getiren Nuri Bilge Ceylan , “İlk defa Türkiye’den hiçbir televizyon Cannes’a gelmedi” diyerek sitem etti.
Radikal gazetesinden Şenay Aydemir , Nuri Bilge Ceylan’ın kazandığı ödül sonrası Fatma Girik ile birlikte ödül töreninde yaşananları ve konuşulan Yılmaz Güney hatıralarını yazdı. “Nuri Bilge ve Yılmaz Güney aynı masada” başlığıyla yayımlanan (27 Mayıs 2014) yazı şöyle: Nuri Bilge ve Yılmaz Güney aynı masada
Rotterdam'da bu yıl ikincisi düzenlenen Türk filmleri festivali Kırmızı Lale, Altın Palmiye'nin yeni sahibi Nuri Bilge Ceylan'la Fatma Girik'in Yılmaz Güney anılarını aynı Xmasada buluşturdu.
Rotterdam’da bu yıl ikincisi düzenlenen ve Türkiye filmlerini Hollanda’ya taşıyan Kırmızı Lale Film Festivali’nin öngörülü yöneticileri sayesinde ilgi görüyor. Çünkü, festival kapsamında ‘İklimler’ ve ‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ filmleri gösterilecek olan Nuri Bilge Ceylan, Cannes’da Altın Palmiye kazandıktan sonra ayağının tozuyla bu festivale konuk oldu. Ceylan’ın Cannes’dan Rotterdam’a gelmesi ülke basınının dikkatlerinin de bir anda Kırmızı Lale Film Festivali’ne çevrilmesine neden oldu. Önceki akşam açılışta bu ilgiyi görmek mümkündü. Tabii açılışın başka bir önemli konuğu daha vardı: Türkiye sinemasının en büyük oyuncularından birisi olan Fatma Girik. Festivalin onur ödülünü almak için Rotterdam’da bulunan Girik, hem eğlenceli sohbeti hem de samimiyetiyle herkesin gönlünü kazanmasını biliyor.
Açılış töreninden sonraki yemekte sohbet etme fırsatı bulduğumuz Ceylan, Cannes’la ilgili anekdotlar da paylaştı. Örneğin festival organizatörlerinin bu yıl daha önce görmediği bir ‘taktiğinden’ bahsetti. Ceylan ve ekibi tören alanına gittiğinde festival yönetimi mesafeli davranmış kendilerine. Hatta canlı yayını yapan televizyon ekibi çok fazla oralı olmamış. Yani sonuçları bilenler Ceylan ve ekibinin bunu hissetmemesi için ellerinden geleni yapmışlar anlayacağınız. Ceylan, ödül sonrası onlarca televizyon ve bir o kadar da radyoya görüş verdiğini anlatıyor. Ama içlerinden hiçbirisinin Türkiye’den olmadığının altını da çiziyor kalın çizgilerle. Artık Cannes’ın en deneyimli yönetmenlerinden birisi olduğu su götürmez olan Ceylan bir ara “İlk defa Türkiye’den hiçbir televizyon Cannes’a gelmedi” diye konuşunca gözler gecenin sunuculuğunu da yapan Yekta Kopan’a döndü tabii. Uzun yıllar Cannes’dan canlı yayınlar yapan birisi olarak Kopan da bu yıl festivaldeydi ama ne yazık ki mesleğini yapmak için değil. Ceylan, Cannes jüri başkanı Jane Campion’un filme girmeden önce çok uzun olduğu için sıkılacaklarını düşünüp daha sonra “İki saat daha olsa izlerdik” yorumunun çok hoşuna gittiğini de aktardı. Fatma Girik’ten Yılmaz Güney anıları
Yemeğin en ilginç anlarından birisi de Fatma Girik’in Yılmaz Güney ile anılarını anlatmasıydı. 1982 yılında ‘Yol’ ile Altın Palmiye kazanan Yılmaz Güney ve daha üç gün önce bu ödüle değer bulunan Nuri Bilge Ceylan’ın aynı masada buluşması da ilginç anlardan birisiydi. Ceylan’ın Yılmaz Güney ile ilgili anılara gösterdiği ilgi ve ayrıntılı soruları gözlerden kaçmadı tabii. Gazeteci Zeynep Oral’ın da Yılmaz Güney’in Türkiye’den yurtdışına çıkışıyla ilgili hatıralarını paylaşmasıyla sohbet daha da genişledi.
Sohbetin ilginç anekdotlarından birisi de sinema yazarı üstadımız Atillâ Dorsay’ı uzun yıllar boyunca her yıl takip ettiği Cannes Film Festivali’ne iki kez gitmediği ama talihsiz bir biçimde bu iki yılın ‘Yol’un Altın Palmiye kazandığı 1982 ve bu yıl olduğu gerçeğinin ortaya çıkmasıydı.
Nuri Bilge Ceylan’ın yarın bir ‘masterclass’ vereceği Kırmızı Lale Film Festivali, ‘Cennetten Kovulmak’, ‘Kusursuzlar’, ‘Kutsal Bir Gün’, ‘Sesime Gel’, ‘Şarkı Söyleyen Kadınlar’ın ana yarışmada, ‘Ben O Değilim’, ‘Mavi Dalga’, ‘Soğuk’, ‘Yozgat Blues’ ve ‘Daire’ gibi filmlerin Panorama bölümlerinde yer aldığı programıyla 31 Mayıs’a kadar devam edecek.
- T24