Artık kişisel verilerin insanların haberleri ve izinleri olmaksızın kaydedildiği, işe alımlarda, banka kredisi ve sigorta başvurularında, prim ve faiz hesaplamada, vize alırken, güvenlik taramalarında, telefon ve internet başvurularında ve başka birçok alanda Yapay Zekâ algoritmalarının kullanıldığı bir çağa girdik. Sosyal medyada ve haber sitelerinde ne okuyacağımıza, televizyonda ne izleyeceğimize yapay zakâ algoritmaları (Ai algorithms) yön veriyor. Bu algoritmalar seçim sonuçlarını dahi etkileme gücüne sahip.
Yapay zekâ temelli algoritmalar kullandıkları verileri eşitsizliği, ayrımcılığı, ırkçılığı, yoksulluğu ve beraberinde getirdiği problemleri çözememiş bir toplumdan elde ediyorlar. Peki bu algoritmalar verileri ile beslendikleri topluma rağmen ön yargısız ve tarafsız olabiliyorlar mı? 2020 yapımı Netflix belgeseli “Coded Bias” (Kodlanmış önyargı) çeşitli yapay zekâ uygulama örneklerine bakarak bu soruya cevap arıyor.
Bunun haberi bi Netflix belgeselin de geçen hafta çıktı. Afro American bi kadın keşfediyor bunu. yüksek oranda beyaz erkekleri tanıyor. kadını tanımiyor. hatta Masum birini aranan bi kişiye benzetiyor. beyaz maske takinca tanıyor. sonra araştırmalar falan derken Amerikada bazi eyaletlerde yüz tanıma sistemi kaldırılıyor.