Endüstriyel devrimden bu yana sıklıkla dile getirilmesine rağmen, son 200 yılın teknolojik gelişmeleri henüz, öngörülenin aksine, makinelerin insan emeğini tamamen devre dışı bırakmasına neden olmadı.
20. yüzyılın sonlarına doğru, özellikle 1980’lerde gözlenen, niteliksiz işgücüne olan talebin azalması ve bu grubun ücretlerindeki düşüş “Skill biased technological change/ Beceri yanlı teknolojik gelişme” teorisi ile açıklanmaya çalışıldı. Bu teoriye göre, kişisel bilgisayarların icadında olduğu gibi, teknolojik icatlar ve yenilikler bu teknolojileri kullanabilme becerisi daha yüksek olan nitelikli (eğitimli) işgücüne talebin ve dolayısı ile de bu grubun lehine ücret eşitsizliğinin artmasının temel nedeniydi.
21. yüzyılda tablo biraz daha karmaşık bir hal aldı. Teknolojik gelişmeler yine yüksek nitelikli (eğitimli) işgücüne talebi artırdı. Şaşırtıcı bir biçimde düşük nitelikli işgücü de bu gelişmelerden fayda gördü ancak bu orta sınıf için geçerli olmadı. Dünyanın birçok ekonomisinde son 20 yılda, yüksek ve düşük ücretli istihdamın toplam istihdama oranında artış gözlenirken, orta sınıf eriyor. Beceri yanlı teknolojik gelişme teorileri ile açıklanamayan bu durum, ekonomistleri yeni teoriler arayışına yönlendirdi. ALM (MIT ekonomistleri David Author - Frank Levy - Richard Murnane’in soy isimlerinin baş harfleri) hipotezi olarak ünlenen hipotez bunlardan birisi.
ALM hipotezine göre, her iş rutin ve rutin olmayan görevlerin toplamı olarak düşünülmeli ve “hangi işlerin otomasyonu daha kolaydır?” sorusu yerine, “hangi görevlerin otomasyonu daha kolaydır?” sorusuna odaklanılmalı. Rutin görevlerin otomasyonu daha kolaydır. Yaratıcılık, muhakeme, problem çözme gibi rutin olmayan görevler ise kolayca makinelere devredilemez. Bu da yüksek nitelikli (yüksek eğitimli) iş gücüne talebin ve ücretlerin artışını açıklayabilir. Kuaförlük, hasta veya çocuk bakıcılığı, öğretmenlik, garsonluk gibi geniş bir yelpazede manuel becerilerin ve/veya sosyal becerilerin ön planda olduğu çoğunlukla hizmet ekonomisi kapsamındaki işler de rutin olmadıklarından, otomasyona daha az elverişlilerdir ve teknolojik gelişmelerden bu yüzden daha az etkilendiler. Orta sınıfın yaptıkları işlerin ağırlıklı olarak otomasyona elverişli rutin görevler içermesi de bu grubun neden teknolojik gelişmelerden daha çok etkilendiğini açıklayabilir.