Ayrıca buradaki Ortodokslara ciddi şekilde baskı ve zulüm edildiğini anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
'Fatih Sultan Mehmet fethedip, Ayasofya'yı camiye dönüştürdükten sonra askerlerinden birisinin Ayasofya'daki mermerleri elindeki çekiçle tahrip ettiğini gördüğünde, bizzat kendisi mani olmuş ve 'Hayır. Bu, bize kalmış olan bir eserdir' diyerek, Ayasofya'nın kılına zarar verilmesinin önüne bizzat kendisi geçmiştir. Ondan sonraki dönemlerde biliyorsunuz İstanbul çeşitli depremlerde hasarlar görmüş. Çok ciddi tamiratlardan geçirilmiş. Şu an Ayasofya'da 1850'den bu yana gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmekte olan en önemli bakım ve onarım faaliyetlerinden birisi yapılıyor. Önce yerde çatlamış mermerlerin derzlerinin değiştirilmesi, kırılmış olan mermerler numaralandırılarak, zeminlerinin düzeltilmesi ve tekrar o mermerlerin oraya yapıştırılması, dış cephedeki çatlakların giderilmesi ve kuzey cephenin iç onarımlarıyla ilgili restorasyonlar devam ediyor. Ümit ediyoruz ki 2018'in sonuna kadar bu iç zeminin düzeltilmesi ve düzenlemeler bitirilecektir.'
Nasıl ki İspanyadaki 1400 senelik Kurtuba Camisi Katedral yapıldıysa, Sofya'daki 500 senelik Kara Camisi Kilise yapıldıysa Ayasofya da cami olarak hizmet vermelidir.
Ayasofya'nın Cami olarak kullanılmasının hiç bir mantığı olmadı gibi büyük saygısızlık. Camiye mi ihtiyacımız var ? 100 metre karşısındaki Sultan Ahmet Camii'ni doldurabiliyor muyuz ? Evet cuma günleri dolup taşıyor. Çıkarken birbirimizi eziyoruz kaçarcasına. Camilerimiz gayet yeterli.Önemli olan İslam'ı yaşayabilmek. Daha çok ihtiyacımız olan, nitelikli üniversiteler ve kültür-sanat merkezleri açılmalı. . Birde laf açılmışken Sayın Numan Kurtulmuş seni Kültür ve Turizm bakanı olarak görmek içler acısı. Senden sonrada Kadir Mısıroğlu şarlatanını getirirsiniz. İlber Ortaylı hocam şu cahilleri sana havale ediyoruz. Duy sesimizi
Ayasofya laikliğin simgesidir devletin hristiyana da müslümana da ateiste de eşit uzaklıkta olduğunu belli eder bu yüzden kilise veya havradan dönme camiler genellikle müze yapıldı çünkü artık halkın sadece sünni müslüman kesimine değil tüm halka ait bir devlet kurulmuştu sonuna kadar hoşgörü sonuna kadar laiklik