Nükleer Patlama Olur, Gizemli Semboller Baş Gösterir! Felaket ve Kıyamet Filmlerinde Gına Getiren Klişeler

Gerilim ve aksiyon filmlerini sıralamaya kalktığımızda aklımıza ilk gelen filmler, felaket/kıyamet konulu yapımlar oluyor. Kıyamet filmlerini izlerken artık bir sonraki sahneyi tahmin etmekte bile zorlanmıyoruz. Dünya'nın sürekli başka güçler tarafından işgale uğramasına şahit oluyoruz. Her filmin sonunda Dünya'nın büyük bir kısmı yok oluyor ve insanlar yıkık dökük bir şehirle baş başa kalıyor. Gelin, gına getiren klişelere bir bakalım...

Tüm insanlığın hızlıca yayılan bir salgınla ölmesi.

Filmde herkes güne normal bir şekilde başlayıp hayatın hengamesine doğru yol alıyor. Anne ve baba işe gidiyor, çocuklar okula gidiyor. Yaşam rutin şekilde devam ederken birden, beklenmedik bir olay gelişiyor. Birileri birtakım amaçlar uğruna laboratuvarda virüs üretiyor ve ne hikmetse virüs bir anda tüm dünyaya yayılıyor. Başka bir senaryoda ise insandan insana yayılabilen salgınlar ortaya çıkmaya başlıyor. Ülkenin ileri gelenleri teyakkuza geçip soruna çözüm bulana kadar milyonlarca insan çoktan ölüyor. Bu olay olduktan sonra şehir anında sessizliğe bürünüyor.

Felaket sonrası yaşanmaz hâle gelen şehirler.

Şehrin kıyamet öncesi ve sonrası durumunun her filmde aynı şekilde sunulduğunu görüyoruz. Filmin başlarında canlı, hayat dolu gözüken şehir daha sonları kimsesizler yurduna döner. Yıkık dökük evler, hurdaya dönmüş araçlar, camları kırılmış dükkanlar, yere düşen levhalar ve trafik ışıkları en bilinen klişeler arasında. O şehri temsil eden sembollerin yıkılacağını hep biliriz. Eğer ABD yapımı bir filmse Özgürlük Heykeli mutlaka bir yerlerden görünür.

Filmin içerisinde yer alan sembollerle izleyiciye felaketin yaklaşmakta olduğunun hissettirilmesi.

Felaketin geleceğini ip uçlarını yakalayarak anlarız. Filmlere yerleştirilen ufak tefek ayrıntılar, ilerleyen dakikalarda neler olabileceğine dair ipuçları verir. Doğa olaylarının anlatıldığı filmlerdeyse sahne içinde yer alan suyun titreşmesi ile birkaç saniye sonra depremin olacağını biliriz. Çünkü insanoğlunun deprem anında ilk baktığı şey su bardağı olur! Dikkatli olun, semboller size her şeyi söyler!

Her şey biter ve yeni bir hayat başlar.

Felaket sonrasında hayatta kalan kahramanlar sığınacak yerler arar. Korunaklı alanlar olarak görülen göl kenarları, vadiler, mağaralar, gemiler ve yer altında yaşamak için tasarlanan sığınaklar, insanların saklanabileceği gizli yerler olarak lanse edilir. Felaketten kurtulanlar, bu yerlerde yeniden bir yaşam kurmaya çalışır.

Birtakım şifreler sayesinde çeşitli gizemler çözülür.

Kıyamet filmlerini izlememizin diğer bir amacı da gelecekten haber alma isteğimizdir. Gerilimin yüksek olduğu 'Son Durak' film serisinde bunu görebiliyoruz. Peki, biri size nasıl öleceğinizi söylese buna inanır mıydınız? Beyaz perdenin en çok izlenen filmlerinden biri olan 'Sings' filminde ise adamın tarlasındaki ekin çemberini görmesi ile filmdeki gelişmeler başlıyor. Görüldüğü üzere, felaket filmlerinin en temel özelliklerin biri bu gizemli söylemler, işaretler!

İkonik şehir sembollerinin gösterilmesi.

Dünyaca ünlü mimari eserler mutlaka yaşanan felaketlerden olumsuz etkilenir. En gösterişli köprüler yıkılır, en tanınmış heykeller parçalanır, şehirlerin en ünlü caddeleri yerle bir olur. Dramatik bir müzik eşliğinde harabeye dönen bu eserler âdeta seyircilerin gözlerine sokulur. İzlediğimiz bir ABD yapımıysa kentin önemli noktalarının filmde yer alacağını biliriz. Bu özel yapıların kurguda yerle bir olacağını bilindiğinden film gerçekliğini tamamen yitirir.

Başrol oyuncularının kurtarıcı ilan edilmesi.

İnsanlığın sonunun yok olduğunu gösterseler de onu kurtaran yine insan olur. Genel olarak başrolde oynayan oyuncular bu kutlu görevi üstleniyor. Örneğin Roll-Caption'da başrol oyuncusunun adını ilk sırada gördüğümüzde onun ölmeyeceğini ve filmin kahramanı olacağını biliyorduk. Çekilen birçok filmde başrol oyuncuları asla ölmüyor. Senaristlerin seyirciyi bir miktar şaşırtıp bu klişeleşmiş yapıdan sıyrılmaları iyi bir fikir olabilir.

Bol miktarda yakın plan çekimine yer verilmesi.

Oyuncuların felaket anındaki duygu durumlarını en iyi gösteren açı, yakın çekimler. Kamera, en kritik anlarda karaktere yaklaşır ve koca ekran bu yüzle kaplanır. Yıkılan yapılar, yanan alanlar, ölen insanlar; felaketin gerçekleşmesinin ardından ayrıntılı şekilde gösterilir. Fakat bu dengeyi iyi tutturmak gerekiyor çünkü birkaç yakın plan sahnesi verildiğinde seyircinin dikkat dağılmaya başlıyor. Bu kadar detay seyircinin çoğu zaman sıkılmasına neden oluyor.

Felaket filmlerin olmazsa olmazı: patlama sahneleri.

Doğa olaylarının yer aldığı birçok filmde büyük patlamalara şahit oluruz. Yanardağ, volkan gibi kaynakların patlaması sonucu insanlar kaçışmaya başlar ve hayatta kalmak için büyük uğraş verirler. İnsanların etrafa kaçışması, lavların alana giderek yayılması ile olay örgüsü başlar. Bunların yanı sıra dünyayı ele geçirmeye çalışan yaratıkların konu olduğu filmlerde de mutlaka birkaç tane patlama sahnesi kullanılır. Bu tarz patlamalar felaket filmlerinin vazgeçilmez sahneleri arasında yer alıyor.

Başrol oyuncular arasında beklenmeyen bir aşk yaşanması.

Filmin en heyecanlı yerinde başrol oyuncusunun felaket anında bile aşk dolu bakışlar atmasına şahitlik ederiz. Kıyamet anında herkes bir yerlere kaçışırken birilerinin romantizm yaşıyor olması bazen sinir bozucu olabiliyor. Aşkı dolu dizgin yaşamak güzel bir şey belki ama yanlış zamanda bunu yaşamak tuhaf gelebilir. Bunu bir de felaket anında düşünmek genellikle seyircide garip bir etki yaratıyor.

Uzaylıların Dünya'yı istila etmeye çalışması.

Kıyamet filmlerinde Dünya'nın sonunu genelde uzaylılar getiriyor. Yeryüzünde yaşayan insanlar, uzaylıların Dünya'ya iniş yaparak gezegeni ele geçireceğini düşünüyor. Bu yüzden de insanlığın yok olacağını ama bunun hangi zaman diliminde gerçekleşeceği bir türlü bilinemiyor. Uzaylıların bitmeyen deneyleri, ileri teknolojileri, kötücül hedefleri bazen seyirci için sinir bozucu olabiliyor!

Kocaman bir meteorun Dünya'ya çarpma tehlikesine karşı çılgın bir mücadele!

Kocaman bir meteor hızla Dünya'ya karşı yaklaşmaktadır ve tüm evreni yok edecektir! Bu konunun işlendiği pek çok felaket filmi sayabiliriz. Bu temaya sahip tüm yapımlarda kocaman meteora karşı çılgın bir mücadele sürdürülür. Filmin sonunda mutlaka birileri bu felaketten kurtulmuştur ve yeni bir yaşamın başladığı yerler ortaya çıkmıştır.

Felaket filmlerinde karşımıza çıkan klişelerden biri de nükleer olaylar.

Nükleer Savaş temalı filmler Üçüncü Dünya Savaşı olarak da nitelendiriliyor. Nükleer olaylar bazen bir savaşla ortaya çıkıyor bazen tarihten esinlenilerek kazalar yoluyla. Fakat her durumda felaket filmlerinin vazgeçilmez klişeleri arasında o ürkütücü gaz maskeleri kendini gösteriyor. Her ne kadar beyaz perdenin klişeleri arasında görülse de tüyler ürpertici olduğunu kabul etmek lazım.

Başına bir şeyler gelene kadar olanlara inanmayan birileri mutlaka vardır.

Filmde yer alan yan karakterlerden en az biri, yaşananların bir kurgu olduğunu iddia eder ve kendisinin başına hiçbir şey gelmeyeceğine inanır. Çevresinde olup bitenleri umursamadan hayatına devam eder. Ancak o da bir şekilde kendini kaosun içinde bulur ve genellikle bu andan sonra kahramanvari birtakım işlerle meşgul olur.

Makinelerin ayaklanması ve Dünya'yı işgal etmeleri.

İnsan eliyle ortaya çıkarılan yapay zekâ, gün gelir bilinçlenir ve tüm insanlığa saldırmaya karar verir. Dünya'yı veya insanları yok etmek adına büyük bir çaba gösteren makinelere karşı insanlar efsanevi bir savaşa girişir. Makine ve insan savaşı büyük yıkımlara ve ölümlere sebep olur fakat kazanan her zaman insanlar olur! Peki, sizce felaket filmlerinde mutlaka gördüğümüz klişeler neler?

Bizim Lise Dizileri Gibi: Ryan Reynolds'tan Emilia Clarke'a Yaşından Küçük Karakterleri Canlandıran Oyuncular
Iron Throne Seni Bekliyor: Kartların Yeniden Dağıtılacağı Game of Thrones Evreninden Yeni Diziler Geliyor
Kendi Hayatının Figüranı Olmak Tam Olarak Bu! Kendi Hikâyelerinin Anlatıldığı Filmlerde Figüran Olan Kişiler
Brad Pitt'li Mr&Mrs Smith, Johnny Depp'li Turist! En Sevilenlerden En Az Bilinenlere Angelina Jolie Filmleri

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti
YORUMLAR
18.12.2022

Felaket sonrası yaşanmaz hale gelen şehirler ve oluşan sosyolojik yapı klişeden ziyade, için bulunduğumuz dünyanın gerçekleri. Bize çok uzak olduğu için anca kıyamet sonrasında yaşandığını zannediyoruz. Okuduğum bir kitapta, polislerin cinayete kurban giden birini aradığını ve gün boyu 10-15 ceset bulduklarını ama hiç birinin aranan kişiye ait olmadığı okumuştum. Bu arada bulunan cesetlere herhangi bir şey yapılmıyor. Olduğu yerde kalıyor.

Sen ne olsun istiyorsun?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ