-Sanatla uğraşmak isteyen gençlere ne tavsiye ederisiniz?
Tuluyhan Uğurlu‘yu kaybetmeyin. O devamlı sizin radarınızda olsun. Beni izlesinler, bana sorsunlar, 24 saat telefonum açık.
-Şu anda öyle iletişim kuranlar var mı?
Çok var gece 3’te telefon ediyor çocuk, “Abi sana bir şey yaptık sana dinletecektik” diyor. “Heyecanlandık seni aradık” diyor, “Kusura bakma gece üç olmuş“ diyor. Ben ancak varlığımla destek oluyorum. Sahnede onlar için bir sembolüm. Ne sembolü derseniz? Sponsor asla kullanmıyorum. Para alan emir alan diyen biriyim.
-Mutlaka konservatuar şart ama, değil mi?
Kesinlikle, piyano keman gitar çalıyorsan, Telemann’ı, Bach’ı bilmeden olmaz. Zaten bir yol ayrımı var, yaşarken o gelince hissediyorsun. Mümkün olduğu kadar çoksesli ve klasik müziği çok iyi öğreneceksin. Hatta Türkiye’de öğrendiğin hiçbir şey; yurtdışına da gideceksin. Orada eğitimi alırken karar vereceksin. 'Ben ne yapacağım?' Avrupa’da yaşıyorsan ve kendi müziğini yapmaya karar verdiysen, Avrupa‘da asla durmayacaksın. Durmayacaksın, yok çünkü. Anlamazlar. İlla onların bildiği bir şey çalacaksınız. O zaman iyi bir piyanist olup olmadığınızı anlar. Ama Amerika ve Rusya tuşa dokunduğunuzda sizin nasıl bir piyanist olduğunuzu anlar. Sizden Mozart dinlemesi gerekmiyor, tuşa basışınızdan iyi bir piyanist olup olmadığınızı anlarlar.
'HER GÜN AYNI SAATTE BAŞLAYAN ÇALIŞMADIR BAŞARIYA GİDEN YOL!'
-Sanatçıların üretkenliği bir noktada duruyor mu? Yaratıcılık devam ediyor mu? Bir süre sonra duruyor sanki.
Ben yeteneklerimin farkındayım ama zafiyetlerimin de farkındayım. İşleyen demir ışıldar. Ağzınızla kuş tutun, dünyanın en kabiliyetli insanı olun hiçbir şey fark etmez. Çalışmadığınız sürece hiçbir şey olmaz.
-Çok çalışmak üretimde devamlılığı ve başarıyı sağlar mı?
Gençler çok iyi bilsinler, siz başarıya ulaştıracak olan şey günde 8-10 saat deli gibi piyano çalışmak değil, çok çalışmayla başarının bir alakası yok. Çöp, geri dönüşüm kutusu, Yallah….
Her gün aynı saatte başlayan çalışmadır başarıya giden yol! Her gün aynı saatte oturun. İster 8 saat, ister 80 dakika, ister 10 dakika çalışın. Her gün aynı saatte başlamak insanı başarıya götürür.
'NEMRUT DAĞI'NDAKİ KONSERİMDEN SONRA ŞOK VE DEHŞET!'
-Klasik konser salonları dışında çok farklı mekanlarda konserler veriyorsunuz. En ilginç mekan neresiydi sizin için? Ve başınıza gelen en garip olay neydi?
Bir konserimde elektrikler kesildi, ben çalmaya devam ettim. Doğaçlama çalıyorum, notaya ihtiyacım yok.
İlgisiz alakasız yere sahne kuruyoruz. Benim için en etkilendiğim Afyon Kocatepe’de verdiğim konser oldu, Büyük Taarruzun başladığı yer ve başladığı saatte.
Dünya için Nemrut Dağı’ydı. Dünya için çok önemliydi, çünkü ben oradan Mezopotamya halklarının barış ve kardeşliğini anlattım. Onun için çaldım, sınırlar kalksın istiyorum. Birçok uluslararası televizyon kanalı canlı bağlandı konsere. Üç gün sonra şok ve dehşet oldu, Bağdat bombalandı.
'SERDAR ORTAÇ DÜNYANIN EN BEYEFENDİ İNSANIDIR!'
-Türkçe pop müziği dinler misiniz? Tarkan’ı dinler misiniz mesela?
Tanju Okan dinlemişken, Tarkan’ı dinlemem. Öyle şahane sesi falan yok. Ama yıllarca Sertaç Ortaç’ı eleştirdim ben, müziğini dikkatle dinlememişim. Hatta yıllarca o tayfa (popçular) Serdar Ortaç’la dalga geçtiler. Yalnız Sertaç Ortaç dünyanın en beyefendi insanıdır. Bir dinlemeye gidin. Bir kere bir kız arkadaşı grubu ile bir mekana gittim, girişte beni gördü. Hemen parçasını kesti, benimle ilgili birkaç kelam etti ve sahnesine devam etti. Bu bir erdemdir.
'ANNEMİ DE, BABAMI DA KONSSER GÜNÜNDE KAYBETTİM.'
-Hayatınızda yaşadığınız en etkileyici tecrübe nedir?
Annemi de, babamı da konser gününde kaybettim. Bu kadar konser verince bir insan, illa ki bir şeylere denk gelir. Annemi kaybettiğimde Akdeniz albümün tanıtımı olacaktı Aya İrini’de.
Annem babam hep şunu derdi: “Ölsek dünya yıkılsa çıkıp çalacaksın. Kıyamet kopuyor… Çalacaksın! Çünkü zaten kopacak.”
Babamın ölüm anında İzmir’deydim. Çaldıktan sonra ”Farklı bir ruh halindeyim babamı kaybettim” dedim.
-“The Show must go on.” diyorsunuz.
Evet …. Misyon devam ediyor. Her insanın bir misyonu var. Misyon nedir? İnsanları düşünmeye ve daha iyi algılamaya yöneltmek.
-Türkiye’de çok sesli müziğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye’de çok kabiliyetli çocuklar var. Konserlerimde onları çaldırıyorum. Gittiğim şehirlerde bu genç yeteneklere mutlaka çalmak fırsat veriyorum.
'KAİNAT ÜÇ SÜTUN ÜZERİNDE DURUYOR!'
-Dijitalleşme müziği nasıl etkiliyor. Yaratıcılığı insanın elinden alıyor mu?
Müthiş bir şey. Kainat üç sütun üzerinde duruyor. Akıl, (hikmetli akıl), güzellik ve kuvvet. Dördüncü sütun da sizsiniz. Dünya’daki bütün bilgiler bu sütunlar üzerinde yükseliyor. Siz bu dört sütunun üzerinde bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Üzerine bir şeyler ilave etmeye çalışıyorsunuz. Yorumcu ilave edemiyor, besteci var. Bütün bilim böyle ilerliyor.
-Ben size hayranım. Konserlerinize defalarca geldim. Tuluyhan Uğurlu kimi dinler? Beğendiğiniz veya hayran olduğunuz sanatçı var mı?
Bach, Itri, modern anlayışta müzik yapan Pat Metheny, Keith Jarrett, Chick Corea, Art Tatum. Pat Metheny gitaristtir, ama çok farklı anlayış getirmiştir. Andreas Vollenweider arpe çok farklı bir sound getirmiştir ve tonlamalar çok başkadır. Yeni piyanist adaylara hep şunu söylüyorum: “Kendi tonunuzu bulun!” Bunu çalışmıyor insanlar. Ali mi, Veli mi, kim çalıyor? Kadın mı erkek mi? En önemli nokta bu, size ait bir ton yoksa siz yoksunuz. Yıllarca ben bunu aradım. Yıllarca Keith Jarrett’e benzettiler, çünkü aynı tonda çalardık. Bir müddet sonra kendi yolunuzu buluyorsunuz.
-“Fake it till you make it” yani :)
Evet aynen öyle. Ama tarihte buna historismus deniyor. Kuran’ı Kerim’in tam da bahsettiği şey. Sen kendinden evvelkileri doğrulayacaksın. Gördünüz mü?
'YERYÜZÜNDEKİ EN BÜYÜK GİZEM AHİT SANDIĞININ NEREDE OLDUĞUDUR.'
-Sizce yeryüzündeki en büyük gizem nedir?
Çok güzel bir soru. Yeryüzündeki en büyük gizem, ahit sandığının nerede olduğudur.
-Var mı öyle bir sandık? Kimin elindedir? Ne vardır bu sandıkta?
Biz İstanbul’un kıymetini bilemedik. Bütün hermetik öğretilerin düğümlendiği, buluştuğu nokta. Oluştuğu nokta demiyorum, buluştuğu nokta.
-Belki de Ahit Sandığı İstanbul’da?
İstanbul’da olabilir. Ayasofya çok önemli.
Sır yoktur, sır gerçektir. Bu dünyaya ait gerçek sır bence Ahit Sandığıdır.
STANDARTIMI DÜŞÜK BULDU, BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTI!
-Tuluyhan Uğurlu hiç aşık oldu mu?
Tuluyhan Uğurlu’nun bir tane aşkı var. 6 yaşında aşık oldum, çocukluk aşkım ama ondan bile şu cümleyi duyabiliyorsunuz… Ve orda bitti. “Ya ben burada yaşayamam, ben daha güzel bir yerde, sana daha çok ilham verecek bir manzaralı bir evde yaşamak istiyorum.” dedi. Standardımı düşük buldu. Bu beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı... Ya sanatçının standardı olur mu? Gerçek sanatçı zengin olabilir mi?
'HER AN KIYAMDAYIZ!'
-Hayatınızda ne eksilmesin?
Her şey ayağa kalktı, kıyamdır. Kıyamet ayağa kalkmadır. Yeni bir şey yaptığınızda ayağa kalmaktır. Yeni bir eser, albüm , konser, ben aslında sürekli ayağa kalkan bir insanım Hayatınızda ne eksilmesin diye sorulsa, bu eksilmesin. Her an kıyamdayız. Sanatın kıyam olduğu yerler ve anlar benim için çok önemlidir.
Tuluyhan Uğurlu iletişim bilgileri:
Instagram
Web
mesut Can tomay lan bu bizi mi zikiyonuz
İlk Mesut can tomay sandım
Din bir akıl hastalığıdır. Dine bulaşırsanız aha böyle kafayı kırarsınız.