Dünya modernleştikçe eski değerlerimizi de yavaş yavaş kaybediyoruz. Zamanında bize sıradan gelen şeyler, şimdi artık birer nostalji unsuru. Bunlardan en önemlileri evimize, mahallemize kadar gelen ve her türlü ihtiyacımıza karşılık veren hizmetler. Siz de eğer nostalji seviyorsanız içeriğimize buyurabilirsiniz.
Genellikle pilav pişirmek suretiyle yapılan bu denemeler, satıcıların ev hanımlarını senetle taksite bağlamasıyla son bulurdu. Bu sayede tencere seti sahibi olanlar kadar dolandırılanlar da mevcut.
İnsanın ayağına kadar gelen hizmetlerden en fenomeni desek yalan olmaz. Demek ki o dönem kadınların en büyük problemlerinden biri de halı kenarlarının overloksuz olmasıymış.
Bir dönem bakır malzemeler çok daha fazla kullanıldığı için yenilenmesi gerekiyordu. Şimdi de mutfaklarda bakır sahanlar, tencereler var ama kimse 'Bi kalaycı olsa da şunları parlatsak' demiyor; direkt çöpe atıyor.
Hayatımıza AVM'ler girmesinden az daha önce vardı bu meslek. Çoğu kişi de bohçacı kadınlardan ihtiyacı olan tekstil ürünlerini büyük bir merakla inceler ve satın alırdı.
Özellikle 90'lı yılların sonlarında kapımızı çalan satıcılardır kendileri. 'Yenge bi bardak su getirir misin çeşmeden' ricası ile yaptıkları deneyler, ev halkının şok olması için yeterliydi.
Eskiciler de bitti artık. Eskiden ne güzel böyle bir olay vardı, hatta belki de geri dönüşümün ilk adımlarıydı bunlar. Üstelik kapımıza kadar geliyorlardı. Şimdi eski eşyanı satmak için internete ilan veriyorsun. Nerden nereye...
Bu teyzelerimiz zaten mutlaka bir tanıdık oluyordu. Nedense eve gelip bize kataloğu gösterdiğinde hepimiz büyülenmiş gibi mutlaka bir şeyler alıyorduk. Hele bir de tester verdiyse evde bir bayram havası...
Özellikle kurban bayramı öncesinde neredeyse her mahalleye bir bıçak bileyici gelirdi. Belki de şiddetin bu kadar arttığı günümüzde bu meslek dalını görememek hayrımıza olmuştur.
Bütün annelerin hayalini kurduğu en önemli ev eşyasıdır kendileri malum. Şu an fiyatı nasıl bilemiyorum ama ilk çıktığı dönem neredeyse bir servet değerindeydi. Bunun tanıtımı yapılırken evi temizlemeleri de resmen bonus.
Çoğu ev kadının bütçesine destek olması amacıyla giriştiği bu pazarlama türü, zincir satış şekliyle gerçekleşiyordu. Hatta bundan bir sürü alıp çoluğunun, çocuğunun çeyizine koyanlar da hiç az değil.
Şu an hala daha bazı mahallelerde bu satış türünü görmek mümkün ama çoğu büyük şehirde gürültü yaptığı gerekçesiyle artık bu kamyonları göremiyoruz. Süpermarketlerde kazıklanmadan önce ne de güzel alıyorduk sebzeyi, meyveyi...
Eğer sizin mahalleye hala sütçü geliyorsa çok şanslısınız. Çünkü çoğu sağlık ve hijyen gerekçesi ile artık süt satmıyor. Bu konu tartışılır ama sütün üstündeki o parmak kalınlığındaki kaymağın asla lezzeti tartışılmaz.
Rainbow'un da tupperında taa..... Bir gün baktım eşimin annesinin evinde bir adam ve kadın. Elinde bir bok elektrik süpürgesi ile çiçekleri suluyor. O zaman öğrendim ne olduğunu. Adamın o zaman istediği paraya arkadaşım 95 model Brodway almıştı. Üzerine 3-5 alemlik para bile kalıyordu. Tupper denilen boka zaten çocukluğumdan gıcığım. Alt kattaki manyak kadın satardı. Sürekli dayamaya çalışırdır. Arkadaş ben basit adamım. Bence onlar plastik. Evde bir milyon çeşidi falan vardı bir ara. Evlenince herkes bir bokunu alıp geldi. Neyse iyi ki köpekler var da kemirdiler de kurtulduk. Yeniden cama döndük. Çok mutluyum
#4 Pohçaçı geldi anımmm ☺
#6 laylooooonn :D