Eritre’den Norveç’e giden ve bu derslere gönüllü olarak katılan Abdu Osman Kelifa ise bir kadının nasıl olur da eşini cinsel tacizle suçlayabileceğini anlayamadığını söylüyor.
'Benim ülkemde bir adam bir kadını istiyorsa alır, bu yüzden cezalandırılmaz', diyen Kelifa, Norveç’te kadınların istedikleri mesleğe sahip olabilmelerini de, barlara gidip stres atmalarını da tuhaf bulduğunu açıklıyor.
Bu tür uyum çalışmalarının bir sebebinin de hakkında konuşulması zor olan, mülteci sayısı ve suç oranlarındaki artış olabileceğine işaret ediliyor.
Oslo polis teşkilatının eski adli suçlar amiri Hanne Kristin Rohde, 2011 yılında işlenen tecavüz suçlarının büyük kısmının mülteci erkekler tarafından gerçekleştiğini ortaya koyan istatistikleri paylaştığında maruz kaldığı tepkiyi anlatıyor:
'Bu büyük bir problemdi ancak hakkında konuşmak çok zordu. Kadınların herhangi bir değeri olmadığı ülkelerden gelen erkek göçmenlerle işlenen cinsel suçlar arasındaki bağlantıyı gözler önüne seren bir istatistik vardı. Kadının bir değeri olduğunu öğrenmemiş olan çok fazla erkek var, en büyük problem bu. Bu kültürel bir problem', diyor.