Noam Chomsky'den Charlie Hebdo Üzerine 'Hafıza Alıştırmaları'

ABD'li düşünür Noam Chomsky, Charlie Hebdo saldırısının ardından yazdığı yazıda, tüm dünyayı hafızasını biraz yoklamaya davet ediyor.

Chomsky'nin 10 Ocak 2015'te Telesur İngilizce'nin internet sitesinde yayımlanan makalesini Tulga Buğra Işık çevirdi.

Hepimiz - boşluğu doldurun

Dünya, Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya karşı yapılan cani saldırıya korkuyla karşılık verdi. The New York Times’ta, deneyimli Avrupa muhabiri Steven Erlanger, birçoklarının Fransa’nın 11 Eylül’ü olarak andığı olayın hemen sonrasındaki tabloyu tüm açıklığıyla betimliyordu: “Sirenlerin, havada helikopterlerin, çıldırmış haber bültenlerinin, polis kuşatmaları ve tedirgin kalabalıkların, okuldan çıkarılıp güvenli yerlere götürülen çocukların günüydü. Önceki iki gün gibi, kan ve korku Paris ve civarına hakim.” Dünyanın her yerinden yükselen haykırışa, vahşetin daha derin köklerine dair düşünceler eşlik ediyordu. Bir New York Times manşetinde, “Çoğu Kişi Bir Medeniyetler Çatışması Olarak Algılıyor” deniliyordu.

Suça karşı gösterilen korku ve tiksinti de, daha derin kökleri aramak da bazı ilkeleri aklımızda tuttuğumuz sürece haklıdır. Tepki, kimin dergiyle ilgili ne düşündüğünden ve derginin ne ürettiğinden tamamen bağımsız olmalıdır. “Ben Charlie’yim” diyen, her yerde gördüğümüz o tutkulu slogan ve benzerleri en azından konuşma özgürlüğü savunusu bağlamında dergiyle hiçbir bağa işaret etmemeli, hatta bunun imasını bile taşımamalıdır. Doğru olan, ifade özgürlüğünün içeriğe bağlı olmadan, nefret dolu ve ayartıcı olarak görülse de savunulması hakkının dışa vurumu olmalıdır.

Sloganlar aynı zamanda şiddet ve terörün kınanmasını ifade etmelidir. İsrail İşçi Partisi’nin ve İsrail’deki gelecek seçimlerde ana muhalefetin başkanı Isaac Herzog, “Terörizm terörizmdir. Bunun iki türü yok” derken haklıydı. Aynı zamanda “Barış ve özgürlük arayan tüm uluslar büyük bir zorlukla” cani terörizmle [yüzyüze] derken de, zorluğun yorumu sırasında tahmin edilebilir biçimde seçici olduğunu göz ardı edersek haklıydı.

Erlanger korku sahnesini canlı bir şekilde betimliyor. Sağ kurtulan bir gazetecinin “Her şey yıkıldı. Dışarı çıkmak için yol yok. Her yerde duman vardı. Korkunçtu. İnsanlar çığlık atıyordu. Kabus gibiydi” demesini alıntılıyor. Başka bir sağ kurtulan gazeteci “büyük bir patlama ve sonra her şey tamamen karanlık oldu.” diye bildirdi. Erlanger bildiriyor; manzara “giderek tanıdık gelen parçalanmış camlar, yıkık duvarlar, bükülmüş keresteler, yanmış boya ve duygusal yıkım” içeriyordu. En azından 10 insanın patlamada öldüğü bildirildi, 20 kişinin de “muhtemelen molozlara gömülüp” kaybolduğu.

Bu alıntılar, yorulmak nedir bilmez David Peterson’un bize hatırlattığı üzere, Ocak 2015’e ait değil. Esasında Erlanger’in 24 Nisan 1999’da, New York Times’ın sadece altıncı sayfasında kendine yer bulabilmiş, Charlie Hebdo saldırısına verilen öneme ulaşamamış bir haberine aitler. Erlanger, NATO’nun (ki ABD demek) “Sırbistan Radyo Televizyon’u havaya uçuran”, “Sırp devlet televizyonun karargahına misil saldırısı”nın haberini veriyordu.

Resmi bir gerekçelendirme vardı. “Yugoslavya’nın Başkanı Slobodan Miloseviç’in rejimini zayıflatmak için bir çaba olarak”, “NATO ve Amerikan görevlileri saldırıyı savundu”, diye bildiriyordu Erlanger. Pentagon sözcüsü Kenneth Bacon, Washington’da bir brifingde “Sırb televizyonu, Sırp ordusu kadar Milosevic’in cinayetlerinin parçasıdır”, yani saldırının meşru bir hedefidir diyordu.

Erlanger, Yugoslav hükümetinin “Tüm ulus Başkanımızla, Slobodan Milosevic’ledir”, dediğini aktarıyor ve “hükümetin bunu bu kesinlikle nereden bildiği bir muamma” diye ekliyordu.

Fransızların ölülerine yas tuttuklarını ve tüm dünyanın vahşet karşısında çileden çıktığını okurken alaycı yorumlar yapılmamalı. Ayrıca kimin medeniyeti, kimin barbarlığı savunduğuna dair derin kökleri araştırmaya ve engin sorular sormaya da gerek yok.

Demek ki Isaac Herzog, “Terörizm terörizmdir. Bunun iki türü yok” derken haksızdı. Kesinlikle bunun iki türü var: Terörizm, gücü sayesinde Haklı olanlar tarafından daha ağır terörist saldırılar yapıldığında terörizm değildir. Benzer şekilde, Haklı olan saldırdığı hükümeti destekleyen televizyon kanalını yok ettiğinde konuşma özgürlüğüne karşı bir saldırı yoktur.

Aynı şekilde, insan hakları avukatı Floyd Abrams’ın, Charlie Hebdo saldırısıyla ilgili ifade özgürlüğünün güçlü biçime savunarak New York Times’da yaptığı “gazeteciliğe karşı yaşayan hafızamızdaki en güçlü saldırı” yorumunu kavrayabiliriz. “Yaşayan hafıza” derken epeyce haklı, gazeteciliğe saldırılar ve terör eylemleri düzgün kategorilerine ayrılıyor: Onlarınkiler korkunç ve bizimkilerse, haklı ve yaşayan hafızadan kolayca dışlanabilir.

Ayrıca bunun ifade özgürlüğüne karşı Haklı olanın giriştiği pek çok saldırıdan biri olduğunu hatırlayabiliriz. “Yaşayan hafızadan” kolayca silinenlerden sadece bir örneği hatırlarsak, ABD güçlerinin Kasım 2004’te Felluce’de yaptığı, Irak’ın askeri işgalinin en kötü suçlarından biri olan saldırı, Felluce Devlet Hastanesi’nin işgaliyle başladı. Bir hastanenin askeri işgali tabii ki kendiliğinden ciddi bir savaş suçudur, New York Times’ın ön sayfasındaki haberinde suçu gösteren bir fotoğrafın eşlik ettiği, nazikçe bildirilen yapılış şeklinin dışında bile. Haber, “Hastaların ve hastane çalışanlarının odalardan silahlı askerlerce çıkartıldığı ve askerler ellerini arkadan bağlarken yerde oturmalarının veya yatmalarının emredildiğini” bildiriyordu. Suç, çok meziyetliydi ve gerekçesi vardı: “Saldırı aynı zamanda militanların bir propaganda silahını durdurdu: Felluce Devlet Hastanesi, sivil ölümlerine dair raporların akışını sağlıyordu.”

Açık ki böyle bir propaganda ajansının, kaba müstehcenliklerini yaymasına izin verilemezdi.

soL

Popüler İçerikler

Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti