Peki, kadınlarda daha çok görülen ve kimi erkekte de rastlayabildiğimiz bu dönüşüm, bu arayış ya da bu uyanış nereden ve neden geliyor? İşte gizem ve esrar tam da bu sorunun cevabında yatıyor.
Peki, kadınlarda daha çok görülen ve kimi erkekte de rastlayabildiğimiz bu dönüşüm, bu arayış ya da bu uyanış nereden ve neden geliyor? İşte gizem ve esrar tam da bu sorunun cevabında yatıyor.
Bu konunun içinde derinleştikçe; “Tarihi bulguların ötesinde hatta mitolojide anlatılan öykülerin Atlantis medeniyetinin de gerçek tarihinin karmaşık bir biçimde hatırlanmasıdır.” diyen Ignatius Doneley’in cümlesi çıkıyor karşınıza.
Doğa üstü olaylar, dünyanın oluşumu, kayıp kıtalar ve uygarlıklar, tarih, insan, psikoloji, sosyoloji, antropoloii… Tarih, multidisipliner tüm bulgularla açılıyor birer birer önünde… Tozlarını kaldırıp, belleğini açtıkça akışta sana doğru geliyor.
Tarih öncesi çağlar ve karşılaştırmalı mitoloji, sana bireysel bilinçdışından değil kolektif bilinçdışından getiriyor sesini… Dur, yavaşla… Hadi dinle!
Gece ve gündüz senin psikolojinde, günlük yaşam düzeninde ne kadar etkili ise mitolojiden gelen toplumsal olaylar, davranışlar, tutumlar, sezgiler de aynı şekilde etkiliyor senin kolektif bilin dışını.
“O kadar güçlü mü, nasıl olabiliyor?” dediğini duyar gibiyim.
O kadar güçlü. Seni ve beni birbirimizden farklı kılan, anlam veremediğimiz bazı özelliklerimizi açıklayan ama bir o kadar da ortak varoluş sebebimizdeki birliğe hizmetimizi gözler önüne seren bir güç bu…
Tarihin topraktan tarıma, dinsel yapılardan, tapınaklara, teknoloji ve sanayileşmeyle şehirleşmeye giden öyküsünde insan, varoluş koşullarını kadınlar ve erkeklerden oluşan topluluklar halinde yaşayarak sağlıyor. Üretim, yaşam ve ilişkilerinde fiziksel koşulların sağladığı ve biçimlendirdiği iş bölümü ile türünün devamını sağlama başarısını göstererek yol alıyor. İnsanın sürekli gelişen zihinsel yapısıyla doğru orantılı olarak ortaya çıkan teknolojik ilerlemeler ile biçimlenen üretim araçları ve bu araçların kullanımı ile oluşan üretim biçim ve ilişkileri, kadın ve erkeklerden oluşan insan topluluklarının yapısını, tarih boyunca değiştirmeye başlıyor. Farklı toplumsal ve iktisadi yapılar içinde kadın ve erkekler arasındaki iş bölümü de, binlerce yıla yayılan kültürel ve ekonomik tarih içinde, değişime uğruyor.
Carl Gustav Jung, işte bu yüzden “Mitolojiyi çözümleyenler insan psikolojisinin anahtarına sahip olur“ der. Ve herkesin içindeki Anima ve Animus’ un varlığını buradaki saptamalarından ortaya koymuştur. İçindeki Tanrı ve Tanrıça’ nın varlığını işaret eder. Bir başka deyişle, batının Eril ve Dişil, doğunun Yin ve Yang dediği…
İçindeki Eril ve Dişil (Anima ve Animus) hep var. Yeter ki onları dinle…
Eril senin eylem tarafın, Dişil ise daha önce de tekrar tekrar söylediğim gibi erdem tarafın… Bu ikisi ahenk içinde olmaz ise dengeni kaybedersin, yaşamda mücadele edemezsin, gerçek varlığını ortaya koyamazsın.
Her dişil de her eril de bir değil, farklı. Bu fark nereden geliyor dersen... Aslında yaşadığın çocukluktan bu güne deneyimlerin (bilinç ve bilinçaltın) ve kolektif bilinçdışından bu güne kadar taşıdıkların diye toparlamak isterim zihninde bu farkı. Arketip dediğimiz bu kavram asırlar boyu davranış kalıpları olarak tekrar etmiş ve senin sentezini oluşturmuş.
Yapman gereken tek şey, hangi kolektif bilinçdışı dişil arketipini taşıdığını bulmak! Böylelikle ana erdemlerini ve stres anında, zorlu zamanlarda gösterebileceğin gölge yönlerini keşfedeceksin. Zıtlıkların dünyasında, karanlık ve aydınlık var. Gece ve gündüz, iyi ve kötü… Bütün bunların birliğini bulmak senin elinde… Ve tabi ki bunlardan seni yoranlardan arınma yolculuğuna girmek ve aydınlıkta kalmayı seçmek, karanlıklardan öğrenerek çıkmak…
“Ilim ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir” der Yunus Emre. O halde kendini ne kadar iyi çözümlersen, hayatını, ilişkilerini de o kadar iyi anlar ve dönüştürürsün.
İşte bu yüzden Goddess App sana bu yolda ışık tutuyor. Hemen indirip kişisel analizini alıp, aydınlık ve gölge yönlerini öğrenip yolculuğa çıkabilirsin. Hadi gel bu eşsiz yolda buluşalım!
leş gbi paganizm kokusu