Nijerya'da 13 Temmuz'da kaçırılmalarının ardından önceki gün serbest bırakılan 10 denizci THY'nin tarifeli seferiyle Türkiye'ye geldi. 28 gün sonra Kurban Bayramı'nın ilk gününde İstanbul Havalimanı'nda aileleriyle buluşan denizciler, büyük mutluluk yaşadı. Kurtarılan denizcilerden Hüseyin Zabun, Hakan Çakar, Serdar Çetinkaya, Ersin Yılmaz, Mücahid Şener, Hasan Hüseyin Karakurt, Ümit Tokgöz, Tezcan Selçuk, İbrahim Arsoy ve Cumhur Akpınar'ın içinde olduğu THY'nin Abuja'dan kalkan 0624 sefer sayılı uçağı 08.40'ta İstanbul Havalimanına indi.
Burada basın mensuplarına açıklamada bulunan gemicilerden Hakan Çakar, Türkiye'ye gelmekten duyduğu memnuniyeti diye getirdi. 'Vatan gibisi yok' diyen Çakar, yaşadakıları anları şöyle anlattı: 'Gemiye çıktılar. Silahlı korsanlar gemiyi kaçırdı. Bizi alıp bir ormana götürdüler. Yılanlar, akrepler, böcekler vardı. Bataklık bir yerdi. Her şeyi yaşadık. Amaçlarının ne olduğunu bilmiyoruz. Hiçbir şey söylemediler. İlk başta bize karşı serttiler. Sonrasında iyi davrandılar. Fiziksel bir darbe olmadı bize karşı. Ormanın içinde baraka gibi bir yerde kaldık. Şartlar çok zordu' dedi.
Uçakla Trabzon'a gideceğini belirten Çakar şöyle devam etti:
'Ailem beni bekliyor. Henüz onlara kavuşamadım. Kızıma ve eşime kavuşacağım. Bundan sonra ne olur bilmiyorum, hesabını yapmadım. Tek düşündüğüm Türkiye'ye ayak basmaktı. Ellerinde iken 'Ne zaman öleceğiz' diye düşündük. 'Bir an önce öldürün, yeter, bitsin' dedik. Bugün doğum olacak, ikinci doğum günüm. Orada aklıma ailem geldi. Başka düşündüğümüz şey yok.'
Geminin sahibi denizcilik firması tarafından korsanlarla müzakere yapması için gönderilen ve 20 gündür Nijerya'da bulunan Avukat Selçuk Esenyel ise yurda dönen 10 mürettebatın sağlık durumunun iyi olduğunu söyledi. Gemicileri sağ salim bir şekilde Kurban Bayramı'nın birinci gününde ailelerine kavuştuklarını anlatan Esenyel, şunları kaydetti:
'Zorlu bir süreç oldu. Psikolojik açıdan. Zor bir bölge, zor coğrafi şartların olduğu bir yer. İyi anlamak lazım olan biteni. Ben de yaklaşık 3 haftadır oradayım. Ormanın içinde arkadaşları bulmak için uğraştık. Türk milletini duası ve devletimizin yardımı ve desteğiyle bu yolda muvaffak olduk. Ailelere kavuştuk. Ben de kendi aileme kavuştum. Deniz korsanları mürettebatımızı kaçırdılar. Bayelsa eyaletinde ormanlık bir alana götürdüler. Çok zorluk şartlar vardı. Alışık olmadığımız bir iklim, yiyecek ve atmosfer şartlarının olduğu bir yer. Zor hakikaten. Zorlu bir müzakere süreci de yürüttük. Yerellerden destek aldık. Büyükelçiliğimizin önemli desteği var. Sonunda kurtuldular.'