Nicolas Adası'nda Tek Başına 18 Yıl Geçiren Juana Maria’nın Trajik Hikayesini Mutlaka Görmelisiniz!

Amerikalı yazar Scott O'Dell'in Mavi Yunuslar Adası kitabını okuyanların çoğu Pasifik Okyanusunda bir adada yalnız yaşayan kadının hayatından etkilenmiştir. Bilmeyenler için söyleyelim, yazarın bu kitabı gerçek hayat hikayesine dayanmakta. O hayat da San Nicolas Adası'nın yalnız kadını Juana Maria'nın! San Nicolas Adalı Juana Maria olarak bilinen bu kadın hayatının büyük kısmını insanlardan uzak bir adada geçirdi. Doğum tarihi tam olarak bilinmese de 19.yüzyılın ilk dönemlerinde doğan Juana'nın hayatından parçaları tarihçilerden öğreniyoruz. 

Haydi buyurun detaylara. 👇

1835'te onun kabilesinden sadece 20 kişi kalmıştı.

San Nicolas Adası, Kaliforniya Channel Adalarından biri. Nicolenos olarak da bilinen Juana Maria'nın kabilesi bu adada 10,000 yıl yaşamışlar. 1811-1814 yıllarında, Juana Maria küçük bir çocukken, bir felaket yaşanır. Alaskalı ve Rus su samuru avcıları adaya ve ada halkına saldırır. 300 kişilerde olan ada nüfusu saldırılar yüzünden giderek azalır. Yıl 1835 olduğunda adada sadece 20 kişi kalır.

Nicolenos kabilesi Katolik rahipler tarafından adadan atıldı.

1835 yılında Juana'nın kabilesinin tamamı adadan ayrılır. Ancak bu ayrılık kendi talepleri doğrultusunda olmaz. Ana karadaki Katolik rahipler Nicoleno kabilesinin hepsinin adadan çıkarılmasını ister. Rahiplerin bu kararı vermelerinin nedeni hala bilinmiyor.

Juana adada tek başına kaldı.

1835'te tüm kabilesi adadan ayrılmasına rağmen Juana adada tek başına kalıyor. Neden orada bırakıldı veya neden onlarla gitmedi hala bilinmiyor. Bir hikaye, kabilesi adadan atılırken Juana'nın orada olmadığını söylerken başka bir hikaye Juana Maria'nın erkek kardeşinin adada kaldığını düşünerek tekneden atladığını söylüyor.

"Bizi gülümseyerek karşıladı."

1835 yılında kabilesinden ayrı düşen kayıp kadının izine rastlanmıyor. George Nidever isimli gemi kaptanı 1853 yılında Juana'nın yerini buluyor.

'Bize gülümsedi ve selamladı. Anlayamadığımız bir dilde bir şeyler anlattı. 50 yaşlarında orta boyda bir kadındı ama yaşına rağmen oldukça güçlü ve aktifti. Sürekli gülümsediği için yüzü huzur vericiydi.'

Adada tek başına 18 yıl!

Juana Maria'yı almadan giden gemi bir daha geri dönmüyor ve Juana 18 yıl boyunca adada yalnız kalıyor. Fok balığı ve ördek avlayarak hayatta kalan Juana, kıyafetlerini kendisi üretiyor ve barınabileceği bir sığınak yapıyor. 1853 yılında bulunduğunda balina kemiklerinden bir baraka inşaa ettiği ve yakınlardaki bir mağarada yaşamış olabileceği keşfediliyor.

Yürek burkan hikayesini kimseye anlatamadı.

Juana'nın yalnızlığı bulunduğunda da bitmiyor çünkü kimseyle iletişim kuramıyor. Kimsenin anlayamadığı yerel bir dilde konuşan Juana'nın tam olarak hangi dili konuştuğu hala bilinmiyor.

Kabilesinden geriye sadece Juana kaldı.

1835 yılında adadan ayrılan Nicolenos kabilesinin peşini de felaketler bırakmıyor. Onları adadan alan geminin adı Peor es Nada, kabaca 'Kötüden İyidir' olarak çevirebiliriz. Ana karadaki hastalıklara karşı bağışıklıkları olmadığı için tüm Nicolenos kabilesi ölüyor. Juana 1853 yılında ana karaya ulaştığında kabilesinin son üyesi olarak tek başına kalıyor.

Ana karada sadece yedi hafta yaşayabildi.

1853 yılında insanlarla tekrar karşılaşan Juana'nın mutluluğu kısa sürdü. Neredeyse 20 yıl boyunca yalnız yaşadığı için bağışıklık sistemi oldukça hassastı. Dizanteriye yakalandı. 19 Ekim 1853 tarihinde Juana hayata gözlerini kapattı.

Gerçek adını kimse bilmiyor.

Juana'nın 'San Nicolas Adası'nın Yalnız Kadını' olarak anılmasının sebebi ise kimsenin onun gerçek adını bilmemesi. Ana karaya ulaştığında oradaki Katolik rahipler ona Juana Maria adını veriyor. Mavi Yunuslar Adası kitabında ondan 'Karana' olarak bahsediliyor. Ancak gerçek adının ne olduğuna dair hiçbir tarihi belge bulunmuyor.

"Vahşi Kadın" lakabı takıldı.

1853 yılında Santa Barbara'ya geldiğinde büyük bir merak konusu olmuştu. Dil bilmedikleri için kimse onunla konuşamıyordu. Yerel halk ona 'vahşi kadın' lakabını taktı. Juana, kendisini görmeye gelen yerel halka şarkılar söyleyip dans gösterileri yapıyordu.

Hastalıktan kurtulamadı.

Santa Barbara'ya vardığında Juana Maria onu bulan gemi kaptanı George Nidever'ın yanında kaldı. Kaptanın eşi Sinforosa Sanchez Juana'nın hem arkadaşı hem doktoru oldu. Ancak Juana'nın burada geçirebildiği zaman sadece yedi haftaydı.

Hayatına dair her şey tarih sayfalarından silindi.

Juana Maria, San Nicolas Adası'ndan bazı eşyalarını da getirmişti. Bu eşyalarından arasında elbiselerinin diktiği kemikten iğneler de vardı. Juana'nın eşyaları San Francisco'da saklanıyordu. Ancak 1906 yılındaki San Francisco depreminde kayboldu.

Hikayesi kurgulara konu oldu.

San Nicolas'taki hayatı hakkında çok az şey bilinen Juana Maria'nın hikayesi kurgulara konu oldu. Scott O'Dell'in romanı Mavi Yunuslar Adası'nda Juana'nın hayat hikayesi anlatıldı. Bu kitap, mitoloji, efsane ve 'San Nicolas Adası'nın Yalnız Kadını'nın hikayesini bir araya getirdi.

Kaptanın hayatı Ralph Waldo Emerson'a ilham oldu.

18 yıl sonra Juana Maria'yı bulan kaptan George Nidever, yaşamının sonlarına doğru bir kitap yazmaya karar verdi. George Nidever'ın Hayatı ve Maceraları isimli kitap sayesinde Juana Maria'nın hikayesini de biliyoruz. 1802 doğumlu Nidever'ın hayatı maceralarla dolu. 19.yüzyılın sonlarına doğru büyük bir okuyucu kitlesine ulaşan otobiyografisi Ralph Waldo Emerson'a da ilham oldu.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Kültürün Beşiğine Yolculuk: Kaybolmaya Yüz Tutmuş Kabilelerin Fotoğraflarını Görünce Çok Şaşıracaksınız!
İnek Kanı İçmekten İnsan Avlamaya: Medeniyetten Uzakta Yaşayan En Vahşi Kabileler
Bir Yamyam Kabilesini Ziyaret Ettikten Sonra Gizemli Bir Şekilde Kaybolan Michael Rockefeller

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı