Bir evi takıntı haline getirmek gerçekten çok garip...
Bir evi takıntı haline getirmek gerçekten çok garip...
Posta kutusunda birkaç fatura dışında daktiloyla yazılmış bir mektup vardı. Mektupta; 657 Bulvarı'ndaki sevgili yeni komşu, sizi mahalleye davet etmeme izin verin. yazıyordu.
Mektubun geri kalanında;
657 Bulvar onlarca yıldır ailemin gözdesi oldu ve ev 110. doğum gününe yaklaşırken, yeni sahiplerin gelişini izlemek ve beklemekle görevlendirildim. Evi, 1920'lerde büyükbabam, 1960'larda babam izledi. Şimdi benim zamanım. Evin tarihini biliyor musun? 657 Bulvarı'nın duvarlarının içinde ne olduğunu biliyor musun? Neden buradasın? Öğreneceğim. yazıyordu.
Eve henüz taşınmayan aile, tadilat için eve geldikleri zaman muhakkak birer mektupla karşılaşıyordu.
Takipçi mektuplarına hız kesmeden devam ediyor ve ailenin gündelik yaşamlarını izlediğine dair ipuçları dahi yazıyordu.
Takipçi mektuplarında evi karış karış bildiğini, taşındıklarında hangi odada olduklarına kadar anlayacağını ve hatta ailenin çocuklarını da yakından izlediğini yazıyordu.
İsimsiz mektuplar yollayan sapık, mektuplarına devam ediyor ve aile evde yokken duvarların içine bir şeyler yerleştirdiğinden bahsediyordu.
Aynı zamanda evi satışa çıkaran eski ev sahibine bu olaydan bahsetmediği için dava açtı.
Evi izleyen takipçinin kim olduğu ve şu an ne yaptığıysa hala meçhul...
Tabii kamera kullanmak akıllarına gelmemiş, biz de böyle bir şey olsa mahalleli nöbet tutar meydan dayağı atar :))
Posta kutusunu görecek bir kamera yerleştirme akıllarına gelmemiş mi ?
Postayı büyük ihtimalle postacı getiriyordur, o yüzden kamera koymak mantıklı değil. Çünkü Amerika'da birine posta yollamak için; postaneye gitmeden herhangi bir sokakta bulunan posta toplama kutularından birinden pul yapıştırarak gönderebilirsiniz. Adres ya da po.box girmek yeterli diye biliyorum. Her gün o postalar merkez postanede toplanıp adreslerine gönderiliyor.