Bu aralar Aura tabirini çok duyuyor olabilirsiniz. Evet, günümüzde çok moda bir akım ve insanlar aurasına baktırmak, yani bir nevi kendini keşfetmek için tonla para harcıyor. Peki, bu Aura denilen şey ne ola ki?! Bir yanıyla metafiziğe, bir yanıyla da manyetik alana atıfta bulunması bakımından fiziğe göz kırpan bu konuyu sizler için araştırdık.
Bu arada şunu söylemeden geçmeyelim, kişinin manyetik alanının bir rengi olduğu savı, kanıtlanmış bir şey değildir; bu yüzden spekülasyondur.
Kaynak şurası: https://eksisozluk.com/entry/47330509
Yapışık aura: Vücudu bir zarf gibi saran 0.5 cm kalınlığında, koyu bir bölgedir.
İç aura: Yapışık aurayı çevreleyen bölgedir. Kişilere göre 3 ile 8 cm arasında değişen kalınlığı vardır.
Dış aura: Yüksekliği İnsan bedeninin iki misli genişliği İnsan bedeninin dört misli olduğu ve oval, yumurta biçiminde olduğu iddia edilen auradır.
Tam dış aura: Bedenden yayılan ışınım alanının tümü; sınırsız kabul edilir.
Kaynak: Vikipedi (Evet, girebildim:))
Kötü, koyu auraya sahip birisi, ortama girdiği an bizi rahatsız eder. Auradan etkilenme budur; tabii tam tersi de mümkün...
Aura renkleri temelde şu anlama gelir:
Kırmızı: Tutku
Turuncu: Hırs
Sarı: Zeka
Yeşil: Tedavi edebilen
Mavi: Yaratıcılık
Mor: Ruhsal olarak gelişmiş, spiritüel yönü güçlü
Beyaz: Gerçekçi
Altın: Humanist, aynı zamanda liderlik becerisi olan
Gümüş: İletişim uzmanı
Siyah: İçinde kötülük olan ya da kötülüğün pençesinde olan
Kahverengi: Sağlık problemleri olan
Bu arada yazdığımız şeyler, bu auraların en temel özellikleri. Yoksa daha başka birçok anlamı var. Ayrıca her rengin açık ve koyu tonları var. Yani tam olarak bilemiyoruz. O yüzden bize gelin ve belli bir ücret karşılığında auranıza bakalım. Tel: 0506... Şaka şaka :) Neyse konuşuruz ;)
Bu yöntem şöyle çalışıyor: Bu imajı burnunuzun ucuna kadar yaklaştırıyorsunuz. İmaj bulanıklaşıyor. Bundan sonra görüşünüzü bozmadan uzaklaştırıp tekrar bakıp bekliyorsunuz. Sonunda bir figür göreceksiniz. Figürü söylemeyelim, çünkü algınızı etkileyebilir. Bu yöntemdeki amaç, farklı boyutlardaki şeyleri görmeye gözlerimizi alıştırmaktır.
'İlk kez 1970’lerde ortaya atılan “indigo” fikri, 1982’de Amerikalı bir pedagog olan, Nancy Ann Tappe tarafından yazılan, “Yaşamımızı Renk Yoluyla Anlama” isimli kitapta kullanılmıştır. Nancy Ann Tappe, bilimde sinestezi olarak kabul edilen (birleşik duyum) bir sendroma sahipti. Nancy, bu hastalığı sayesinde, insanların normalde göremediği, aura olarak isimlendirilen, bedenlerini çevreleyen elektromanyetik enerji alanların renklerini Kirlian fotoğraf makinesi gibi görmekteydi. 1970’lerde yeni doğan çocuklarda yeni bir tür aura rengi görmeye başlamıştı. Bu, onun yaşamı boyunca daha önce hiç görmediği bir renkti. Bu, indigo rengiydi ve yalnız dünyaya gelen bazı çocukları kuşatıyordu. Bu yüzden Nancy onları “indigo çocuklar” olarak isimlendirdi. Daha sonraki incelemeler bu çocukların ayrıca olağandışı kişilik tiplerine ve paranormal niteliklere de sahip olduklarını göstermeye başladı.'
Kaynak: http://www.infethiye.net/
Kişilik özellikleriyse temelde şunlar: Savaşçıdırlar, toplumsal bir yönleri vardır ve devrimcilerdir. İkna kabiliyetleri çok yüksektir; bu yüzden insanları çok rahat manipüle edebilirler. Tek kötü yönleri kendilerini yalnızlaştırmaları, sürekli her şeye yabancılaşmalarıdır. Açık indigo, ne kadar iyiyse; koyu indigo da bir o kadar kötüdür.
'Kristal Çocuklar, İndigo Çocuklar'dan sonra dünyaya gelmiş olan yeni kuşaktır, çoğunlukla 1995'te ve o yıldan sonra doğmuşlardır. Yoğun, uzun ve dikkatli bakan iri gözleri vardır. Mıknatıs gibi çeken manyetik kişiliklere sahip ve son derece sevecendirler. Çoğunlukla geç konuşmaya başlarlar. Çok müzik yönelimlidirler ve daha konuşmaya başlamadan önce, şarkı söylemeye başlayabilirler. İletişim kurmak için telepatiyi ve kendi yarattıkları işaret dilini kullanırlar. Onlara otizm ya da Asperger sendromu tanısı koyulabilir. Sakin, tatlı ve şefkatlidirler, bağışlayıcıdırlar. Son derece duyarlı ve empatiktirler. Doğaya ve hayvanlara çok bağlılık duyarlar...'
Kaynak: http://www.infethiye.net/
Kaynak: www.auracolors.com
Kaynak olarak ekşi sözlüğü vermeniz cidden akıllara zarar. Hayatınızda hiç mi kaynak belirtmediniz tez yazmadınız acaba :) hiç vermesen daha iyiymiş...
Bu konunun hinduizmle alakası olabilir mi baya benziyolar çünkü bazı yönlerden.
hepsi yalan dolan.akşam iş çıkışı bin metrobüse yolcuların hepsinin aurası k.rengi mi şimdi.herkes aynı mı.