Zerdüştlerin dediği gibi ‘Bu denli yanmaya yangınlar bile yanarken’ vicdan, suçlama, ceza yangısında travmatik ve histerik kollektif bir döngünün de hepimizi ateşlemesiyle, bizi mantığa doğru yönlendiren uzmanları ve bilimcileri dinleyip, en hızlı çözüm için sağlıklı ve kaliteli evrilmeye geçiş yapmalıyız.
İlk bakış:
Neden
Sonuç
Çözüm
Odaklı olmalı.
Sadece Türkiye’de yanan alan son beş yılda %72 arttı. EFFIS, 2021 yılında Türkiye'de 135 yangının meydana geldiğini ve 118 bin 789 hektar alanın yandığını belirtti. Uydu görüntülerine göre, Bodrum, Marmaris ve Antalya gibi ülkenin güney bölgelerindeki yangınların devam ettiği kaydedildi.
48 saatte 21 ilde 44 noktada başlayan bu son yangınlarla buna, Türkiye Ormancılar Derneği’nin ilk belirlemelerine göre sadece Manavgat’ta 10 bin hektar alan daha eklendi. Bunun en az yarısı orman alanı. Sadece Manavgat’ta en az 5 bin hektar orman yandı. Bunlar daha ilk belirlemeler. Asıl tablo yangın tamamen söndüğünde ortaya çıkacak.
Geçen yıl yani 2020’de ise orman yangını sayısı 3399, yanan alan hektarı da 20971’e. Son bir yılda orman yangınlarında yüzde 29,19, kaybettiğimiz orman alanında ise yüzde 131,55 artış olduğu ortada. Bu yaşadığımız yangınların bilançosunu ise her geçen gün artarak Adana, Osmaniye, Mersin, Kayseri, Aydın, Kilis, Muğla ve Antalya’da hala devam ettiği için henüz tam hesaplayamıyoruz. Şimdiye kadar toplamda 250 bin dönümün yandığı tahmin ediliyor.
EFFIS'in 2021 yılı içindeki verilerine göre, en fazla orman yangınlarının meydana geldiği ülkeler arasında sırasıyla İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz, Bosna Hersek, Türkiye, Romanya, Kıbrıs, Hırvatistan ve Bulgaristan yer aldı.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılı bütçesi 51,5 milyar lira.
“Kim kundaklıyor?” gibi odak yanıltan sorular yerine:
NEDEN? e odaklanmalıyız.
İlgili görsel için buraya göz atabilirsiniz.
Doğanın kendisi gibi, yani insan gibi bir ‘canlı’ olduğu bilincini asla öğrenememiş,
Doğaya çöpünü atabilme cahilliğinde bulunan,
Görevi olmasına rağmen silvi kültür denilen kontrollü yakma yöntemi, meracılık gibi yöntemlerle yangın önlemlerini almamış,
Yangın başladıktan sonra dahi yönetim ve dayanışma acizliğinde olan ve bu dünyaca bozuk sistemde adına devlet denmiş bir kurguyla rant oluşumlarının ticari pençesinde, sahiplik ve mülkiyet kavramlarının kölesi olmuş,
İklim değişikliğini son sürat hızlandıran, bu bilgi ve teknoloji dehlizi içerisinde bile hala ekolojik olmayan yapılaşmalara ve yok edici endüstriyel bir sisteme izin veren,
Sürekli odak yanıltıp %99 dilimdeki insanları kaygılı bir suçluluk içerisinde dolduran,
Terör örgütlerini ve medyayla, halkı, kendi ordusu gibi kullanan,
bir avuç sosyopat milyarderler olarak özetlenebilir.
Devlet meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü de şöyle diyor:
İhmal ve dikkatsizlik nedeniyle çıkan orman yangınları:
Ormanda güvenlik tedbiri alınmadan ateş yakılması,
Yakılan ateşin söndürmeden bırakılması,
Sönmemiş sigara izmariti ve kibritin yere atılması.
Orman içinde veya bitişiğindeki tarlalarda istenmeyen ot veya anızın yakılması,
Gece aydınlatma için ormanda ateşle dolaşılması,
Cam ve cam kırıklarının ormanda bırakılması,
Çocukların orman içinde ateşle oynamaları.
Kasıtlı çıkarılan orman yangınları:
Tarla veya otlakları genişletmek için ormanın bilerek yakılması,
Orman içinde yapılan kanunsuz işleri gizlemek için yangın çıkarılması,
Birilerinden intikam almak veya bir şeyi sabote etmek için yangın çıkarılması,
Yabani hayvanları uzaklaştırmak için yangın çıkarılması.
Biyolojik çeşitlilik büyük zarar görür.
Ormanlarda yaşayan canlıların yaşam alanları yok olur.
Canlı ve cansız örtünün yok olmasıyla erezyon, sel-taşkın ve hava Kirliliği gibi doğal afetlerin sayısında ve hızında artma görülür.
İklim sisteminde (sıcaklık, rüzgâr, nem ve yağışa doğrudan etki ederek) bozulmalar görülür.
Orman ve orman ürünlerine dayalı ticaret, turizm, sağlık, spor gibi sektörler olumsuz yönde etkilenir.
Peki 2019´da yangın söndürme işini özelleştiren ve her şeye kazanç kapısı olarak bakmayı tercih eden hükümet bu denli büyük bir sorumluluğu bir firmaya verebilerek, bu denli önemli bir biyolojik çeşitliliğin yok olmasına göz yumarak önlemleri almamış, şirketin ismini neden açıklamıyor?
İhalenin, Cumhurbaşkanının Rusya’da bizzat Putin’le incelediği, Bakan Bekir Pakdemirli’nin test ettiği Beriyev-200 tipi Rus uçakları getirecek firmaya verildiği ortaya çıktı. İhaleye 4 firma ve ortaklık katıldı ancak EN PAHALI TEKLİFİ VEREN FİRMAYA 9 Mart’ta ihale verildi! İhale Türk Hava Kurumu ile CMC iş ortaklığına verildi. Ortaklığın getireceği 3 uçağa, 1 Haziran-31 Ekim arasındaki 153 gün için toplam 203 milyon TL ödeme yapılacak. THK’nın sadece işletme ruhsatı ve uçakların bakımına destek olup küçük bir komisyon alacağı ama asıl gelirin, CMC Savunma Sanayi A.Ş. tarafından tahsil edileceği belirtiliyor. CMC Savunma sektörce çok tanınan bir firma değil. Kamuya yansıyan tek isim Azeri kökenli Yönetim Kurulu Üyesi Fizuli Mollayev.
Rakamları takip ettiğinizde neyin ne için neden yapıldığını her zaman daha iyi idrak ettiğimiz, devletlerin vergileri nereye harcadığı konusunda şeffaflığın ve doğayla uyumlu ekolojik yapılaşmaların tüm dünyada yasalarla zorunlu hale getirildiği günlere tez zamanda kavuşmamız umuduyla…