Baş ağrılarının beynin kendisinden kaynaklanmadığını biliyor muydunuz? Gelin anlatalım 👇
Baş ağrılarının beynin kendisinden kaynaklanmadığını biliyor muydunuz? Gelin anlatalım 👇
Çeşitli uyaranlar, nosiseptör adı verilen duyusal sinir liflerini harekete geçirdiğinde ağrı hissederiz. Vücut dokusunu karşı bir tehdite veya yaralanmaya karşı tepki gösteren ve dikkati o yöne çekmek için ağrı hissettiren reseptörlere nosiseptör denir.
Uyanık hastalarda beyin dokusunun uyarılmasının ağrıya neden olmadığını beyin cerrahisi prosedürleri kanıtlamıştır. Yani anlayacağınız beynin kendisi acıyı hissetmez. Beyin ağrıyı algılayamasa da meninksler (beynin kaplaması), sinir dokuları, kan damarları ve boyun kasları gibi çevresi ağrıyı algılayabilir.
Bir kez uyarıldığında bir nosiseptör, sinir lifleri aracılığıyla beyindeki sinir hücrelerine vücudun o kısmının ağrıdığını gösteren bir sinyal gönderir.
Örneğin, boyun ve kafa derisindeki kasların gerilmesi gerilim tipi baş ağrılarına neden olabilir. Yüz, ağız ve boğazda da ağrı reseptörleri vardır, bu yüzden bu bölgelerdeki problemler baş ağrısını tetikleyebilir. Migren tipi ağrıların ise beyindeki sinir sinyallerini, kimyasalları ve kan damarlarını geçici olarak etkileyen anormal beyin aktivitesinin sonucu olduğu düşünülüyor.
Bazı uzmanlar migrenin, peptitleri veya serotonini serbest bırakan, arterlerde ve beyin kaplamalarında iltihaplanmaya neden olan ve ayrıca kan damarlarının genişlemesine neden olan duyu sinirlerinin aktivasyonundan kaynaklandığını düşünüyor.
Östrojen de migren ağrısı üzerinde rol oynadığı düşünülüyor. Bu varsayımın kanıtı olarak bazı kadınların regl döngülerinde migren ağrısı çekmelerini söyleyebiliriz. Migreni tedavi eden ilaçlar olan triptanlar, serotonin reseptörlerini bloke ederek ve kan damarlarını daraltarak çalışırlar. Bu sayede migren ağrısını keserler.