Kahve içmekten utanacağımızı bilsek bu içeriği biz de hazırlamazdık.
Kahve içmekten utanacağımızı bilsek bu içeriği biz de hazırlamazdık.
Biz de içiyoruz, pek seviyoruz.
Zaten bu bize de özgü değil, dünyada iki buçuk milyar fincana yakın kahve tüketiliyor, her gün. Ancak birçoğumuz bu kahvenin nereden geldiğini düşünmüyoruz, yani kahvenin üremesine elverişli bölgeleri biliyoruz, Kolombiya kahvesini seviyoruz fakat derinlerde yatan bir konudan haberdar mıyız?
Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerde, marketlerde satılıyor, bir kısmı da elmanın işlenip kullanılacağı tesislere yollanıyor. Yani Amasya'da üretilmiş bir elma ithal edilse bile pazarın büyük bir kısmı Türkiye'de.
Kahvede durum biraz trajik. Kahve Vietnam'da, Kolombiya'da veya Etiyopya'da üretiliyor olsa da ABD, Almanya ve İtalya'da yoğun olarak tüketiliyor.
Ancak kahve çekirdeklerinin yetişmesinden başlayıp birçok aşamadan geçtikten sonra satılıp dağıtılmasına dek geçen sürede olanlar hem üretenlerin hakkını almasını imkansızlaştırıyor hem de kahve tüketmenin ekolojik günahını arttırıyor.
Araştırmaya göre yüz gram kahve bir kilodan fazla karbon üretiyor. Demlerken ortaya çıkan da cabası, hatta bir de kahveyi sütlü içiyorsanız karbon ayak iziniz bir anda devleşiyor. Yani dana etinin karbon ayak izi eleştirilir, siz de karşılaşmışsınızdır bununla fakat bir fincan kahvenin de dana etiyle yarışacak kadar karbon ürettiğini hiç düşünmemiştik.
Bundan sadece otuz yıl sonra bile kahve tüketimimiz günde altı milyar fincana çıkacak, talep nasıl karşılanacak? Kahve yetiştirmek için yeni alanlara gerek var, bu alanlar da zaten belli bölgelerde sınırlı olduğu için ormanların yerini kahve çekirdeği için tarlalar alacak.
Gerçi otuz yıla dek sıcaklıklar böyle dengesizleşmeye devam ederse verimsizleşmeye başlayan bu arazilerin yok olma riski bile var.
Bu şartlarda özveriyle çalışan ve birçoğunun büyük tutkuya sahip olduğu üreticilerin hakkını alamaması, sürekli zarar etmesi, iklim sorunuyla kahvenin arzının tükenmesini doğurursa ne olacak? Zincir kahvecilerin satın aldığı kahvelerden üreticiye giden pay o kadar az ki, ufak bir araştırmayla güvendiğiniz birçok markayla ilişkinizi kesersiniz.
Bir yılda yirmi milyara yakın karton bardak kahve tüketiminde kullanılıyor. Birçoğu da geri dönüşüme elverişli değil. Çok kolay çözümler üretilebilecekken bu konuda bile yüz yıllık yöntemlerin sürüyor olmasına da şaşıyoruz.
Ev dışı kahve tüketiminde termos kullanmayı bir alışkanlık haline getirerek karton bardakların tüketimini azaltarak işe başlayabiliriz, bir yılda kendi açımızdan büyük bir atılım yapmış oluruz.
Üreticilere hak ettiği desteği sağlayan aracı kurumları, kolektifleri bularak kahvemizi buralardan edinmek kahve zincirlerinin yarattığı eşitsizliği kırmak için bireysel bir çözüm.
Bunları yapmadığımız sürece içilecek her fincan son fincana dönüşebilir.
Dünyadaki en büyük problemlerden biri...