Ülkemiz 100’den fazla çeşitli göle sahip… Bu konuda oldukça şanslı bir coğrafyada olunca e bize de bu güzelliklerin tadını çıkarmak kalıyor. Gelin ülkemizin en güzel göllerini birlikte inceleyelim.
Ülkemiz 100’den fazla çeşitli göle sahip… Bu konuda oldukça şanslı bir coğrafyada olunca e bize de bu güzelliklerin tadını çıkarmak kalıyor. Gelin ülkemizin en güzel göllerini birlikte inceleyelim.
Van ve Bitlis illeri arasından bulunan Van Gölü; mavi ve yeşilin bir arada bulunduğu yanardağ patlamaları sonucu oluşmuş bir göl. Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye’nin ise en büyük gölü olan Van Gölü endemik bir balık türü olan inci kefallerinin yuvası… Gölün içinde yer alan Akdamar Adasında muhteşem bir tarihi kiliseyi bulunuyor. Van Gölü, ismini Urartu Krallığı'nın başkenti olan Van'dan almakta ve doğu kısmında 4 ada bulunmaktadır. Bu adalar tarihi ve turistiktir, Van Gölü’nün içinde 3 bin yıllık bir Urartu kalesi bulunmaktadır.
Denizli, Çivril’deki Işıklı Gölü diğer göllerden ayıran ve popüler olmasını sağlayan yılın üç ayı boyunca yüzeyini kaplayan nilüferler… Haziran ayından itibaren su yüzeyine çıkmaya başlayan nilüferler ağustos ayının ortalarına kadar kalıyor ve muhteşem manzaralar sunuyor. Gölün kıyısından kalkan küçük kayıklarla bir saat süren mini bir tura çıkabilirsiniz. Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan göl yazın karasal tarımda sulama amacıyla kullanılması nedeniyle derinliğinde 3 metreye varan yıllık varyasyon göstermektedir. Göl, aynı zamanda bir düzenleyici (regulateur)’dir.
Salda Gölü, adını sıkça “Türkiye’nin Maldivleri” olarak bilinen ama öyle dedikçe daha da mahvedilen bir göl! Bu cennet mekân her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor ve gelen ziyaretçiler gideni aratır şekilde doğaya saygı göstermiyor. Salda Gölü, sadece güzelliğiyle değil farklı özellikleriyle de dikkat çekiyor. NASA’nın Mars yüzeyindeki Jezero Krateri ile benzer özellikler taşıdığını belirttiği bu göl, bilim insanları için de büyük bir merak konusu.Salda Gölü havzasında 81 familyaya ait 301 sucul ve karasal bitki türü olduğu belirlenmiştir. Bu türler içinde en önemlilerinden endemik olan Verbascum dudleyanum (Salda bataklık sığırkuyruğu) ve diğer endemik tür olan Verbascum flabellifoliumdur.
Türkiye’nin üçüncü büyük doğal gölü Beyşehir Gölü Konya’da olup birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Etrafını çevreleyen Toros Dağları’nın görkemli manzarası ile göz dolduruyor. Beyşehir Gölü, yüzen adalarıyla da meşhur. Bu küçük yüzen adacıklar rüzgarın etkisiyle izleyenlere sanki göl üzerinde ki adacıklar dans ediyor gibi ediyor. Beyşehir Gölü çevresindeki Eşrefoğlu Cami gibi Selçuklu eserleri, gölün tarihle iç içe, güzel, mavi rengi, irili ufaklı adaları, kumsalları, karstik mağaraları ve bozulmamış bitki örtüsü ile ülkemizin en güzel göllerinden biridir.
Artvin Borçka’daki Karagöl yemyeşil ormanların kuşattığı, dağların arasında saklı kalan bir diğer cennet… Murgul deresi set gölü olarak oluşmuş, zamanla çevresindeki ormanlar ve yüksek dağlarla beraber bu eşsiz bir tablo gibi göl meydana gelmiş. Gölün bir hikayesi var; Karagöl’ün olduğu yer önceleri bir köymüş. Hz. Hızır dilenci kılığında köye gelmiş ve yardım istemiş. Bir kadının dışında hiç kimse yardım etmemiş. Hz. Hızır, bu kadını yanına alarak köyü terk etmiş ve köy suya batmış, köyde yaşayan insanlar da balık olmuş. Köyün battığı yerde oluşan gölün suyunun rengi siyah olduğundan göle Karagöl denmiş.
Isparta’da bulunan Eğirdir Gölü tektonik ve karstik etkilerle oluşmuş bir tatlı su gölüdür. Türkiye’nin en büyük dördüncü gölü olma unvanını taşıyan bu doğal güzellik yüzyıllardır gelenleri kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Gölün kenarında bulunan Eğirdir Kalesi, Yeşilada ve Can Ada gibi iki harika ada görülmeye değer yerler. Bir zamanlar Rumların yaşadığı bu adalarda geçmişin ve tarihin izlerini taşıyan yapılar bulunuyor.
Bolu’da, ormanlarla çevrili aynı isime sahip Abant Milli Parkı içinde bulunan Abant Gölü, özellikle hafta sonu kaçamakları için popüler bir yer. Her mevsim beğenilen ve siz de renk cümbüşüne tanık olmak istiyorsanız Abant’a mutlaka uğrayın. 'Abant Nilüferi' Abant Gölü'nde doğal olarak yetişen ve endemik bir özellik taşıyan özel bir bitki türüdür. Tabiat Parkı girişinde bulunan Ziyaretçi Tanıtım Merkezi ve Doğa Müzesini ziyaret edebilir(ücretsiz), göl çevresini otomobille veya bisiklet ve fayton kiralayarak gezebilir, göl etrafında yürüyüş veya piknik yapabilirsiniz. Kamp severler de yapabilir veya karavan ile konaklayabilirler.
Ardahan ile Kars arasında bulunan Çıldır Gölü bahar aylarında ayrı güzel ama özellikle kış aylarında donan yüzeyiyle bilinen, Doğu Anadolu’nun yüksek platolarında saklı kalan, kışın kristal buzlarla kaplanan bu büyüleyici göl… Ziyaretçilerine eşsiz bir kar deneyimi sunan Çıldır Gölü’nün en meşhur kış aktivitelerinin en önemlisi tabii ki atlı kızak… Donmuş gölün yüzeyinde nefes kesici bir şekilde kayarken etrafınızdaki karla kaplı manzarayı hayranlıkla izleyebilirsiniz.
Kocaeli ile Sakarya arasında yer alan Sapanca Gölü özellikle İstanbul’a yakınlığı ile ünlü ve doğal bir güzellik. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor ve onlara doğanın en güzel renklerini sergileyen Sapanca Gölü çevresinde bulunan yeşil tepeler yılın her mevsimi güzel… Konumu sebebiyle hem hafta sonu kaçamakları hem de uzun soluklu tatiller için ideal rotalardan biri olan Sapanca size de iyi gelecek.
Karadeniz’in incisi Uzun Göl, Trabzon’un Tonya ilçesine bağlı bir doğa harikası bir göl. Adını 1 kilometre uzunluğundan alan göl etrafındaki yüksek dağlar ve yoğun ormanlık alanlarla görenleri manzarasıyla adeta büyülüyor. Yerli ve yabancı turistlerin popüler yeri olan Uzungöl’ün, turistik potansiyeli de oldukça çok yüksek. Gölü ziyarete gelenler kuş gözlemciliği, Trabzon’un en yüksek Haldizen vadisinde doğa yürüyüşü, botanik amaçlı turlar Şeker su, Demirkapı, Yayla önü gibi doğal güzellikleri görebilecekleri gibi geleneksel Karadeniz mimarisinin özgün ahşap köy evleri inceleyebilirler.
Ege Bölgesinin en büyük gölü olan Bafa Gölü Büyük Menderes Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla zamanla denizden ayrılarak oluşmuş bir tatlı su gölüdür. Avrupa’dan Afrika’ya uzanan göçmen kuşların yolunun kesişim noktasında flamingo, pelikan ve angut gibi kuşları gözlemlemek için mükemmel bir habitat.
Türkiye’nin en yüksek gölleri arasında bulunan ve adını yanındaki Nemrut Dağı’ndan alan Nemrut Gölü, volkanik bir patlama sonucu oluşmuştur. Nemrut Gölü özellikle gece gökyüzü gözlemlemek isteyenler için mükemmel bir lokasyon. Gün batımından sonra gökyüzünde parlayan yıldızlara şahit olmak, şehir ışıklarından uzaklaşmak ve Nemrut Dağı’nın güzelliklerini görmek için buraya mutlaka gelmelisiniz.
Uluabat Gölü, ülkemizin zengin biyolojik çeşitliliği sebebiyle 'Uluslararası Yaşayan Göller Ağı”nda bulunuyor. Türkiye'de Yaşayan Göl unvanına sahip tek göl olan Uluabat Gölü Marmara Denizi’nin güneyinde yer alan sığ, bulanık, örtrofik bir tatlısu özelliği gösterir. “Önemli Kuş Alanı” statüsü kazanan Ulubat Gölü; küçük karabatak, alaca balıkçıl ve kaşıkçı kuşları için önemli bir üreme alanıdır. Gölde üreyen diğer önemli kuşlar arasında küçük ak balıkçıl ve çeltikçi bulunmakta.
Manyas (Kuş) Gölü suyunda ‘koloidal kil’ olduğu için suyu sürekli bulanık olup geniş ve sığ bir tatlı su gölüdür. Gölün planktonlar ve dip canlıları bakımından zengin ve yoğun olması bakımından yaban hayatının gelişlemiştir. Bu özellikleri sebebiyle Manyas Gölü, Türkiye’de “kuş cenneti” olarak adlandırılmış olup; kuşların, sulak alanların ve doğanın tanınmasına öncü hale gelmiştir.
Meke Gölü, sönmüş bir volkan kraterinin suyla dolmasıyla oluşan ve ortasında adacıklar bulunan göldür. Göl adını çevrede yaşayan meke kuşlarından almıştır. Meke Gölü 2005 tarihinde Ramsar Sözleşmesiyle koruma altına alınmıştır. Göçmen kuşların Türkiye üzerinde mola verdiği nadir doğal dinlenme noktalarından biridir. Gölün kuş bakışı bakıldığında çevresi mavi sularla çevrili olan bir siyah nokta gibi görülür. Bu görüntü sebebiyle göl 'Dünyanın Nazar Boncuğu' olarak adlandırılmıştır.
Tektonik bir göl olan Hazar Gölü Elazığ’da olup, şehir gölden turistik ve ekonomik olarak yararlanmaktadır. Tertemiz berrak suyu, halka açık mavi bayraklı plajlarıyla Elazığ’ın tatil ve dinlenme merkezi olan gölün içerisinde olan Batık Kent birinci derece arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. Manzarasıyla cennet gibi olan Hazar Gölü Kültür ve Turizm Bakanlığı Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Daire Başkanlığı'nca yapılan çalışmalar neticesinde “Avrupalı Seçkin Destinasyonlar' arasında gösterilmiştir.
Erzurum turizm bakımından sadece Palandöken Kayak Merkezi ile ünü olsa da son yıllarda Tortum Gölü’nün popülerliği ciddi anlamda artıyor. Tortum Gölü etrafından bulunan şelaleler ve tepelerlerin eşsiz manzarasıyla dikkat çeken Tortum Gölü kano yapmak isteyenler için oldukça elverişli bir göl. Gölün bir bölümünde ise turistlerin sıklıkla uğradığı bir kuş cenneti bulunuyor ve çok nadir görülen bir akbaba türüne de burada gözlemleyebilirsiniz.