Bu sorunun cevabını hep merak etmişimdir.
Bu sorunun cevabını hep merak etmişimdir.
Şu anda yılda 4.000 kilometreküp tatlı su kullanıyoruz ve genel olarak yeterli miktarda var ama yine de bölgesel kıtlık da artışta.
Problem şu ki, suyun tuzdan arındırılması işlemi çok fazla enerji gerektiriyor. Tuz suyun içerisinde çok kolay bir şekilde çözünüyor, güçlü kimyasal bağlar oluşturuyor ve bu bağlar kırılması zor bağlar. Enerji ve tuzlu suyu arındırma teknolojisi çok pahalı, bu da suyu tuzdan arındırmanın fazlasıyla pahalı bir işlem olduğu anlamına geliyor.
Bu rakam işçilik ve enerji maliyetleri, arazi fiyatları, mali anlaşmalar ve hatta suyun tuzluluk oranına göre ciddi değişiklikler gösterir. Okyanustan 1 metreküp su arındırmak 1 doların biraz altından 2 doların üstüne kadar mali bir çeşitlilik gösterebilir.
Hatta çiftçiler daha da az ücret ödeyecektir. Bu demek oluyor ki yerel bir tatlı su kaynağını kullanmak, deniz suyunu arındırmaktan her aman daha ucuz bir yol olacaktır. Fakat bu maliyet farkı yavaş yavaş kapanmakta. Örneğin, artan talebi yeni bir su kaynağı bularak ya da Kaliforniya gibi bir yerde yeni bir baraj inşa ederek karşılamak, maliyeti metreküp başına 60 sente çıkarabiliyor.
Bunun sonucu olarak, maliyetin artmaya devam etmesi bekleniyor. Bu nedenle Kaliforniya tuzlu suyu arındırmayı ciddi olarak düşünmeye başladı ve Florida'nın bir şehri olan Tampa ABD'nin en büyük tuzlu su arıtma tesisi kurma kararını aldı. Uluslararası Tuzlu Su Arıtma Birliği'nin açıklamasına göre 2007 yılında dünya çapında 13.000 deniz suyu arıtma tesisi işletiliyordu. Bu tesisler günlük yaklaşık olarak 14.7 milyon galon içme suyu üretiyordu. Bu tesislerin büyük bir çoğunluğu yağdan elde edilen enerjinin ucuz ama suyun kıtlıkta olduğu Sudi Arabistan'da bulunuyor.
Tuzlu sudaki bağların ayrışmasında iki temel yöntem kullanılıyor; bunlardan biri termal damıtma diğeri ise perdeli ayrıştırma. Termal damıtma yöntemi ısıyı baz alıyor: Kaynayan su buhara dönüşüyor ve tuzunu geride bırakıyor. Bu buhar toplanıyor ve soğutularak tekrar su haline dönüştürülüyor. En yaygın kullanılan yöntemse perdeli ayrıştırma yöntemi, tersine osmoz olarak da adlandırılıyor. Deniz suyu, tuzu sudan ayıran yarı geçirgen bir zardan itilir. Bu teknoloji termal damıtmadan daha az enerji gerektirdiği için Tampa'daki gibi çoğu tesis şimdilerde tersine osmoz yöntemi kullanılıyor.
Deniz yaşamı, tuzdan arındırma tesislerine çekilerek yavru balıkları ve plankton gibi küçük okyanus canlılarını öldürerek besin zincirini altüst edebilir. Ayrıca, konsantre halde tuzlu su olarak kalan ayrılmış tuzla ne yapılacağı sorunu da var. Bu ekstra tuzlu suyu okyanusa geri pompalamak yerel su yaşamına zarar verebilir. Bu etkilerin azaltılması mümkün olabilir, ancak beraberinde maliyeti getirecektir.
Yeraltı sularını aşırı tüketiyor, çevresel ve ekonomik olarak karşılayabileceğimizden fazla barajlar inşa ediyor ve neredeyse tüm erişilebilir nehirleri boşaltıyoruz. Mevcut suyumuzu daha verimli kullanmak için daha fazla şey yapılması gerekiyor, ancak dünya nüfusunun artması ve su kaynaklarının azalmasıyla birlikte ekonomik dalga yakında tuzlu suyu arındırmanın lehine dönebilir.
Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz? Bizimle yorumlarda paylaşmayı unutmayın.
Yağdan elde edilen enerji ucuz değil petrolden elde edilen
Ota boka para harcanacağına buna harcanabilir diye düşünüyorum.
Öncelikle emeğinize sağlık, güncel ve merak edilen bir konuyu gündeme getirmişsiniz. Geçenlerde İBB de bu teknolojiden faydalanacağını açıkladı. Belli ki yabancı bir kaynaktan çeviri yapılmış, çeviriden sonra devrik cümleler ve yanlış kelimeler düzeltilirse okuyucu için daha anlamlı ve keyifli bir yazı haline gelir. Teşekkürler.