İnsan gözyaşı üzerine yapılmış çalışmalar, ağlamanın stres altındayken hormon salınımını artırdığını ortaya çıkarmış. Bu hormonların, strese yanıt olarak salgılanan ve stres durumunu ortadan kaldırmakla görevli hormonlar olduğu gözlenmiş. Ayrıca gözyaşının yapısında, stres hormonlarına da rastlanmış. Yani stres hormonları, gözyaşıyla beraber vücuttan uzaklaştırılıyormuş.
Ağlama esnasında alınan derin nefeslerin de, stresin hafiflemesinde etkili olduğu düşünülüyor.Dahası da var: Tıpkı kahkaha atmak gibi, ağlamak da endorfin salgılanmasını sağlıyor. Neşe verici etkisi olan endorfin, aynı zamanda ağrı sinyallerinin beyne ulaşmasını engelleyerek ağrı azaltıcı etki de sağlar. Bu nedenle fiziksel acınız varsa ağlama sonucunda bunda da bir azalma meydana gelir.
Ağlama esnasında kan basıncının da düştüğü tespit edilmiş. Bunun yanı sıra nabız sayısının da azaldığı görülmüş. Ağlama bittikten sonra nefes alış verişlerinin de yavaşladığını biliyoruz. Bu üç durum birleşerek kişinin rahatlamasını sağlayıp, vücudu daha sakin bir ruh haline sokuyor.
Kaynak
Bu tarz yazıları dinlene dinlene okuyorum. Çok şükür epeydir saçma salak fenomenlerin magazin haberlerini görmüyoruz. Böyle devam onedio
Kedi delisi gadaşlarım beğenin de sayımızı görelim
#6 kopekden farkli olarak kediler insan tarafindan evcillestirilmemistir. kendileri insanla yasamayi secmistir. tarim devrimiyle insan yerlesimlerindeki tahil depolari fare ve diger kemirgenleri cekmis, bunlarin pesinden de kediler gelmistir. kemirgen sorununa etkili bir cozum olduklari icin insanlar tarafindan kediler hos karsilanmis, zaman icinde degiserek insanlarla yasama adapte olmuslardir. kedi kendi dogasinda kedilik isini mukemmel yaptigi, kemirgenleri avladigi icin insan tarafindan bir egitime yada evcillestirme islemine maruz kalmamistir. bir av yada coban kopegini isini yapmasi icin egitmeniz gerekir ama bir kedi kendi isini yapmak icin gereken meziyetlere dogustan sahiptir.