Neden Aristo Diyeti?

Aristo, Batı düşüncesinin en önemli filozoflarından biridir. Fizik, gökbilim, felsefe, mantık, siyaset ve biyoloji gibi konularda pek çok eser ortaya koymuştur.

Aristo, MÖ 384 veya 385’te küçük bir Makedonya şehri olan Stageira’da doğmuştur.

Babası Kral II. Amyntas’ın hekimi Nikomakhos'tur. Aristo’nun gençliği ve çocukluğu doğa ve bilim arasında geçmiştir. 17 yaşında Platon’un akademisi Akademia’ya girerek Platon’un en parlak öğrencisi olur. Kısa zamanda okuma tutkusuyla nam saldığından, Platon ona “okuyucu” lakabını takmıştır. Bir süre sonra okulda eğitmen olarak da görev almaya başlar. Birkaç sene sonra ustasının teşvikiyle Assos kentine gönderilir. Orada Tiran Atarnesvli Hermias’ın siyasi danışmanı ve dostu olur. O dönemde özgünlüğüyle kendini gösteren bir okul kurar. Bu okulda yaşam bilim üzerine çalışmalar yer alır. 345-344 yılları arasında belki de Theophrastos’un daveti üzerine Midilli Adası’na gider. 343 yılında Kral Makedonyalı Philippos’un sarayına, oğlu İskender’in eğitimini üstlenmek üzere çağrılır. 335 yılında İskender tahta oturduktan sonra Aristo Atina’ya dönüp Akademia'ya rakip olarak, gezinenler anlamına gelen Peripatos’u kurar. Burada 12 sene ders verir.

İskender öldükten sonra Atina’da Makedon karşıtı bir tepki dalgası ortaya çıkınca Aristo’ya karşı dine saygısızlık davası açılır. Bir ölümlünün, yani Hermias’ın anısına bir ilahi yazarak ölümsüzleştirmekle suçlanır. Bunun üzerine Sokrates’in yazgısını paylaşmak yerine Atina’yı terk etmeyi seçer, kendi deyişiyle, Atinalılara, “felsefeye karşı ikinci bir suç işlemeleri” fırsatı tanımak istemez ve annesinin memleketi olan Eğriboz Adası’na sığınır. Ertesi yıl, MÖ 322’de, 63 yaşında hayatını kaybeder.

Her ele aldığı soruyu sistematik olarak inceleyen Aristo, ele alınan konularla ilgili olguları ve konu üzerinde daha önce söylenmiş olanları bir araya toplamıştır. Bundan sonra, bu olgulara dayanarak kendi anlayışını temellendirmeye ve kendisinden önce ileri sürülmüş olan teorileri eleştirmeye çalışır. Onun düşünce biçiminin büyüklüğü sistemli biçimde çalışmasından geçer.

Zengin içeriklere sahip önemli eserler kaleme almıştır.

Eserlerinin özet bir dökümü bile okuyucuyu, iddia edilen fikre ikna etmeye yetmektedir. Başta gelen eserlerinden biri Organon’dur. Kategoriler, Önerme Üzerine, I. Analitikler, II. Analitikler, Topikler ve Sofistik Çürütmeler adlarını taşıyan altı kitaptan oluşur ve akıl yürütmenin dayandığı temel ilkeleri inceler. Felsefenin gelişimini çağlar boyunca en çok etkilemiş olan eseri ise Metafizik’tir. Diğer önemli eserleri, doğayı incelediği eseri Fizik, hayvanları ele aldığı Hayvanlar Üzerine, ruh sorununu ele aldığı Ruh Üzerine, ahlak sorunlarını ele aldığı Nikomakhos Ahlakı ve Eudemos Ahlakı, devlet ve siyaset sorunlarını ele aldığı Poetika’dır.

Aristo’nun Doğa Felsefesi adı altında topladığı bilgiler, insanlığa büyük bir katkı sağlamıştır. Eski doğa felsefesinin temel eğilimlerini devam ettirdiği, daha önce hiç söylenmemiş olan şeyler de söyler.

Aristo, çevremizde gördüğümüz şeylerin sürekli olarak değiştiklerini, değişmenin dış dünyaya ilişkin deneyimimizin en temel olgularından biri olduğunu kabul ederek bir açıklama modeli geliştirir. 

Ona göre var olan şeylerdeki oluşum ve değişimi açıklayabilmek için dört nedene ihtiyaç duyarız:

-Birincisi maddi nedendir; kendisinde değişmenin ortaya çıktığı dayanak ya da malzemedir. 

-İkincisi biçimsel nedendir. 

-Üçüncüsü ise hareketin ya da değişmenin kaynağına karşılık gelen ve aynı bireyde birleşen fail nedendir. 

Aristotales, bu nedenlerin doğada her yerde, gerek canlı gerekse cansız nesnelerde, gerek doğal varlıklarda gerekse insan tarafından yapılmış ürünlerde olduğunu düşünür. Bu düşüncenin açılımı şöyledir; insan da dahil olmak üzere, var olan canlı ya da cansız bütün nesnelerin basit cisimlerden, toprak, hava, su ve ateş gibi dört öğeden meydana geldiğini öne sürer. Ona göre doğal varlıklar kendilerinde bir hareket ilkesine sahip olma karakteristiğini paylaşırlar. Bu ise onların doğalarında bir hareket ve değişme eğilimine sahip oldukları anlamına gelir.

Canlı varlıklar kendi hareketlerini belli sınırlar içinde kontrol eder. Cansız nesnelerin de kendiliklerinden, belli bir doğrultuda hareket ettiğini belirtir Aristo. Canlı varlıklar ise daha karmaşık bir davranış sergilerler. Tüm canlı varlıklar dünyaya gelir, gelişmelerinin doruk noktasına varır, belli bir zaman sonra da ölürler. İşte bu süreçte doğaları gereği belli bir form alırlar ve kendilerini yeniden üretme potansiyeline sahip olup yeni bireyler yaratılır.

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti