Yazın kavuran güneşi mi, kışın donduran ayazı mı? İkisinden birini seçmek kolay değil zira ikisinin de kendine göre çetrefilli yanları oldukça fazla. Bir yerlerde bir türlü seçim yapamayıp arada kalmış ortayolcular var biliyoruz. Biz buradayız, sizin sesinizi duyuyoruz...
İşte, ne yazcı ne kışçı olabilmiş ortayolcuların çok iyi bildiği 13 durum!
Fakat sonra bir bakmışsınız olayın mantıkla zerre alakası yok. İşler rayından çıkalı çok olmuş.
Ki yoktur! Cumbuuuurllooooop diye kendinizi denize atmanın tadı çok fazla şeyde olmaz zira. Olsa da aynı etkiyi yaratmaz.
Ve siz de kalkar yeniden kışa özgü her şeyi yazla mukayese etmeye başlarsınız.
Sonuçta kar topu oynamak her gün her gün yapılacak bir etkinlik değil. Karakışta en fazla sinemaya gideceksin, evde oturacaksın, ev toplaşmaları ya da kapalı mekânlar nereye kadar? Arabanızdan karları temizlemek hariç tabii, o gayet açıkhava etkinliği.
Bir de vitrinlerdeki güzel kıyafetler var elbette. Ama kimin için? İnsan o sıcakta o güzelim şeyleri giyebiliyor mu????
Yapacak hiçbir şey bulamasanız da bir akşam hadi gidip yürüyelim bir şeyler içelim, dondurma yiyelim derseniz.
Bir de beylerin kışın yaşadığı İÇLİK travması var. İÇLİK GİYMEKTEN KORKMAYIN, İÇLİK CANDIR. Nesliniz devam etsin istiyorsanız içlik giymelisiniz.
Giden paraların insanın böğrüne bir hançer sapladığı konulardır bunlar...
Bu yüzden yazcı-kışçı konularının açıldığı yerde çekingen arkadaşların üzerine fazla gitmeyelim. Onlar da bu meseleyi uzun uzun düşünüp bir türlü sonuca bağlayamıyorlar.
Yaz mevsimini sevmek ağır bir sadistlik ve mazoşistlik belirtisi olmalı. Her tarafınıza gerizekalı, bu Dünya'da hiçbir amacı olmayan karasinekler konarken ve cehennem gibi terlerken "Oyy ne güzel ya yaz mevsimi" demeyi nasıl seviyorsunuz ?
Kış iyidir iyi.
Ben yazı daha çok seviyorum. :) şöle kemikler ısınacak ohh miss..