Nüfusun neredeyse tamamı köylü olan Osmanlı, yine nüfusun çok büyük bir kısmının köylü olan ve ilk sanayileşme adımlarının atıldığı Cumhuriyet Türkiyesi için sunulan çözümler ''köylü'' odaklıydı. Köyden şehire son asırda büyük bir göç yaşandı. Cumhuriyetin ilk yıllarında şehirli nüfusu %25lerdeyken bugün bu oran %75lerde. Bu göç sırasında sadece ailelerini değil gelenek görenek ve yaşam tarzlarını da taşıdılar.
Şehirlere sıkışan %75lik nüfusun eğitim, sağlık, çevre, barınma gibi sorunlarına yıllar içinde plansız biçimde izleyen hükümetler bugün bizi bu noktaya getirdi. Bir asırda şehirlere sıkışınca karşımıza depremde yıkılmayı bekleyen evler, çözülmeyen trafik sorunu, iyi eğitim alamayan işsiz gençler çıktı. Bunların yanına onlarca sorun yazabiliriz ama bu 3 temel sorunu bile aşamıyoruz ve her geçen gün üstüne yenileri ekleniyor.
Çok kalabalığız. Daha da kötüsü yaşlanıyoruz. Bir yandan çalışacak genç nüfusa da ihtiyacımız var. Demografik yapımız yaşlanan nüfusun 15 yıl sonra daha büyük ekonomik ve sosyal sorunların habercisi olduğunu da gösteriyor. Daha çok genç nüfusa ihtiyacımız var ama henüz mevcut gençlerin eğitim ve iş sorununu çözebilmiş değiliz.
Her alanda Cumhuriyet tarihinin en iyisi olduğunu iddia eden AKP hükümeti 19 yılda 8 milli eğitim bakanı değiştirdi. :) Gençler kötü eğitim alıyor ve işsiz. İyi eğitim alanlar bu ülkede durmak istemiyor. Gençlerin ülkeye bağlılığını sağlamak için ''kasabalı değerlerini'' bütün eğitim hayatları boyunca zihinlerine boca etmek işe yaramıyor, yaramaz da. Gençler iyi eğitim, iş olanağı, iyi ekonomi, adil bir ülke ve ifade özgürlüğü istiyor.
Beklentileri gerçekleşmedikçe karamsarlığa sürükleniyor. Ülkede cehaletin bir durum değil tutum olduğu fikrine kapılanlar çareyi ülkeyi terk etmekte buluyor. Eğer cehalet tutum olmaya devam ederse ülkenin sınırlı kaynaklarıyla eğitilen parlak gençler yurtdışına gitmeye devam edecek. Biz de gelecekteki olası salgınlara hastalıklara tedavi olarak geliştirdikleri ilaç ve aşıları gördükçe, yurtdışındaki büyük teknoloji şirketlerinde yönetici olduklarını gördükçe ''Vay be 20 sene önce Türkiye'den göç etmişler'' demeye devam edeceğiz.
Çok güzel anlatmış! Müthiş bir yazı!
Birlik beraberlik olduğu iddia edilse de ne yazık ki çok çeşitli değer yargıları olan bir toplumuz. Geçmişten günümüze kabul etmek istemesek de durum bu.
''İşçi, devrimci sordu, örgütlendi, sokağa indi, sonuç alamadı'' değil sonuç alınmaması için abdnin maşa ordusuna darbe yaptırıldı sosyalist komünistleri devrimcileri ezdiler DEVRİM olmadıkçada bu kısır döngü devam edecek...