Farklı geçmişlerden gelen çocuklar, aynı sırayı paylaşsalar da farklı diller konuşuyormuş gibi geliyor. Özel okullarla devlet okulları arasındaki imkân farkı sadece ders başarısını değil, özgüveni ve toplumsal katılımı da derinden etkiliyor. Her iki öğrenme ortamını gözlemleme şansım olduğu için bu farkı çok net görebiliyorum. Bu fark, zamanla toplumsal uyumsuzluğa dönüşebilir. Özel okulda eğitim gören bir çocuğun devlet okullarındaki çocuklarla uyumlaşamaması gibi tersi durum da sıklıkla görülüyor.
IQ ve EQ’dan Sonra Sırada Ne Var?
Uzun yıllar IQ, yani Zekâ Katsayısı, bireylerin zihinsel yeteneklerini ölçmenin temel yolu sayıldı. Alfred Binet’in geliştirdiği IQ testleri, başta öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklara yönelikti. Ancak zamanla başarıyı belirleyen tek faktörün zekâ olmadığı anlaşıldı. Bu noktada EQ, yani Duygusal Zekâ devreye girdi. Peter Salovey ve John Mayer’in ortaya koyduğu, Daniel Goleman’ın ise popülerleştirdiği EQ; duyguları tanıma, anlama ve yönetme becerisini ifade ediyor.
Yeni Çağın Anahtarı: AQ
Günümüzde öne çıkan yeni kavram ise AQ – Uyum Sağlama Yetkinliği. Değişime ne kadar hızlı ve etkili uyum sağladığımızı gösteren AQ, belirsizlik ve karmaşanın norm olduğu bu çağda bireysel ve kurumsal başarı için çok önemli. Natalie Fratto’nun çalışmalarıyla iş dünyasında dikkat çeken AQ, yalnızca hayatta kalmak değil, değişim içinde gelişmek ve esnek olabilmek demek. IQ ve EQ hâlâ önemli, ancak Yeni Çağın Anahtarı: AQ.
Unutmadan, şunu da ekleyeyim. Bu üç kavram, aşağıdaki soruları sormakla meşhur.
IQ: Ne kadar zekisin?
EQ: Duygularını ne kadar iyi yönetiyorsun?
AQ: Değişime ne kadar iyi uyum sağlıyorsun?