Ne Ara Bu Kadar Sıkıcı ve Ruhsuz Oldular? Geçmişten Günümüze Sokak Lambaları!

Bir yanda gösterişli, bazısı romantik bazısı göreceli komik ama her türlü dikkat çekici ve farklı sokak aydınlatmaları, öte yanda oldukça sıradan sadece işlevi düşünülerek tasarlanmış sokak lambaları. Bu değişiklik neden ve nasıl oldu? Bir ipucu vermek gerekirse sandığınız gibi cevabı Sanayi Devrimi ile birlikte seri üretime geçilmesi değil...

Sokak lambaları ne oldu da ruhsuz, hiçbir dekoratif ya da romantik yönü olmayan sadece işini yapan direklere dönüştüler, hiç düşündünüz mü?

Burası Göbeklitepe! Ve bizim sokak lambası hikayemiz burada yaklaşık M.Ö. 9.000'de başlıyor.

Göbeklitepe hakkında çok az şey biliyoruz. Bildiklerimiz, geride bıraktıkları dekoratif oymalardan öğrendiklerimiz.

Tüm insanlık tarihi boyunca, binlerce yıl önceki ilk ok uçlarından Sümer müzik aletlerine ve Orta Çağ mobilyalarına kadar her şey el yapımıydı.

Giysiler, katedraller, kürdanlar ve diğer her şey el yapımıydı. Bu liste böyle uzar gider...

El yapımı olan şeylerin en önemli özelliği özgün olmalarıdır. El yapımı oldukları için fabrikasyon ürünlerin aksine belli bir standardı olmaz.

El yapımı ürünlerin bir diğer özelliği ise kişisel dokunuşlardır. İnsanların elleriyle yarattığı her şeyi süsleme eğilimi vardır.

Tamamen işlevsel olan nesnelerin bile süslendiğini görüyoruz.

Kitaplar, kapılar ve diğer her şey... Evet bir zamanlar her şey el yapımıydı ve bu nedenle de çok özeldi.

Günümüzde ise çok az şey el yapımı. Peki ne değişti? Cevabı basit: "Endüstri devrimi!"

19. yüzyılda fabrikalar ve makineler geldi. Çok eski zamanlardan beri giysilerden takılara kadar el yapımı olan her şey birdenbire standartlaştı ve devasa ölçekte seri üretimlere başlandı.

Ancak endüstriyel seri üretimin başlamasından sonra bile süslemenin sonu gelmedi.

İnsanlar buna alışıktı ve bunu bekliyorlardı.

Tek fark, geleneksel zanaatın yerini makine teknisyenlerinin almış olmasıydı.

İşte sokak lambalarının uzun ve eski bir geçmişi olmasına rağmen, modern sokak lambası hikayesinin gerçek anlamda başladığı yer de tam olarak burasıdır.

Bu göz alıcı şeylerin önce gaz lambası, sonra elektrik lambası olarak ortaya çıkması 19. yüzyılda olmuştur.

Bu şık ve belki de abartılı sokak lambası tasarımlarının büyük çağının, seri üretim çağıyla çakıştığını görüyoruz.

Lambaların çoğu demir dökümhanelerinde ve fabrikalarda yapıldı...

Demir işçiliği bir zamanlar zenginlerin ve güçlülerin rezerviyken, Sanayi Devrimi bahçe mobilyaları gibi şeyler için bile uygun fiyatlı demir işçiliği yaratmıştı.

Ve böylece dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin sokakları çok geçmeden gösterişli sokak lambalarıyla kaplandı.

Hepsi de çok dekoratif ve göz alıcı idi hatta belki de biraz fazla göz alıcı...

Bu sokak lambalarının çoğu, inşa edildikleri şehir veya bölge ile ilgili, armalar veya yerel semboller gibi dekoratif ayrıntılara sahipti.

Bu sıradan şey, anlamlı, ilginç ve hatta güzel bir şeye dönüştü. Bu da aslında kökü Göbekli Tepe'ye kadar uzanan bir gelenek.

Ve görüyoruz ki bunlar, yalnızca endüstriyel seri üretimin malzemeleri ve yöntemleriyle mümkün kılınan son derece modern kreasyonlar.

Demek ki Sanayi Devrimi'nden sonra süsleme imkansız hale getirilmedi, tam aksine reddedildi. Ama neden?

Bu belki de bazılarınızın düşündüğü gibi yalnızca ekonomik faktörlerin bir sonucu olmadı.

1900'lerin başındaki Adolf Loos gibi eleştirmenler, süslemenin daha az medeni ve daha az rasyonel bir çağın kalıntısı olduğunu düşündüler.

Daha az süsleme ile daha modern görünüm olabileceğini savundular.

Modernizm genellikle yanlış anlaşılır ve kötülenir, ancak bu açıkça geçmişten bir kopuştu.

Ve böylece, Art Nouveau ve Art Deco'nun son zamanlardaki parlak dönemlerine rağmen, Modernizm dalgası sokak lambalarını da dönüştürmeye başladı.

Belki de çoğunluk bu değişimi, insan zanaatının makinelerle değiştirilmesinin kaçınılmaz bir sonucu olarak görüyordu. Ama ne yazık ki gerçek daha farklıydı.

Gerçekte ise bu zihniyette olan bir değişimin sonucu. Neyin önemli olduğu ve nasıl gözükmesi gerektiği hakkında düşüncelerin değişimi...

Eğlenceli olanlardan romantiklere, en süslü sokak lambalarının bile bir zamanlar seri üretimle yapıldığını gördük.

Günümüzde oldukça sıkıcı bir görünüme sahip olmalarının sebebi, kentsel dinamikte artık dekorasyonun yeri olmaması gibi gözüküyor. Kimine göre iyi kimine göre kötü...

Bir sokak lambası her şeyden önce etkili bir aydınlatma sağlamalıdır. Ama sokak lambasının tek yapabileceği bu mu? Hayır!

Eski örneklerde de çokça gördüğümüz üzere, işlev ve estetik birbirini dışlamaz.

Sokak lambaları işlevini yerine getirirken aynı zamanda büyüleyici, ilginç ya da eğlenceli olabilir.

Bu zihniyet değişikliği en iyi şekilde, Londra'daki Thames Nehri boyunca sıralanan ışıklarla örneklendirilebilir.

Yeni elektrik ışıklarını tasarlamak için halka açık bir yarışma düzenlendi.

Ortaya çıkan "yunuslar"ı, zevkinize bağlı olarak güzel ya da tuhaf bulabilirsiniz. Ama sıkıcı olmadıkları kesin!

Sokak lambalarının 'tasarlanabilecek' bir şey olması bile, sokak mobilyalarını ve yapılı çevreyi kavramsallaştırma biçimimizdeki değişiklik hakkında yeterince şey söylüyor.

Hayatta elbette sokak ışıklarından çok daha önemli şeyler var ama...

Sokak lambalarının görünüşlerinin de sade ve stnadart olması gerektiğini söylemek pek doğru değil. Her şey gibi - bu da bir seçimdir.

Hatta öyle ki, Göbeklitepe'nin gizemli inşaatçılarının 11.000 yıl önce megalitlerini süslemek için yaptıkları seçimden pek de farklı bir seçim değil...

Bunlar da ilgini çekebilir;

Hep Böyle Ruhsuz muydu? Alışveriş Merkezlerinin İlginç Tarihi!
Hepsi İleri Görüşlü Bir Adam Sayesinde: Küllerinden Doğan Barselona'nın İlginç Hikayesi
Dibine Kadar İndik: Dante ile Cehennemin Dokuz Katını Geziyoruz!

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı