Nâzım Hikmet ve Bülent Ecevit’in Koğuşlarında Kaldığı, Deniz Gezmiş ve Arkadaşlarının İnfaz Edildiği Ankara’nın Gölgeli Yüzü: Ulucanlar

Çekilen acılar, yitip gidenler ve binlerce anının ardından 2010 yılında müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi'ni anlatıyoruz...

Fotoğraflar için kaynak: Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Yılmaz Güney, Bülent Ecevit, Erdal Eren, Behice Boran, Nâzım Hikmet, Ahmed Arif…

Yakından tanıdığınız bu isimlerin hepsinin ortak bir noktası var: Ulucanlar Cezaevi…

1925 yılında Umumi Hapishane olarak inşa edilen Ulucanlar, mahkumların başka bir cezaevine nakledildiği 2006 yılına kadar 81 yıl boyunca infazlara tanık oldu.

Ulucanlar Caddesi’nde bulunan ve başkentin karanlık yüzünü ortaya koyan cezaevi 1925 yılında inşa edildi. Şehir planlamacısı Alman Carl Christoph Lörcher’in önerisiyle etrafı boş olduğu için bu alana inşa edilen hapishanenin mahpuslar için faydalı olması beklendi: Çalışma ile ıslah olmaları sağlanacaktı ancak öyle olmadı. Ulucanlar, Cumhuriyet tarihinin en karanlık günlerine tanıklık etti.

İnşa edildiği yıllarda ıssız alanda kocaman bir yapı olarak göze çarpıyordu, bir yıl sonra da infazlar gerçekleşmeye başladı.

1920’li yıllarda şimdinin aksine cezaevinin bulunduğu bölgede hiçbir şey yoktu. Daha önce de söylediğimiz gibi, özellikle bu alan seçilmişti. Cebeci Umumi Hapishanesi, Ankara Hapishanesi, Ankara Cebeci Sivil Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi isimlerini aldıktan sonra en sonunda Ulucanlar Cezaevi oldu.

Şairinden yazarına, politikacısından sinemacısına kadar farklı görüşlerde onlarca insan bu koğuşlarda kaldı.

Necip Fazıl Kısakürek, Nazım Hikmet Ran, Sami Cebeci, Yılmaz Güney, Ahmet Arif, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Metin Peker, Oral Çalışlar, İpek Çalışlar, Beyhan Cenkçi Adnan Cemgil, Cüneyt Arcayürek, Fakir Baykurt, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Metin Toker, Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu, Osman Yüksel Serdengeçti, Talat Aydemir, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Mustafa Pehlivanoğlu, Fikri Arıkan, Ali Bülent Orkan, Muharrem Şemsek…

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Erdal Eren ve Necdet Adalı'nın da aralarında bulunduğu 18 kişi infaz edildi.

İskilipli Mehmet Atıf Hoca, Babaeski Müftüsü Ali Rıza Hoca, Maliye Nazırı Cavit Bey, Dr. Nazım Bey, Milletvekili Hilmi Bey, Nail Bey, Eski Ankara Valisi Abdulkadir Bey, Süvari Fethi Gürcan, Albay Talat Aydemir, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Necdet Adalı, Mustafa Pehlivanoğlu, Erdal Eren, Fikri Arıkan, Ednan Kavaklı ve Ali Bülent Orkan'ın infazları burada gerçekleştirildi.

Tarihi boyunca işkencelere, infazlara, acılara tanıklık eden Ulucanlar Cezaevi'ne 1999 yılında 'devlet otoritesinin tesis edilmesi' amacıyla operasyon düzenlendi, 10 kişi yaşamını yitirdi.

Katliam olarak adlandırılan bu ilk adımın ardından 2000 yılında 20 cezaevinde gerçekleştirilen eşzamanlı operasyonla çatılar delindi, duvarlar yıkıldı, koğuşlara biber gazı atıldı, çatılardan ateş açıldı.

'Hayata Dönüş Operasyonu' olarak adlandırılan ve Türkiye'nin tarihine kanlı bir leke olarak kazınan bu en karanlık günlerin ayrıntıları için içeriğimizi okuyabilirsiniz: 👇

14. Yıl Dönümünde Yakın Tarihimizin En Karanlık Günlerinden Biri "19 Aralık"

Duvarlara yazılan şiirler, asılan afişler ve çizilen resimler...

“Ben buradayım” diyen pek çok anıyı duvarlarında taşıyan cezaevinde Hilton olarak adlandırılan 9. ve 10. koğuşlarda en tanıdık isimler yatmıştı: Bülent Ecevit, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Muzaffer İlhan Erdost, Necip Fazıl Kısakürek…

Ulucanlar Cezaevi'nde kalan mahkumlar 2006 yılında başka yerlere nakledildi, cezaevi boşaltıldı ve müzeye dönüştürüldü.

2010 yılında Ulucanlar Cezaevi Müzesi olarak açılan ve yaşanan acıların izlerini taşıyan bu tarihi binada mahkumlara ait eşyaları, dönemin gazete sayfalarını, film afişlerini, duvar yazılarını ve son durak olarak darağacını görebilirsiniz.

İşte müzeden fotoğraflar...

Tarihe tanıklık etmek, çekilen acıların derin izlerini görmek ve yakın tarihimize yakından bakmak için Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ni pazartesi günleri hariç 10.00-17.00 arası ziyaret edebilirsiniz...

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR

Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğrunda ölümlere gidip geldiğim Zulamdaki mahzun resim. Görüşmecim yeşil soğan göndermiş Karanfil kokuyor cigaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..

19.09.2018

Barış olsun diyenleri at içeri, insanca yaşamak için mücadele edenlerin al canını; halkın hakkını gasp edenler ellerini kollarını sallayarak özgürce dolaşsın, her türlü haltı yiyenler Amerika'da suşi restoranlarında gezsin; her biri pırıl pırıl, okumuş, istese ekonomik durumu gayet iyi olabilecek, gayet rahat bir hayat sürebilecek gençler bu 'halk' için mücadele etsin, canını versin ama bu halk onlara değil de kendini soyup soğana çevirenlere inansın, hırsız dürzülerin yardakçılığını yapsın...

19.09.2018

Bir duvardaki " özgürlüğünü kaybettin, onurunu kaybetme" yazısı da mutlaka olmalıydı

Zaten yazıyor. Ama bu içerikte ele alınmamış..

TÜM YORUMLARI OKU (22)