Günümüzde Almanya’nın en zengin ailelerinden biri olan Quandt ailesinin servetini nasıl elde ettiğini,Nazilere kadar varan ilişkileri ve çok daha fazlasını sizler için derledik. Bakalım siz bu gerçekleri duyduğunuzda ne düşüneceksiniz... 👇
Günümüzde Almanya’nın en zengin ailelerinden biri olan Quandt ailesinin servetini nasıl elde ettiğini,Nazilere kadar varan ilişkileri ve çok daha fazlasını sizler için derledik. Bakalım siz bu gerçekleri duyduğunuzda ne düşüneceksiniz... 👇
Bu sorunun cevabına geçmeden önce söz konusu Quandt ailesi hakkında biraz bilgilendirme yapalım. Bu, içeriğimizde 5 ayrı başlık atlında inceleyeceğimiz noktaları da destekler nitelikte olacak.
O günlerde Günther Quandt, Alman İmparatorluğu'na üniformalar satarak büyük kârlar elde etti. Kendisi, savaşın sona ermesi ile yelpazesini genişletme kararı aldı ve işini farklı segmentlere ayırarak gözüne kestirdiği birçok şirketi satın aldı. Böylece Günther Quandt, silah sanayinden ham petrol üretimine kadar imalat endüstrisinin her alanından faydalanır bir hale geldi. Peki bu servetin arkasında ne gibi rahatsız edici gerçekler yatıyor? Gelin başlık başlık inceleyelim...
Şöyle ki; Günther Quandt'ın ikinci eşi Magda Ritschel'in kendisinden boşanması ve Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanlığı'nı yönetecek olan Joseph Goebbels ile nişanlanmasıyla birlikte Quandt ailesinin ismi Nazilerle anılmaya başlandı.
Ancak bu böyle olmadı ve Günther Quandt bunun tam tersini yaptı. Şimdiye kadar da anlayabileceğiniz üzere kendisi önüne gelen fırsatları iyi değerlendirebilen zeki bir insandı. Çoğunun sadece düşmanlığı ve intikam duygusunu göreceği yerde o, bunu ayaklarına kadar gelen bir fırsat olarak gördü ve bunu değerlendirme kararı aldı.
Biraz önce kendisinin önüne gelen fırsatları iyi değerlendirmeyi bilebilen zeki bir insan olduğunu belirttik. Peki Günther Quandt için buradaki fırsat tam olarak neredeydi? O fırsat, düğün davetlilerinin arasındaydı...
Quandt için önündeki yol artık çok daha belirgindi ve kendisi, bahsi geçen bu bağlantısı ile yakın ilişkiler içerisinde kalmayı tercih etti.
1993 yılının Mart ayında düzenlenen seçimlerini Nazi Partisi kazandı ve Günther Quandt, sahip olduğu fabrikalarından bazılarını destek amacıyla Nazilere hibe etti ve Hitler'in müttefikleri arasındaki yerini daha da sağlamlaştırdı.
İşte her şey tam olarak burada başladı! O zaman için Almanya'nın ticaret ve üretim faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda zorla işçi çalıştırmanın kimseyi rahatsız eder bir tarafı yoktu ve bu durum oldukça normalleştirilmişti.
Quandt ailesinin fabrikalarında çalıştırılan yahudi işçilere sebepsiz yere kötü muamele ediliyordu. Öyle ki; sigortasız ve yeterli güvenlik önlemi alınmadan çalıştırılan bu işçilerin çoğu, sonraki yıllarda çalışma şartlarından kaynaklı olarak zehirlendikleri için hayatlarını kaybettiler.
Günther Quandt’ın oğlu Herbert Quandt'ın işleri babasından devralması da hiçbir şeyi değiştirmedi ve çalışma şartları yıllarca aynı kalmaya devam etti. Hatta Herbert Quandt bunu bir adım daha öteye taşıyarak Nazilerin, fabrikalarının yanı başında toplama kampları kurmalarına yardımcı oldu!
Günther Quandt'ın sergilediği tutum nedeniyle onca zaman Nazilerin yakın müttefiklerinden biri olması, kendisini savaş sonrasında bir hedef haline getirdi. Quandt tutuklanarak zamanında Nazilerin savaş kamplarından biri olan Moosburg Kampı'na gönderildi ve Amerikalıların kampa el koymasına kadar orada kaldı.
Ancak bunlardan en önemlisi; kendisinin sahip olduğu iş deneyimi ve girişimci yetenekleri ile Almanya'nın ekonomisini tekrar ayağa kaldırabilecek kilit bir isim olarak akıllara gelmesi.
Günther Quandt'ın 1954 yılında hayatını kaybetmesinin ardından işleri oğlu Herbert Quandt devraldı. Hatırlarsanız içeriğimizin başında Günther Quandt'ın işlerini çeşitlendirerek farklı birçok şirketi bünyesi altına almasından bahsetmiştik.
Quandt'ların aksine BMW şirketi, II. Dünya Savaşı sonrasında gelen şok dalgasını kaldıramadı ve mutfak malzemeleri üreterek zar zor varlığını sürdürebiliyordu. Herbert, iflasın eşiğine kadar gelmiş bu şirketi satın aldı ve yaptığı devasa sermaye yatırımı ile BMW 1500 modelinin üretilmesini sağladı. Bu model, günümüzde gördüğümüz tüm o BMW modellerinin atası oldu ve markayı bugünlere getiren birçok dönüm noktasından biri haline geldi.
Diğer Nazi destekçilerinin 1900'ler ve 2000'lerde yaptıkları açıklamalarla özürler dilemesinin aksine Quandt ailesi yıllarca sessizliğini korudu ve olan biteni sadece izlemekle yetindi.
Konuyla ilgili olarak kamuoyuna yaptıkları açıklamaların çoğu, ailenin zamanında Nazilere vermiş olduğu desteği, taviz vermeye zorlandıkları gerekçesi ile mazur göstermekten öteye geçemedi. Bugün Quandt soyundan gelenlerin hepsi Almanya'nın son derece zengin ve nüfuzlu isimleri arasında yer alıyor. Öyle ki; Herbert Quandt'ın oğlu Stefan, BMW'nin en büyük hissedarı ve kızı Susanne ise Almanya'nın en zengin kadınıdır.
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi bizlerle paylaşmayı unutmayınız... 👇