Nasıl Davranmalıyız? İlber Ortaylı'nın Adab-ı Muaşeret Kurallarıyla İlgili Hayatı Daha Yaşanılır Kılacak 12 Düşüncesi

1. "Üniversite bitirirsin, yaşın büyür ama terbiyen yoksa, başkalarını rahatsız ediyorsan, insanlara saygı göstermiyorsan; eğitiminin ve kariyerinin sana da topluma da bir yararı olmaz."

2. "Adab-ı muaşereti başkasını rahatsız etmemek olarak tanımlayabiliriz. Biri konuşurken gidip dürtme, çoklu konuşmalarda ifade bitmeden lafa karışma gibi davranışlar, ülkemizde çok fazla görülür."

3. Bir talebe ya da asistan kız, iki kişi konuşurken gelip araya girer. Bir delikanlı, tam sohbetin ortasında gelip elinizi öper. Bu davranışlar, sahibinin kötü niyetini taşımasa da adap-ı muaşeretin dışındadır."

4. İnsanlar, yemek yerken, birbirleriyle konuşurken rahatsız edilmez. Bu durum randevulaşmadan ve haber vermeden çat kapı birinin evine gitmek gibidir."

5. Tüm bu tavırların çıkış noktasında, başkasının varlığını göz önünde tutma ve başkasına saygı duymanın önemini anlıyoruz. Bir başkasına içten bir şekilde saygı duymak, toplumsal hayatı yaşanılır kılan en önemli anahtarlardandır. "

6. "Evlerde ve sokaklarda, bu saydığım incelik kurallarının giderek önemsizleştiğini görüyoruz. "Kimse beni tanımıyor" düşüncesiyle her türlü edepsizliği yapma hakkını kendinde bulan insanlar, dünyayı yaşanmaz hale getiriyorlar."

7. "Buna ek olarak toplumumuzda günden güne ciddileşen ruhsal bunalımlara ve meşrulaşmış kitlesel bir öfkeye tanık oluyoruz. Türkiye'de basit bir trafik kavgası bile cinayetle sonuçlanabiliyor."

8. "İyi yetişmiş insan, terbiyesi ve davranışlarıyla diğer insanlardan ayrışır. Nereden geldiği belli olmayan ve kendilerine niye verildiği anlaşılmayan paralarla kimlik edinen insanlar terbiyenin inceliğinin anlamına varamazlar."

9. "Babaları ceplerine paraları tıkıştırır ve yalnızca satın aldıklarıyla kendini ifade eden zorba insanlar görürüz. Doğal olarak bu insanlardan adab-ı muaşeret bekleyemezsiniz."

10. "Tüm bu olumsuz örnekler dışında, beni mutlu eden insanlar da yok değil. Kendine sahip olma bilinciyle yetişmiş, doğduğu topraklarla, soyuyla sopuyla bağı olan, nereden geldiğini ve nereye gideceğini bilen insanları görünce mutlu olurum."

11. "İlginçtir ki bu insanlara endüstriyel Batı toplumlarında daha çok rastlarız. Çünkü bu insanların iki nesil evvelleriyle ve çevreleriyle bağları vardır. "

12. "Kendi geçmişini tanımayan bir gençlikten sağlam bir toplum inşa etmesini ya da toplumun nitelikli bir parçasını oluşturmasını bekleyemezsiniz. "

Siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!

Kaynak: Tuhaf Dergi

Popüler İçerikler

151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
12.10.2019

Benim de naçizane son zamanlarda farkettiğim ve gittikçe yaygınlaşan saygısızca bir tavır var. O da şu: İnsanları baştan aşağı süzmek. Özellikle kadınların yaptığı bu hareket, son derece ayıptır arkadaşlar. Şehirde yaşayan ama ruhu kırsalda kalmış vatandaşlarımıza duyurulur.

Pasif Kullanıcı
13.10.2019

aynen.o da psikolojik şiddete giriyor zaten.burda daha yazılması gereken onlarca görgü kuralı var aslında...onedio bi içerikte paylaşmıştı geçen aylarda..

12.10.2019

İlber ORTAYLI adamdır.

Pasif Kullanıcı
13.10.2019

işte bu.işte gerçek egitim budur,bu olmalıdır.zaten bunları bilmeyip okuyan adamdan yarar degil zarar gelir.önce ailede egitim,sonra kişi kendini egitmeli.ailedeki egitimde en büyük rol anneye düştügünden anneler daha çok kendini geliştirmeli.her zaman dedigim gibi;bakabileceginiz kadar çocuk yapın.hem maddi hem manevi anlamda.helal olsun ilber hoca,konuş👏

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ