Ah işte o duruşuyla, aşkıyla, coşkusuyla, sesiyle, iletişimiyle, dış görünüşüne verdiği özen kadar iç güzelliği ve derinliğiyle büyüleyici olur. Çekiciliği hem ikili ilişkilerinde hem de cinsellikte mıknatıs etkisi görür. Romantizmi hazla birleştirebilir. Yerine göre tutkulu hatta şehvetli de olabilir. Yani onun bir erotik zekası vardır. Bunu iyi kullanır.
Ve tabi en çok hissedeceği ve yayacağı da haz olur. Hazzı hayatın her yerinde yaşayabilir. Sadece cinsellik veya orgazm yaşarken değil; bu yolda yürürken gördüğü ağaçları, kuşları izlerken, sevdiği bir içkiyi, yemeği yerken...
Afrodizyak kelimesini duymuşsundur. İşte bu yolculuk sonunda sende bu kelimenin anlamını veren bir ruh haline gelebilirsin. Haz hisseder, hazzı her yerden alır hale gelir, bir o kadar da haz yayar, haz verirsin.
Afrodizyak olduğuna inanılan kimi yiyecekler, kokular vücudumuzda bulunan birtakım hormon nörotransmitaller ve burada özellikle enmediatörlerin artışına sebep olurlar. Biliyoruz ki en çok serotonin ve dopamin dediğimiz iki hormon hem bize mutluluk verir hem de cinsel istekte cinsel güç de artışına neden olur. Bu süreçte özellikle sana önerdiğim uygulamaları yaptığında afrodizyak etkisi yaratarak düzenli yapıldığında alıcılık ve haz kapıları da senin için açılır…
Aslında böylelikle güzellik ve haz birbirine bağlanır. Dolayısıyla bu ikisi ile ilgili yaptığın tüm farkındalık çalışmaları birbirine hizmet eder. Güzel olduğunu düşündüğün her şeyden şifa veren bir haz alabilirsin. Bu anlık bir güzellik algısı da olabilir, bütüne ve zamanlar ötesine de yayılabilir. Yani sadece cinsellikteki haz için değil, bütünsel hayattan aldığın haz ve güzellik için de bu bölümü yapmalısın.
Tarihin sayfalarında Afrodit’in bu yoğun haz ve güzellik bilgeliğini farklı şekillerde destekleyen, çevreleyen semboller vardır. Haritleri hiç duydun mu?
Yunan mitolojisinde üç güzeller olarak bilinen Yunanca 'harit' kelimesinin çoğulu olan Harites (Haritler) tanrıların tanrısı Zeus’un, bazı araştırmacılara göre üçüncü bazı araştırmacılara göre ise dördüncü eşi olan, tanrıça Eurynome’den doğma kızlarıdır. Aphrodite ve Apollon’un alaylarında yer alan ve aynı zamanda sanat etkinliklerine ilham veren tanrıçalardır. Üç güzellere daha yakından bakacak olursak, bunlardan birincisi Aglaiedir. Aglaie canlılığı ve parlaklığı temsil eder (VITALITY) ve Kharitlerin en gencidir. Euphrosyne sevinçi ve neşeyi (JOY) , Thalia ise tazeliği (FRESHNESS) temsil eder.
Bunlara aynı zamanda zarafet, letafet, nezaket, lütuf, merhamet, fazilet manasına gelen, “Grace” deniliyordu. Bunlardan birisi sırtı bize dönük, yüzü öte yana bakan, diğer ikisi ise yüzü bize dönük olarak resmediliyordu. Bunun gayesi her yapılan iyiliğe karşılık iki defa teşekkür edilmesi gerektiğini bizlere hatırlatmaktı. Bütün işler şeffaf olarak, doğallıkla, riyakârlık olmadan yapılması gerektiği için kızlar çıplak olarak sembolize edilir ve çağlar boyu resmedilir. Ayrıca hep genç olarak takdim ediliyorlardı. Çünkü haz ve güzellik saflıkla olduğunda hatırası asla yaşlanmaz hep taze kalır mesajını veriyorlardı. Kızların gülen yüzleri başkalarına hep güler yüzle, neşe ile iyilik yapılması gerektiğini sembolize ediyordu. Kızların kol kola resmedilmesi ise yine döngüsel olarak birlik halinde, bir nezaketi diğer bir nezaketin takip etmesi gerektiğini vurgulamaktaydı. Böylelikle sevgi bağı ve zinciri asla kopmayacaktı. Şairler bu kızların Acidalius çeşmesinde devamlı olarak yıkandıklarını söylerler.”
Bu güzellerden bazılarının aslen dokuz ilham perisinden olduğu söylenir.
Farklı tarihi bulgularda resmedilen Üç Güzeller, başlarda güzellikleri ve sevimliliklerini göz önüne serecek şekilde upuzun giysiler ve çiçekli taçlarlayken M.Ö. 4. yüzyıldan itibaren yerini çıplaklık ve dokunma, kucaklaşmaya bırakmıştır.
Sözü edilen kadın figürleri bazı dönemlerde balık etli, büyük kalçalı, küçük göğüslü olarak, bazı dönemlerde ise zayıf, ince bilekli, uzun boylu olarak gösterilmiştir. Figürlerin gösterim şekilleri dönemin ideal vücut algısına göre değişim gösterir.
Ressam Rafael üç güzelleri tamamen çıplak resmetmiştir mesela. Ve hepsinin eline de bir elma vermiştir. Kırmızı Elma sembolüyse Adem ve Havva ve Kırmızı Başlıklı Kız hikayesinden de hatırlayacağınız gibi gizli, saklı, suç, günah işlemek için bir aracıdır. Yani bu üç güzellik içinde hem güzelliği hem de bilinçaltı kodlamalarıyla çağlar içinde suçu barındıran olmuştur. Bu da bugünün dünyasında insanın kendi içinde bulması gereken adeta bir başka dengedir.
Afrodit arketipi her kadın da olan bir profil olmakla birlikte, hayatın gerçekleri sorumlulukları derken bazen ya çok gerilerde kalabilir ya da daha önce aktardığım gibi gölgesinde yaşanabilir. Her iki durumda da üzerinde biraz çaba ve bilinçle çalışıldığında dengeyle gün yüzüne çıkabilir.
Şefkatle kucaklıyorum.
Linktree
Instagram
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
bana kalırsa çekicilik ve ya seksepalite her neyse işte edinilecek bişey değil, doğuştan gelir. Güzellik edinilir ama çekicilik öyle değil, bazen çok güzel bı kadın bile bize itici gelebilir, aynı şey erkek için de geçerli çok yakışıklı olması albenisinin yüksek olduğu anlamına gelmiyor. velhasıl kelam kısa ve net, edinilmez bı insanda varsa vardır zaten.
Bu ülkede buna gerek yok ki. Zaten uçana kaçana yazıyoruz :)))
Kesinlikle yüksek aura bir şekilde kendini belli eder, saklanamaz taşar. Belli bir olgunluğa erişenler güzellik kavramlarından çok bu enerjiye önem verir. Kadınlarınızın kendini bulma yolculuğuna şahit olmak güzel olmalı, sakın ego yapıp baskılamayın, dalga dalga yayılan çekiciliğin tadına varın beyler.