Nasıl da Kandırıldık! Son Günlerde Herkesin Doğru Sanıp Paylaştığı ve Sonradan Yanlış Olduğu Ortaya Çıkan Haberler

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada viral olan, haber sitelerinde ve hatta gazetelerde kendine yer bulmuş bazı haberler gerçeği yansıtmıyor ancak ilk etapta hepimiz bunun tersi olduğunu düşündük.

Gelin, bu haberler neymiş ve işin aslı nasılmış hep birlikte görelim.

Detaylara geçmeden evvel bir önceki içeriğimizi de şöyle bırakalım 👇

Nasıl da Kandırıldık! Son Günlerde Herkesin Doğru Sanıp Paylaştığı Ancak Yanlış Olduğu Ortaya Çıkan Haberler

1. "TRT Haber'in 'Türklerin Zafer Ayı' yayınında 30 Ağustos'un olmadığı iddiası"

Sosyal medyada 30 Ağustos Zafer Bayramı öncesi TRT Haber’de yapılan yayında 30 Ağustos’un anılmadığı iddia edildi. Siyasiler tarafından da hızla yayılan paylaşımlarda TRT Haber’in hazırladığı bir tablo görülüyor. İddialara göre “Türklerin Zafer Ayı” başlıklı tabloda 30 Ağustos tarihi ise yok. 

Ancak iddia doğru değil. Programda Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı anılmış, ancak tarihi yanlış yazılmış. Program sonrası başlayan gece bülteninde ise yapılan hata düzeltilmiş.

26 Ağustos 2020 saat 21.00’da TRT Haber’de Özel Yayın ibareli bir program başlamış. Programın ilk bir saatlik diliminde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’le ilgili konuları konuşulmuş.

Programın ikinci kısmı ise saat 21.58’de “Türklerin Zafer Ayı Ağustos” alt başlığıyla açılmış. Sunucu bu yayın başladığında konuklarla Ağustos ayında kazanılan zaferlerin, özellikle de Malazgirt ve Büyük Taarruz’un konuşulacağını aktarıyor. 

Ekranda yer alan ilk beşli tabloda geçmişten bugüne Ağustos ayında kazanılan zaferler görünüyor. Hemen ardından ise ikinci tabloya geçiliyor. 22.00’da yayında görülen bu dörtlü tabloda ise Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı da var. Ancak tarih yanlış yazılmış. 29 Ağustos 1521 olarak yazılan ibarenin, Taarruz’un tarihi olan 26-30 Ağustos 1922 olması gerekiyordu. Yayındaki sunucunun da tarihi okurken tereddüt ettiği anlaşılabiliyor. 

Hata büyük ihtimalle bir önceki tabloda bulunan Belgrad’ın Fethi’nin şablonunun olduğu gibi Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı için de kullanılmış olmasından kaynaklı. 

Link

2. "Plazma tedavisinin ölüm oranını %35 azalttığının kanıtlandığı iddiası"

ABD Başkanı Donald Trump 23 Ağustos 2020’de yaptığı ve müjde olarak tanımladığı açıklamada, plazma tedavisinin ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylandığını ve tedavinin ölüm oranını yüzde 35 azalttığını söyledi. Bu açıklama, Türkiye’de de yankı buldu.

Ancak iddia doğru değil. Açıklamanın dayandığı araştırmanın amacı, plazmanın erken ya da geç verilmesi arasındaki farkı tespit etmekti. Araştırma randomize kontrollü denemelere dayanmıyor ve hakem onayından geçmiş değil. Ayrıca araştırmada tedavinin ölüm oranını yüzde 35 azalttığı bilgisi yer almıyor ve ABD Başkanı’nın bu orana nasıl ulaştığı konusunda kesin bir bilgi yok.

Mayo Klinik, Covid-19 hastalarına plazma tedavisi için Genişletilmiş Erişim Programı (GEP) adlı bir çalışma yürütüyordu. GEP, araştırma amaçlı plazma tedavisine erişimi artırmak ve tedavinin güvenliğini test etmek için tasarlanmış.

Program tarafından sunulan araştırma, 12 Ağustos 2020’de yayınlanmış, ama henüz bir ön baskı ve hakem onayından geçmiş değil. Ayrıca bu çalışma randomize kontrollü bir deneme değil. 

Yani, çalışmada plazma verilen hastalar ile verilmeyenleri karşılaştırmak için bir gruba plasebo verilen, kontrollü bir deneyden söz edemiyoruz. Bu da bilim insanlarının tedavinin gerçekten işe yarayıp yaramadığını değerlendirmelerini zorlaştırıyor.

Link

3. "Fotoğrafın Ordu'da sağlam kalan eski ve yıkılan yeni köprüleri gösterdiği iddiası"

Sosyal medyada dolaşıma giren gönderide Ordu’da 2018 yılında yıkılan köprünün iki yıllık olduğu, 90 yaşındaki eski köprü sapasağlam dururken yeni olanın yıkıldığı iddiası ortaya atıldı. 

Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf Ağustos 2018’de Ordu Ünye’de sel sonrasında çekilmiş. Yıkılan bölge 2010 yılında yapılan değil, eski tarihte yapılan köprüden.

Fotoğraf Ağustos 2018'de Ordu’nun Ünye ilçesinde yaşanan selden sonra Anadolu Ajansı’ndan İlyas Gün tarafından çekilmiş. Devlet Su İşleri’nin açıklamasına göre köprünün yıkılma sebebi saniyede 763 metreküplük debiye dayanamaması.

Ordu’nun Ünye ilçesinde bulunan Cevizdere isimli köprü ilk kez 1934 yılında inşa edilmiş, 1960’lı yıllarda bakımlardan geçen köprüye 2010 yılında ekleme yapılmış. Ancak 2018 yılında yıkılan köprü sonradan eklenen değil, eskisi.

İddianın tekrar gündeme gelmesinin ardından Ordu Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler sağlam kalan köprünün yapımının 2010 yılında gerçekleştiğini, yıkılan köprünün 1960 yılından kalma olduğunu söyledi.

Link

4. "Ağzında cerrahi maske taşıyan martı fotoğrafının Van'dan olduğu iddiası"

Covid-19 salgınıyla birlikte insanlığın dünya üzerinde yarattığı kirliliği simgeleyen en önemli göstergelerden biri de yerlere atılan maskeler oldu. Sosyal medya platformu Twitter üzerinden paylaşılan bir fotoğrafta, gagasında cerrahi koruyucu maske taşıyan bir martının suyun içinden çıktığı görülüyordu.

Ancak iddia doğru değil. Bu fotoğraf Van’da değil, Güneydoğu Britanya'da bulunan Dover Limanı’nda çekilmiş. Fotoğraf 12 Ağustos tarihinde Reuters’ta Peter Nicholls imzasıyla yayınlandı.

Fotoğrafın Reuters'ın "Günün Fotoğrafları" kategorisinde 12 Ağustos tarihinde yayınlandığını da görüyoruz.

Açıklamasında ise Dover Limanı kıyısında bir martının koruyucu cerrahi maskeyle dolaştığı yazılı.

Bu fotoğraf Britanya'da çekilmiş olsa da benzer manzaralara Türkiye’de de şahit olmak olası. Geçtiğimiz aylarda İstanbul Haliç’te bir martıyı boynuna takılan cerrahi maskeden belediye ekipleri kurtarmıştı. Aynı maskelerin bir martının ayağına takıldığı anlar da objektiflere yansımıştı.

Link

5. "Türk vatandaşlarının aşı çalışmaları için kobay olarak kullanıldığı iddiası"

Rusya 11 Ağustos’ta Covid-19 için geliştirilen aşıyı onayladıklarını duyurunca, aşının halen bitmemiş olan III. faz deneyleriyle ilgili pek çok iddia ortaya atıldı. Sosyal medyada yaygın bazı gönderilerde, Türk vatandaşlarının III. faz denemelerinde denek olarak satıldığı da iddia edildi.

Ancak iddia doğru değil. Türkiye’de vatandaşlar Rusya’nın aşısı için “kobay” olmayacak. Aşı gönüllüler üzerinde deneniyor. Aşının gerekli testleri geçmesi durumunda III. faz ve üretim aşamalarında işbirliği yapılacak. Ayrıca aşı bulma sürecinde klinik deneylerinin farklı ülkelerde yapılması alışıldık ve arzulanan bir durum.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, aşı konusunda Rusya ile işbirliğinin devam ettiğini ve III. faz çalışmalarının Türkiye’de de yapılmasını konuştuklarını açıkladı.

Buna göre, Türkiye’de yürütülecek çalışmalara, aşının klinik öncesi çalışmaları değerlendirilerek başlanacak. Bakan Çin ve Almanya’nın da III. faz denemelerinin Türkiye'de yapılması için müracaat ettiğini, görüşmelerin sürdüğünü ifade etti.

Her şeyden önce, Rusya’yla işbirliği yapacak tek ülke Türkiye değil. Sputnik V aşısının etkinliğinin kanıtlanması için küresel bir işbirliği gerektiği savunuluyor. Faz III denemeleri için işbirliği yapılan ülkeler arasında Brezilya, Filipinler, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan da yer alıyor. Üretim için işbirliği düşünülen ülkeler arasında da Türkiye, Küba, Hindistan, Güney Kore, Brezilya  ve Suudi Arabistan var. Bunlar gibi 20 farklı ülkenin de işbirliği için teklifte bulunduğu belirtiliyor. Vietnam da 50 ila 150 milyon adet aşı sipariş edilmesinin planlandığını duyurdu.

Benzer şekilde Covid-19 aşı çalışmalarından biri olan Almanya’da BioNTech ve Pfizer'ın ortak geliştirdiği Covid-19 aşısının, III. faz insan denemelerinin bir ayağının da Türkiye'de, İstanbul Tıp Fakültesi koordinasyonunda yürütüleceği açıklandı. Öğretim üyesi Tufan Tükek, aşı denemelerinin gönüllere her yerde aynı olan protokole uygun olarak yapılacağını ifade etti.

Link

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR
28.08.2020

Yalanın her türlüsü kötü karşındaki her konuda suçlu ama sen yine ona doğrularla cevap ver yalanlarla değil. Yoksa ne farkın kalır. Ayrıca TRT çalışanı artık şu milli günleri öğrensin ilk değil son da olmayacak galiba

28.08.2020

Tayyip ve Trump ın söylediği hiçbir şeye inanmıyorum valla

28.08.2020

Gerceklerden o kadar kopmusuz ki kendi yarattigimiz yalani gercek diye aktarip yaymak artik siradan geliyor zihin suzgecimizden gecirmeden hemen kabulleniveriyoruz. Bilginin haberin bir gerceklik degeri olmali. Toplum olarak bu tip haberleri hic sorgulamadan abartip ballandira ballandira anlatmaya yatkiniz maalesef . Algi ve gerceklik konusunda cok buyuk sorunumuz var.realizmden surrealizme bu hizli gecis toplumsal psikolojik sagligin bozuk oldugunu gostermektedir.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ