Nasıl da Kandırıldık! Son Günlerde Herkesin Doğru Sanıp Paylaştığı Ancak Yanlış Olduğu Ortaya Çıkan Haberler

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada viral olan, haber sitelerinde ve hatta gazetelerde kendine yer bulmuş bazı haberler gerçeği yansıtmıyor ancak ilk etapta hepimiz bunun tersi olduğunu düşündük.

Gelin, bu haberler neymiş ve işin aslı nasılmış hep birlikte görelim.

Detaylara geçmeden evvel bir önceki içeriğimizi şöyle bırakalım 👇

Nasıl da Kandırıldık! Son Günlerde Herkesin Doğru Sanıp Paylaştığı ve Sonradan Yanlış Olduğu Ortaya Çıkan Haberler

1. "Çinli virolog Li-Meng Yang'ın 'koronavirüsün insan yapımı' olduğu iddiası"

Covid-19 salgının başından beri virüsün kökeninin 'insan yapımı' olduğu, laboratuvarda üretildiği iddiaları ortaya atılıyordu. Çinli bir virolog olan Li-Meng Yan’ın iddiasına göre 'yeni koronavirüs' Çin ordusu tarafından, farklı ülkelerden bilim insanlarının yardımıyla laboratuvarda üretildi.

Ancak iddia doğru değil. Li-Meng Yan SARS-CoV-2’nin kökenine dair bilinenleri çürütecek kanıtlar sunmamış. SARS-CoV-2’nin doğal bir kökene sahip olduğunu gösteren güçlü genetik çalışmalar varken, aksini işaret eden bilimsel kanıtların varlığı mevcut değil.

Virolog Li-Meng Yan'ın bu çalışması 14 Eylül 2020'de yayımlandı. Çalışmaya zenodo.org adlı siteden ulaşılıyor.

Li Meng Yan ve ekibi, SARS-CoV-2’nin kaynağının doğa olduğu teorisinin doğru olmadığı ve hastalığın laboratuvar kaynaklı olabileceği üzerinde duruyor.

Birçok bilim insanı, Li-Meng Yan’ın bu çalışmasının bilimsel temelli olmadığını açıkladı. Çünkü eldeki verilere göre virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini öne süren Yan’ın kanıtları ne kadar güçsüz ve yetersizse, virüsün doğadan geldiğinin kanıtları bir o kadar fazla. 

Britanya Bath Üniversitesi’nden mikrobiyal patogenez uzmanı Andrew Preston, sunulan çalışmanın bilimsellik sıfatı alabilecek kadar titiz bir hakem incelemesinden geçmediği ve dahası çalışmadaki iddiaları destekleyecek hiçbir kaynak sunulmadığını anımsatıyor. Preston bu çalışmanın objektiflikten uzak, komplo teorilerini anımsatan diline de işaret ederek, önceki araştırmaları çürütecek herhangi bir kanıt sunulmadığını aktarmış. 

Kaynak

2. "Fransa'da 37 kişinin içinde sperm bulunan sufle yediği için hastalandığı iddiası"

Bazı haber sitelerinde arka arkaya yer alan bir haberde, üç Michelin yıldızlı Le Gallion restoranının işletmecisi Jacques DeNoiret’in, 37 müşterisinin sperm ile yaptığı kremalı sufleleri yedikten sonra herpese yakalandığını itiraf ettiği iddia ediliyordu. 

Ancak iddia doğru değil. Haberin kaynağı World News Daily Report parodi içerikler üreten bir site. Ayrıca Jacques DeNoiret adında ünlü bir şef veya üç Michelin yıldızlı Le Gallion diye bir restoran yok.

Kanada merkezli World News Daily Report, mizah ve satir amaçlı sahte içerikler ürettiğini açıkça belirten bir site.

Şef olduğu öne sürülen 'Jacques DeNoiret' adını arattığımızda, yalnızca konuyla ilgili haberlere rastlıyoruz. Bu isimde ünlü bir şefin yaşadığını gösteren başka bir kanıt yok. Dünyaca ünlü bir şefin, kişisel bir internet sitesinin de olması beklenebilirdi. 

Michelin yıldızlı restoranların listelendiği resmi internet sitesinde de bu isimdeki üç yıldızlı herhangi bir restoran yer almıyor. 

Ayrıca cinsel yolla bulaşan genital herpes için, sperm bir tehdit de değil. Herpes ciltte taşınıyor ve partnerin genital bölgesi, ağzı ya da boğazıyla temasla bulaşıyor. Haberde geçen bir diğer hastalık olan sifilis (frengi) de spermle değil tensel temasla taşınıyor. 

Kaynak

3. "Fatih Erbakan'ın İstanbul Sözleşmesi hakkındaki iddiaları"

Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesini amaçlayan İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin iddialara her gün yenileri ekleniyor. Sözleşmeye karşı çıkanlardan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Haber Global’de katıldığı televizyon programında da “İstanbul Sözleşmesi’ne neden karşısınız?” sorusuna verdiği cevapta görüşlerini dile getirirken bazı iddialarda bulundu.

Bu iddialara tek tek bakalım.

İDDİA: İstanbul Sözleşmesi Alfred Kinsey’nin çalışmalarına dayanıyor. 

*İstanbul Sözleşmesi toplumsal cinsiyet üzerine kurulu ve Kinsey’nin bu alanda bir çalışması yok. Kinsey doğa bilimleri uzmanı.

İDDİA: Kinsey cinsel yönelim teorisi kitabıyla zoofili, nekrofili, pedofili ve ensesti olağanlaştırıyor, eşcinselliğin insanın doğasında olduğunu, serbest bırakılması gerektiğini savunuyor. 

*Alfred Kinsey’in raporları metodolojik olarak eleştirilse de alandaki en güçlü araştırmalardan. Kinsey çalışmalarında zoofili, nekrofili gibi parafililerin savunuculuğunu yapmıyor.

İDDİA: Toplumsal cinsiyet teorisini ortaya atanlardan biri de biseksüel bir erkek olan Simone de Beauvoir. Toplumsal cinsiyetin müfredata alınmasını ve okullarda okutulması gerektiğini savunuyor.

*Fransız yazar ve filozof Simone de Beauvoir, Erbakan'ın iddia ettiğinin aksine bir kadın. Simone de Beauvoir’ın kadınlarla da birlikte olduğu biliniyor. 

İDDİA: Sözleşme şiddeti engellemiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin en yaygın olduğunu İskandinav ülkelerinden Danimarka, Finlandiya ve İsveç dünyada & Avrupa’da kadına şiddetin en yüksek olduğu ülkeler. 

*Uluslararası raporlarda İskandinav ülkelerinin dünyada veya Avrupa'daki en yüksek kadına şiddet oranına sahip olduğunu söyleyen bir veri yok.

İDDİA: Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasına göre Finlandiya yılda 50 bin tecavüz vakasıyla dünyada ilk sırada. 

*Uluslararası Af Örgütü’nün araştırmasında Finlandiya’nın yılda 50 bin tecavüz vakasıyla dünyada ilk sırada olduğu bilgisi yer almıyor. Güncel verilere göre dünyada en yüksek tecavüz oranına sahip ülke Güney Afrika.

Ülkelerdeki cinsel şiddet vakalarına ilişkin verilerle, anlamlı bir değerlendirme yapmak çoğu zaman mümkün değil. Çünkü ülkelerin benimsediği suç tanımları, raporlama ve takip yöntemleri birbirlerinden oldukça farklı.

Kaynak

4. "Antep fıstığının Covid-19'a karşı koruyucu özelliğinin olduğu iddiası"

Covid-19 salgının başından beri hastalığı önlediği ya da tedavi ettiği iddia edilen pek çok gıdayla ilgili iddialar paylaşıldı. Bu kez haber sitelerinde yer alan bir iddiaya göre, antep fıstığı Covid-19’a karşı koruyucu idi. İddiamız, Tıbbi Beslenme Danışmanı olduğu söylenen uzman doktor Eyyüb Yılmaz tarafından ortaya atılmış. 

Ancak iddia doğru değil. Antep fıstığının Covid-19 salgınına karşı koruyucu olduğu yönünde hiçbir bilimsel veri yok. Antep fıstığıyla ilgili yapılan bazı çalışmalarda antienflamatuar ve antiviral özelliklerine bakılmış olsa da bu çalışmalar yeterli değil. İddiayı ortaya atan kişi bununla ilgili herhangi bir kaynak göstermemiş.

Eyyüb Yılmaz’a göre, kavrulmamış antep fıstığındaki vitaminler, hücre güvenlik duvarını güçlendiriyor ve Covid-19’a karşı tedbir niteliğinde.

Bazı çalışmalarda, antep fıstığının oksidatif stres ve iltihaplanmaya karşı etkinliğinin olabileceği görülmüştür. Antep fıstığında bulunan biyoaktiflerin, in vitro (laboratuvar ortamında) ve in vivo (canlı dokularda, yaşayan dokular üzerinde) olarak daha düşük dozlarda bazı antioksidanlar ve antienflamatuar özellikler sergilediği çalışmalar var. 

Bunun yanı sıra, İtalya’da yapılan bir çalışmada da antep fıstığındaki polifenollerin HSV-1 (Herpes Simpleks Virüs) yani halk dilinde uçuğa sebep olan virüse karşı etkili olduğu gösterilmiş.

Ama bu çalışmalar oldukça az ve çalışmaların çoğunda Amerikan Fıstık Yetiştiricileri’nin bilimsel danışman veya finansman sağlayan olduğu açıkça görülüyor. Bu durum, haliyle bilimsel çalışmalarda bir çıkar çatışması yaratabiliyor. Bütün bu çalışmaların dışında ise antep fıstığının Covid-19’a karşı koruyucu olduğu yönünde hiçbir bilimsel veri yok.

Kaynak

5. "Fotoğrafların Afrika'da Müslüman oldukları için yakılan çocukları gösterdiği iddiası"

Özellikle Facebook’ta yayılan bazı görsellerin Afrika’da Müslüman oldukları için yakılan çocukları gösterdiği iddia edildi. 

Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf Kenya’da yaşanan bir hırsızlık olayının ardından çeteler tarafından yakılan çocuklar ile ilişkilendiriliyor. Olayı anlatan orijinal haberde rahatsız olduğu için görsel kullanılmamış. İlgili görseller ise başka bir olaya ait.

İddia konusu görsel tersine görsel arama ile aratılınca karşımıza Kenya’da hırsızlık yaptığı için yakılan çocukları anlatan haberler çıkıyor.

Bu haberlerse Ağustos ayı başında ortaya çıkmış. Haberlere göre hırsızlığın ardından çeteler tarafından yakalanan çocuklar, tekerleğe bağlanıp ateşe verilmiş. Haberlerde çocukların fotoğraflarının yanında, yanan bedenlerin olduğu bir başka görsele daha denk geliyoruz.

Bu haberlerin kaynağı ise 'Nairobi News'. Olay, 4 Temmuz 2020 tarihinde Nairobi’de yaşanmış. Teyit, Afrika Check aracılığı ile haberi yazan muhabir Amina Wako’ya ulaştı. Wako her iki görselin de çocukların yakılması haberiyle ilgili olmadığını ve haberde bahsedilen çocukların ergenlik çağında olduğunu belirtti. Haberin orijinaline hassas oldukları için fotoğraf konulmamış.

Kaynak

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
YORUMLAR
18.09.2020

internet bilginin hizli ucuz kolay paylasimini sagladigi kadar dezenformasyonunda ayni hizla ve etkinlikle yayilmasina arac oluyor. deep fake gibi uygulamalar sesi ve goruntuyu tamamen ayirtedilemez sekilde editlemeye basladiklarinda is iyice cigrindan cikar. neyin dogru neyin yanlis oldugunu anlamak iyice zorlasacak.

18.09.2020

Bu haberlerin palavra olduğu bas bas bağırmakta. Ama feysbukta yaşıtlarım ve daha büyük teyze&amcalar (50+) şakır şukur paylaşıyor bunları. Ne versen yiyolar . Çok kötü....

18.09.2020

bu ve buna benzer haberlerin hiçbirine inanmadım, inanmamda. bir haberin doğru ve yalan olduğunu teyit etmek o kadar da zor değil. tersine arama, yabancı dilde arama, görsellerde arama vb gibi işlemler yapılarak haberin gerçekliği teyit edilebilir. hâlâ yalan haberlere inanan biri varsa suçu kendinde de aramalıdır

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ