· KALP vücudumuzun EN GÜÇLÜ ENERJİ KAYNAĞIdır. Sahip olduğumuz en kuvvetli elektromanyetik enerjiyi üretir.
· Kalbin elektrik akımı (EKG), beyinde oluşan elektrik akımından (EEG) ALTMIŞ KEZ DAHA kuvvetlidir.
· Kalbin manyetik alanı ise beyninkinden BEŞ BİN KEZ DAHA kuvvetlidir.
· Kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha fazla enerji yayıyoruz.
· Kalp beyne hangi hormonları veya diğer kimyasalları salgılatması gerektiğinin sinyallerini verir.
· Kalbimizden gelen elektromanyetik dalgalar, duygu ve inançlarımız tarafından oluşturulur.
· Kalbimiz bu inançlarımızı, geleceğe yönelik düşlerimizi ve duygularımızı başka bir dile, titreşimlerin ve dalgaların kodlanmış diline çevirir ve bunları evrene gönderir.
· İnançlarımızı taşıyan bu dalgalar ister pozitif ister negatif olsun, her halükarda muazzam bir güçle dünyaya yayılacak, fiziksel dünyayla etki alışverişinde bulunacaklardır.
· Tıpkı ses dalgalarının, havayı taşıyıcı olarak kullandığı gibi, yaydığımız inanç ve düşünce gücü de dünyaya taşınabilmek için bir aracıya ihtiyaç duyar. Burada, 'Kuantum Alanı' (diğer isimleri ile 'İlahi Matriks' ya da 'Kuantum Hologramı') devreye girerek, bu aracılık görevini üstlenir. Bu enerji alanı, biz farkında olsak da olmasak da her şeyle ve herkesle bağlantı içinde olmamızı mümkün kılar. Bu esnada 'alıcının' bizden ne kadar uzaklıkta olduğunun hiçbir rolü yoktur. Oluşturulan ve yayılan rezonans alanı, her zaman doğru kişiye/şeye ulaşır, o bunun farkında olmasa bile.
· İç âlemimizde sahip olduğumuz her şey, dış dünyada da karşımıza çıkacaktır. Dünyada karşılaştığımız her şeyin bir kaynağı vardır ve bu kaynak düşüncelerimizdedir. Eğer istediğimiz sonuçlara ulaşmak istiyorsak, düşüncelerimizi kontrol etmeye başlamalıyız, çünkü düşündüğümüz her şey bir rezonans alanı oluşturur.
· Hayatımızda sadece derinden inandığımız şeyler gerçekleşebilir.
· İçten sevginin ne demek olduğunu bilen insanlar DNA'larının şeklini değiştirebilir. Duygularımızın DNA'nın biçimini etkilediği de kanıtlandı.
· Sevinç, sevgi, şükran ve takdir duyguları içinde olarak savunma mekanizmamızı ÜÇ YÜZ BİN KAT güçlendirebiliriz. Pozitif duygular, bağışıklık sistemimizi güçlendirdiği için, bu yolla birçok hastalığı önleyebiliriz.
· Uzun süreli ve sık olarak düşündüğümüz, hissettiğimiz ve söylediğimiz her şey rezonans alanımızı yoğunlaştırır. Bu yüzden kaybetmek hakkındaki her düşünce kaybetme, kazanmak hakkındaki her inanç da kazanma ihtimalini kuvvetlendirir. Bu yüzden dış dünyada değiştirmek istediğimiz her şeyi düşünce gücümüzle değiştirebiliriz.
· Benzerler birbirini çeker. Bizim enerjimizle rezonans içinde olan her şey hayatımızda tahakkuk edecektir. Sözün özü; inandığımız her şey yaşamımızda gerçekleşecektir.