NASA’ya Mektup Göndererek Literatürü Değiştiren ve Teleskobu Kırıldığı İçin Kahrolan Diyarbakırlı Astronom Abdülkadir Topkaç

'Coğrafya kaderdir' sözünü daha fazla hak eden biri var mıdır, içeriği okuduktan sonra karar verin...

Kaynaklar: 1, 2

İlkokul mezunu bir fırıncı olan Abdülkadir Topkaç Diyarbakır’da doğdu, büyüdü, evlendi, çocukları oldu. Herkes gibi bir hayat sürerken bir gün bir şeylerin farkına vardı.

1990’lı yıllarda evren, kimlik, ruh, can, nefs üzerine kendi kendine sorular sormaya başladı. Bu sorular zamanla araştırmalar yapmasına yol açtı. O yol da Abdülkadir Topkaç’ı amatör olarak astronomiye yöneltti. Amatör dediğimize bakmayın, NASA ile iletişime geçerek literatürü bile değiştirdi! 

İşte 140journos’a anlattıkları…

1991 yılının Temmuz ayından itibaren astronomiyle ilgilendiğini anlatan Abdülkadir Topkaç, amatör olarak ilk adım attığı günlerde astral seyahati de deneyimlediğini ifade ediyor.

İşten çıktığı bir gün evde sırt üstü uzanırken birden kendisini gökyüzünde bulduğunu söyleyerek söze başlıyor. Bunun rüya, anlık bir düş ya da başka türlü bir hayal olmadığının farkına varıyor ve astral seyahati deneyimlediğini keşfediyor. Tasavvuf, astronomi ve tıbba da bu zamandan sonra ilgi duymaya başlıyor işte…

15 sene boyunca kendi kendine binlerce soru sorduğunu söylüyor ve cevapları da kendisinin verdiğini içtenlikle belirtiyor.

15 sene boyunca, bir alışkanlık haline getiriyor Abdulkadir Topkaç ve sürekli kendisine sorular soruyor. Bu soruların yanıtını da araştırmalarıyla buluyor.

Kendi çapında ve imkanlar el verdiğince araştırmalarını sürdürüyor ve tanıştığı birkaç kişinin verdiği destekle bu merakı bir arayışa dönüşüyor.

Abdülkadir Topkaç, sürekli değişen konuların arasında kendisine binlerce soru soruyor ve pek çoğuna da yanıt buluyor. Diyarbakır’da, fırıncılık yapıp ailesini geçindirmeye çalışırken, hiç eğitimini almadığı bir alana merak salıyor ve yıllarca bıkıp usanmadan araştırıyor.

Tutkuya dönüşen bu arayış Abdülkadir Topkaç'ın ailesini kaybetmesine neden oluyor.

Astronomiye duyduğu ilgi ve merakla birlikte ailesinden uzaklaşınca olanlar oluyor tabii...

Kendisi için bir yaşam biçimine dönüşen astronomide hiçbir insanın cesaret edemeyeceği bir şeye imza atıyor ve NASA'ya mektup yazarak literatürü değiştiriyor!

Evet, yanlış duymadınız. 1992 yılında NASA'ya mektup yollayan Abdülkadir Topkaç, çalışmalarına ilk başladığı zamanlarda çizdiklerini iletiyor ve Ay'ın Dünya çevresindeki dönüşünün dairesel olmadığını kanıtlıyor. Dönüşün yay şeklinde olduğunu çizimleriyle destekliyor ve literatürün bu yönde değişmesine katkıda bulunuyor.

NASA'dan İngilizce bir kitapçık ve konuyla ilgili yapılan çalışmaları içeren bir mektup gönderiliyor ve bu bilgiler ders kitaplarında yer alarak literatüre geçiyor.

Ay'ın bütün hareketleriyle ilgili matematiksel ölçümlere dayanan teknik içerikli pek çok çalışmaya imzasını atıyor Abdülkadir Topkaç. Bu çalışmalarının bir kısmı da bilim insanlarınca kullanılıyor ancak bu noktada bir itirazı var, çünkü kendisinin iddiasına göre kanıtları bulmasına rağmen ismi hiçbir yerde geçmiyor.

İlkokul mezunu bir fırıncı olarak yaptığı çizimlerin kullanıldığını ancak adının hiçbir yerde geçmediğini üzüntüyle anlatıyor ve herkesin içini acıtan o soruyu soruyor: "Sen kimsin?"

NASA'dan gelen mektubu Hürriyet gazetesine iletiyor, ardından İstanbul Üniversitesi'ne gidiyorlar. Beş profesör tarafından bu çizimler ders kitaplarına çiziliyor ve kayda geçiyor. Kendi çizimlerinin yer aldığı bu notlarda isminin yazmamasına içerliyor Abdülkadir Topkaç ama şu cümleleri söyleyerek ne kadar alçak gönüllü olduğunu gösteriyor: 'Ama adamlar profesör, ben bir ilkokul mezunuyum, bir fırıncıyım. Ben bu çizimleri yapıyorum, adamların karşısına çıktığım zaman adam 'Sen kimsin?' diyor.'

Her ne kadar hevesi kırılsa da çalışmalarına devam eden Abdülkadir Topkaç'ın Sur olayları sırasında teleskobu kırılıyor.

Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki güvenlik operasyonlarında evi yıkılıyor ve sokağa çıkma yasağıyla birlikte bir süre evine giremiyor. Evine giremediği günlerde de hırsızlık olayları yaşanıyor. Tam olarak ne zaman olduğunu bilmese de teleskobu kırılıyor.

Şehirden 15 günlüğüne ayrılan ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle evine dönemeyen Abdülkadir Topkaç buzdolabı, televizyon gibi eşyalarını da kırık buluyor ama...

Sadece teleskobuna üzülüyor. Kaderci bir yaklaşımla 'Ne yapalım?' dese de astronomi çalışmalarına devam edememesi ve olmazsa olmaz dediği teleskobunun çok pahalı olması Abdülkadir Topkaç'ı zorluyor ve şu sözlerle ne kadar üzgün olduğunu aktarıyor. 'Jüpiter'in fırtına kuşaklarını, uydularını, Satürn'ü, Ay'ın kraterlerini görüyorsun.'

Abdülkadir Topkaç, zarar ziyan tespiti için yetkili birimlere bilgi veriyor ancak eline hiçbir şey geçmiyor.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan bir yetkiliyle görüştüğünü ve yardımcı olunacağının bilgisini veriyor Abdülkadir Topkaç. Ne olacağını kestiremese de yeni bir teleskobun hayalini kuruyor.

Hayatının gidiş yönünün aksine, kendisine bambaşka bir yol çizen Abdülkadir Topkaç, tek bir soruyu akıllara getiriyor: "Eğitim alsaydı, ne olurdu?"

Anadolu'nun her yerinde Abdülkadir Topkaç'ınkine benzer hayat hikayeleri var. Kimileri içinden gelen sese kulak verip bu uğurda 'deli' diye anılmayı göze alırken, kimileri sessiz sakin hayatına devam ediyor. Bir şekilde fırsat sunulsaydı ve eğitim alabilselerdi, bu insanların neler yapabileceğini elbette tahmin edemeyiz ama Abdülkadir Topkaç'ın NASA'da kendisine bir yer bulacağı kesin gibiymiş...

Bu arada sosyal medyada Diyarbakırlı astronom Abdülkadir Topkaç için pek çok kampanya başlatıldı, teleskop almak için yetkililer göreve çağrıldı.

Kampanyaları yakından takip etmek ve destek vermek için fongongo'yu ve ekşi sözlük'teki kampanyayı takip edebilirsiniz.

Abdülkadir Topkaç'ın yeni teleskobuna bir an önce kavuşmasını diliyor ve çalışmalarına devam etmesini bekliyoruz. Hayallerinin peşini her şeye rağmen bırakmadığı ve merak ateşini hiçbir zaman söndürmediği için de 'Helal olsun!' diyoruz!

Fotoğraf, ekşi sözlük'teki iste buralar hep uzay'dan alınmıştır.

Abdülkadir Topkaç hakkında 140journos tarafından hazırlanan videoyu buradan izleyebilirsiniz: 👇

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR

Zengin olmayı istediğim anlardan biri daha param olsaydı da sana bir teleskop alabilseydim be, hatta ne bir teleskopu sana gözlem evi açabilseyim.

17.08.2018

Adamın literatürü gerçekten değiştirip değiştirmemesi önemli değil.Bunu tartışmayın.Önemli olan evrenin ve uzayın adamda tutkuya dönüşmesi.Bununla alakalı hayaller kurması.Merak etmesi ve buna uzun süre vakit harcaması.Gerçekten bu tutku eğitimle birleşseydi neler ortaya çıkabilirdi bunları düşünün.Zaten sorunlu olan bir bölgede hayatını sürdürmüş,belki ailesinden veya çevresinden bu konuda hiç destek almamış ama yine de bu tutkuyu canlı tutabilmiş,kapısında Satürnün,yıldızların çiziminin bulunduğu bir adam bu.Ben tebrik ederdim.

17.08.2018

bilim adamlığı dehalık üstün zeka astronomiye olan ilgi dünyanın ücra bi köşesinde fırıncıda olsan asla peşini bırakmaz. işte imam hatiplerde kontejanı doldurmaya çalışacağına fen liseleri yapsaydın bugün ayfonu kıran taraf değil üreten taraf olurduk.

TÜM YORUMLARI OKU (19)