Narsist Nasıl Narsist Oldu?

Çocuk dünyaya geldiğinde boş bir kâğıt gibidir. Onun üzerine yazılan tüm anılar kişiliğini oluşturmaya başlar. Çevresini keşfetme odaklı yaşadığı için dünyanın merkezi kendisi zanneder. Tüm istek ve taleplerinin yerine getirilmesini ister. Karnı acıktığında ağlayarak ya da öfkelenerek doyurulmasını bekler. Bebeklerin düşünme yetisi gelişmediğinden mantık kuramaz. Onlar deneme yanılma yoluyla çıkarım yapmaya çalışır. Sevgi ve ilgi alabilmek için birkaç kez ağlar, bir bakmıştır ki her ağladığında annesi gelmiştir.  Annesi çocuğun ihtiyaçlarını giderip duygusal olarak yatıştırdığında sağlıklı bir birey olmuş olur. Bu evre 6 yaşına kadar devam eder. Çocuk empati kurma, duygu yatıştırma, sevgi alıp verebilme, dürtülerini kontrol edebilme, sorumluluk alabilme gibi becerilerin temellerini 6 yaşına kadar atmış olur.

Narsist bireylerin duygusal gelişimi 3 yaşa takılıp kalmıştır, sağlıklı bir şekilde ihtiyaçları giderilmemiştir.

Bebek karnı acıktığında ağlar fakat annesi bir gelir bir gelmez. Çocuğun kafası karışır annesine ne zaman ulaşacağını tam olarak kestiremez. Çocuk rastgele sürekli ağlayarak ya da öfke krizleri yaratarak dikkat çekmeye çalışır. İstediklerine ulaşana kadar sürekli deneme yanılma yoluna girer. Anne çocuğa sağlıklı açıklama yapmayıp ve duygusunu yatıştırmadığı için tüm kontrolü çocuk eline almış olur. Empati becerisi geliştiremeyen, her istediğinin yerine getirilmesini talep eden bir çocuk olarak yaşamına devam eder. Her istediği derhal yerine getirilmesini talep eden yetişkin narsiste dönüşür. Narsistler elde ettiği şeye tamamen ulaştığında ise çocuk gibi sıkılır ve uzaklaşmaya başlar. 

Şimdi ise narsistlerin duygusal gelişimini etkiyen 3 temel etkene göz atalım; 

Kısacası, çevre, genetik ve travmatik olaylar narsistin oluşmasına neden olur.

Çevre; yani temel bakım sağlayan kişilerden oluşur, anne-baba,  arkadaş, aile, öğretmen ve akranları bir narsistin oluşmasına olanak sağlar.

Bunlardan en önemlisi olan, temel bakım veren kişiyle başlayalım. Temel bakım veren kişiyi, Narsist çocukken fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılayan birincil kişi olarak tanımlayabiliriz. Bu genellikle anne ve babası olabilirken, bazen büyük anne-babaları olabilir. Nadir durumlarda narsiste ablası ya da abisi, bakıcı ya da akrabaları bakmış olabilir. Ben daha çok anne babadan bahsedeceğim. 

Narsist çocukluğunda ebeveyninden duygusal yoksunluk yani değersizlik yaşayarak büyümüştür. Narsistin ebeveynini iki uçta kategorileştirebiliriz. Bir uçta çocuğa aşırı ilgi gösteren ebeveyn varken diğer uçta ise çocuğu ihmal ve istismar eden ebeveyn vardır. Her iki uçtaki ebeveyn çocuğa aşırı değersizlik duygusunu yükler. 

Aşırı ilgi gösteren ebeveynlerle başlayalım;

Aşırı ilgi gösteren ebeveynler dışardan bakıldığında çok ilgileniyormuş gibi gelir fakat gösterdikleri ilgi ve sevgi temelde yüzeyseldir ve gerçeği yansıtmaz. Çocuk aşırı derece de ilgiye boğulur, her istediği alınır, sürekli takdir edilir, onaylanır ve kötü davranılmasına dahi izin verilir. Hal böyle olunca çocuk bu süreçte tanrılaştırılır ve herkesin de bu şekilde yaklaşmasını bekler.  Başkalarından bu kadar ilgiyi ve alakayı göremeyen çocuk öfkelenir ve tartışmaya girer. Bu tarz ebeveynler kesinlikle sınır koymaz, çocuk kendi istediği sınırı kendi oluşturur ve herkesin bu sınırlara uymasını bekler. Ebeveyn çocuğun dürtü kontrolünü geliştirmesine imkân tanımadan her istediğinin yerine getirir. Daha sonra narsist, nesne ya da insan hiç fark etmeksizin bir an önce istediği şeye ulaşmak ister.

Aşırı ilgi gösteren ebeveynler çocuğu üstün varlık gibi yetiştirir, çocuğu kutsallaştırır, çocuğun potansiyelinin üstünde beklentiler oluşturur, maddi sınırlar koymaz, herhangi bir kural tanımaz, başkasını incitse de haklı olduğunu gösterir. Çocuk böyle bir ortamda bir yandan göklere çıkartılırken diğer yandan sevgisiz bırakılır. Tüm bunlar bir araya geldiğinde narsistik kişilik bozukluğu ortaya çıkar.

Çocuğu ihmal ve istismara uğratan ebeveynler narsist oluşumuna büyük katkıda bulunur.

Çocuğu bilinçli ya da bilinçsiz şekilde sömürür, kullanır. Bazı anne babalar direkt olarak çocuğu fiziksel olarak sömürür; küçük yaşta para kazanmasını bekler, eşinden göremediği ilgiyi çocuğunun vermesini bekler, çocuğu döver ve itaat etmesini söyler, küfreder yani kısacası zor bir çocukluk yaşatmış olur. Narsist bir ebeveyn kendi içinde yaşadığı boşluk, aşağılık ve yalnızlık hissini çocuğa yansıtarak beslenir ve baş etmeye çalışır. Yani çocuğu aşağılar, suçlar, haksız olduğunu dile getirir. Çocuğu sürekli başkalarıyla kıyaslayarak değersizleştirir. Çocuğa sevginin koşullu olduğunu öğretir, çocuğuna sadece çok başarılı olduğunda sevgi gösterir. Çocuğun kendi duygu ve düşüncelerini önemsenmez, anne baba kendi duygu ve düşünceleri çocuğa dayatır. Hiçbir şekilde çocuğun kararları önemsenmez ve çocuğun benliğini olduğu gibi kabul etmez. Tüm bunlar ya da birkaçı bir araya geldiğinde narsist birey oluşmuş olur. 

Ebeveynin çocuğa olan tutumunun yanı sıra Narsist oluşumuna katkı sağlayan diğer bir etken ise anne ile babanın ilişkisidir; 

Çocuk anne babasının davranışlarını model alır. Anne ile babasının ilişkisini çok iyi gözlemler ve öğrenir. Eğer baba narsistçe sürekli karısını suçluyor, hakaret ediyor ve her tartışmada haklı çıkıyorsa, ayrıca sürekli bağırarak ve kendisinin çok önemli olduğu hissettiriyorsa muhtemelen çocukta aynı yapıya sahip olacaktır. Sürekli bu tarz davranışlara maruz kalınca çocuk doğrunun bunlar olduğunu düşünür ve aynı o şekilde davranamaya başlar.  Çocuk otomatik olarak kötü davranışları normalleştirir ve kendisi de kötü davrandığında herhangi bir anormallik görmez. 

Bir de çocuğun duygusal gelişimini etkileyen öğretmeni ve akranları vardır. Çocuğun eğitim hayatında sürekli eleştiren, aşağılayan bir öğretmeni olduysa çocuğun benliği zedelenir. Öğretmen ya da akranları ‘’Sen başaramazsın, beceriksiz, boşuna çalışıyorsun.” ya da “çirkinsin’’ diyerek çocuğun potansiyeline ulaşmasını engeller ve kendisini yetersiz hissettirir. Bu tarz yaklaşımlarda bireyin narsist olmasını besleyebilir. 

Genetik

Narsistlik genetik olarak anne-babadan çocuğa aktarıldığını gösteren birçok araştırma bulunmaktadır. Bir ailenin içerisinde narsist var ise çocuğunun narsist geni bulunur fakat bu her zaman narsist olacağı anlamına gelmez. Sadece narsistik genini uyandıran bir travmatik olaylarla karşılaşırsa bireyin narsist olmak olasılığı yüksektir. 

Narsistliği besleyen diğer bir etken ise duygusal ve fiziksel travmalardır. 

Fiziksel ve duygusal travmalar bireyin narsist olma olasılığını arttırmaktadır.

Birey çocukluk çağında ya da yetişkinlik zamanında herhangi bir şiddetli kafa darbesi alırsa beyin hasarı yaşar ve narsistlik ortaya çıkabilir.  Amigdala ve hippocampus duygusal tepkiler vermemize yarayan organlardır. Bu bölgeler narsistlerde yeteri kadar gelişmediği için ya da hasar aldığında duygusal tepkiler vermede başarılı olamaz. 

Duygusal travmalar bireyin narsist olmasını tetikleyen en önemli etken diyebiliriz. Küçükken anne babasının tartışmasına şahit olan, çocuğun kıyaslanması, sürekli aşağılanması duygusal travmaların yaşanmasına neden olur ve narsist bir birey ortaya çıkar.

Narsistin çocukluğunda açılan 5 içsel yara

Narsist olan birey çocukluğunda anne babası tarafından terk edilme, reddedilme, aşağılanma, haksızlık (adaletsizlik)  ve ihanet gibi 5 içsel yaraya maruz kalır ve bu yaraların toplamıyla birey narsist olur. 

Anne babası tarafından terk edilen çocuk kendisinin önemli olmadığını her zaman terk edileceğini hisseder.

Karar alması engellenen, duygu ve düşüncesini önemsenmeyen çocuk reddedilmiş hisseder. 

Sürekli suçlanan, kıyaslanan, eleştirilen çocuk kendisini kusurlu ya da aşağılık hisseder. 

Kendi düşünce ve duygularını paylaşmadığında, sağlıklı sınırlar ve kurallar koyulmadığında, kardeşler arasında eşitlik olunmadığında çocuk haksızlığı uğradığını düşünür. 

Çocuk tutarsız ve koşullu sevgi gördüğünde anne babası tarafından ihanete uğradığını düşünür. 

Bu saydığımız aile tipi ve travmayla büyümüş herkes narsist olmayabilir. Bazı durumlarda çocuğun içinde yaşadığı bu 5 içsel yarayı hafifletecek bir yakını olabilir. Baba narsistse, eğer anne çocuğu koruyup ve sağlıklı duygusal bakım verirse çocuk çok daha az yara alır ve kısmı şekilde narsistik belirtiler gösterebilir. Çocukluk çağında çocuğun yanında olan iyi bir öğretmen ya da arkadaş narsistik oluşumunu engelleyebilir. Ya da iyi bir romantik ilişkisi var ise çocuğun narsistik olmasını engelleyebilir. 

Gelelim bir başka soruya;

Narsist yaptığı davranışların farkında mıdır?

Narsist narsist olduğunun yüzde doksan farkında değildir. Yaşadıklarını normalleştirir çünkü anne babası da ona o şekilde davranıyordu ya da anne babası birbirleriyle olan ilişkisi o şekildeydi. Örneğin baba sürekli karısından bir şey istediğinde bağırıyorsa ve haklı çıkacak bahaneler buluyorsa, çocuk bağırarak ve haklı çıkarak üstü çıkacaktır. Çocuk büyüme aşamasında bu tarz davranışların birçoğunda pratik yaptığından dolayı üste çıkma konusunda ustalaşmıştır. Yıllarca bu şekilde hayat sürdüğü için narsistçe davrandığının bilincine asla varmaz ve doğru yolda olduğunu zanneder. 

Narsistik yaralar iyileşir mi?

Narsist yaşadığı acıyı hafifletmek için sürekli olarak kurbanlarından beslenir, bu yüzden kendi iç dünyasına odaklanarak yaşadıklarını kabul etme cesareti asla gösteremez. İçinde yaşadığı aşağılık hissini hafifletmek için sürekli kurbanını ya da çevresindekileri aşağılar, küçümser ve kendisini daha güçlü ve başarılı gösterir. Hal böyle olunca kendisini asla kusurlu görmez ve yaralarını iyileştirmez. Narsist, aşağılık hissini, aşırı başarılı olarak, zengin olarak ya da mükemmel görünerek maskelemeye çalışır fakat en ufak eleştiride yıkılır ve saldırganlaşmaya başlar. Kendi içindeki kusurları olduğu gibi kabul ettiğinde değişim başlar. Sonra kusurlarını tamir edebilmek için yollar arar.

Narsist kendi dünyasında yapa yalnız olduğunun gerçeğini de asla kabul etmek istemez o yüzden kurbanını aşırı derece yalnızlaştırır ve ona muhtaç olmasını sağlar.

Kurbanını ilk önce arkadaş çevresinden uzaklaştırır, daha sonra aktivitelere katılmasını engelleyerek sosyalleşmesini engeller ve en sonunda ailesiyle tüm bağını kopartıp yalnızlaştırır. Kurbanını aşırı yalnızlaştırdıkça mağdur narsiste olan bağımlılığından asla kopamaz ve narsistin yalnızlık yarası beslemiş olur. 

Peki narsistin nasıl bunu iyileştirmesi lazım? 

Az önce dediğimiz gibi ilk olarak yalnızlığı ve narsistliği kabul etmesi gerek. Daha sonra kendisini yalnız kalmaya maruz bırakarak bu acıya katlanıp adım adım iyileşir. 

Narsist içinde yaşadığı boşluk hissini de kabul etmez. Hayatını her zaman başka insanlarla ya da anlamlarla doldurmaya çalışır. Hayatında birisi olmadan yaşayamaz. Birisi hayatından çıkmadan hemen yedeğini devreye sokar. Kendi hayatında bir anlam olmadığı için sürekli boşluk hissinde. Anlamsız hazlarla içinde yaşadığı boşluğu tamamlamaya çalışır. En iyi meslek, en iyi kadın, en iyi cinsellik, en iyi görünüm diyerek hayatına enler katarak anlam arayışına girer. Bu içinde yaşamış olduğu sevilmemiş, reddedilmiş, haksızlığa uğramış, hor görülmüş çocuğu olduğu gibi kabul etmeyip boşluğu nesnelerle doldurmaya çalışır. Fakat bu bataklığa çırpınarak çıkmaya benzer. Çırpındıkça dibe çöker ve her seferinde daha çok canı yanar. 

Kısacası narsist, başka insanları yaralayarak ve içinde yaşadığı boşluğu anlamsızca doldurarak yarasını daha da büyütür ve bu şekilde düzelmesi asla mümkün değildir. İçinde yaşadığı aşağılık, boşluk ve yalnızlık hissini cesurca sırtlanıp kabul ettiğinde iyileşmeye başlar. 

Benim son sözüm ise mağdurlara olacak, “Narsistin yaralarını ben iyileştiririm.” diyerek büyük bir kahramanlığa atlarsanız kendinizi kaybetmiş olursunuz. Narsist kendisini iyileştirmek için adım atmıyorsa siz ne yapsanız boş, ben dahi ne kadar uğraşırsam uğraşayım o kabul etmiyorsa iyileşmesi mümkün değildir. O yüzden kendinizi korumanın yollarını araştırmalısınız. 

Çok merak ettiğim sorulardan bir tanesi, cesurca 'Ben narsistim.' diyebilen ve iyileşmeye başlayan narsistler aramızda var mı?  Varsa onlara selam olsun, tüm sevgilerimi iletiyorum. Unutmayın, Siz inandığınızda değişim başlar…. Kendinize iyi bakın, görüşmek üzere….

İnstagram

Youtube

Twitter

Tiktok

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Yeni Doğmuş Bebeğin Başının Örtülmesi Tepki Topladı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
YORUMLAR

En narsist benim. Narsist arkadaşlarımı düelloya davet ediyorum :D

03.10.2023

Ben de narsistmişim😂

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ