Kim bilir kaç kişiye ilham oldu.Jeyza Gary bu harika sözcüklerin yaşayan bir örneği. Çok nadir görülen ve iki haftada bir derisinin pul pul olup dökülmesine sebep olan bir hastalığa sahip, ama hayatının her günü bu hastalığın üstesinden geliyor. Iki yıl önce Jeyza model oldu ve Vogue İtalya dergisinde yer aldı.'Nadir bir hastalık; 100,000 de bir kişide görülüyor ve anne ve babamdaki anormal bir kromozomdan kaynaklanıyor. Kaygan bir sargıya benzeyen bir kolodion membranla doğdum. Yüzüm ve cildim çok gergindi ve çok parlaktım. Başlangıçta sorunun ne olduğunu anlayamadıkları için haftalarca yenidoğan yoğun bakım ünitesinde kaldım. Birkaç aylıkken, büyükannem beni aile hekimine götürdü, o da bizi Duke Üniversitesinde sonunda bana tanı koyan bir doktora yönlendirdi.”'Dışarı çıktığımızda insanlar bana gözlerini dikip bakardı. Annemin bundan rahatsız olduğunu hatırlıyorum. “Dik dik bakmak kaba bir davranış. Isterseniz sorabilirsiniz ama gözünüzü dikip bakmayın' diyerek insanlara tepki gösterirdi. Bazen ebeveynleri de uyarırdı çünkü çocuklar sadece ailelerinden öğrendiklerini yaparlar.”“Afro lülelerimle sınıfın önünde onun yanında durmamı isterdi ve şöyle derdi “Bu benim kızım Jeyza, bir cilt hastalığı var. Hiç kertenkele ya da yılan göreniniz var mı? Jeyza’nın cildi onlarınki gibi. Her 10-12 günde bir dökülüyor. Bulaşıcı değil. O da diğer herkes gibi.”“Bu cümlelerin her okul yılının başında tekrar tekrar söylendiğini duymam diğer herkes gibi olduğuma inanmamı sağlıyordu. Annem asla diğerlerinden ayrı hisettirmedi bana. Eğer alnım soyuluyorsa bandana bağlardı ve okula öyle giderdim. Erkek kardeşim şort giydiğinde ben de şort giyerdim.“'Bazı durumlarda özel muamele istemek zorundaydım. Terlemediğim için hava çok sıcak olduğunda dışarıda olamazdım. Her zaman yanımda şemsiye, su ve vazelin ya da Aquaphor taşımalıydım. Cildim ekstra bir tabaka gibiydi ve beni daraltıp ısı yaymamı engellediği için büyürken dışarı çıkıp çok oynamadım.”'Kaşlarım olmadığı için kaş çizerdim. Göz farı ve maskara sürerdim, ve dudaklarıma da bir şeyler sürerdim. Bana tam olarak olduğunu düşünmesem de kendimi iyi hissettiriyordu.''Makyaja ihtiyacım varmış gibi hissettiğim için yapmayı bıraktım. Bazı anlarda cildim çok parlak, turuncu ve açık kahverengi görünüyor. Bazı anlardaysa olmak istediğim kadar koyu tenliyim. Iki halini de eşit seviyorum. Cildimle gurur duyuyorum. Aynı anda kahverenginin iki tonu birden olmamla gurur duyuyorum.'Bu notla cesaretini toplayan Jeyza üniversiteye gitmeden önce bir kaç vesikalık çektirdi ve ajanslara yolladı.'Başlangıçta tek şansımın bu olduğunu düşündüm ve üzüldüm ama sonrasında, eğer bu benim kaderimse bugün de gerçekleşebilir on yıl sonra da, öyleyse ne yapıyorsam onu yapmaya devam etmeliyim, dedim. Nisanda ajanstan bir DM daha aldım, ve Mayısta kayıt oldum. ''Ilk seçmeme sarı bir tişört, ispanyol paça tulum ve spor ayakkabılarımla gittim. Kenidimi biraz farklı hissediyordum. Diğerleri ajans modelleri gibi görünüyorlardı ama aslında ben de öyleydim. Motive olmam gerekiyordu. Kendimi diğerleriyle kıyaslamamalıydım.'Jeyza, bunun kendisiyle değil, başka insanlarla paylaşmak ve onlara cesaret vermekle ilgili olduğunu düşünmeye başladı.Ben büyürken örnek alabileceğim kimse yoktu. Bana yeterince iyi olduğumu ve anormal olmadığımı ailem gösterdi. Ben de kendini yetersiz hisseden insanlar için bunu yapmak istiyorum.” Biz kendisine hayran kaldık. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
Yapacağın sunuma sıçayım.