“Zaman depremde önemli değil. Zamana bakıp hesap yapılmaz, 'Şu kadar zamanımız var, iyi' diyemezsiniz. O zamanda da ölecek bizim insanlarımız, bugün de zarar görecek bizim insanlarımız. Bize yakışan, kendi yerleşim alanlarımızı depreme dirençli yapmak. O nedenle Tunceli’nin bu tehlike analizini yapıp, gerçek mikro bölgeleme çalışmalarını yapıp, depreme hazırlaması lazım. Ben bunu yıllar önce zaten belediye başkanına da söylemiştim, ama nedense çeşitli olanaksızlarla bu işi yapamamışlardı. Ama bu işin yapamama bahanesi olmaz. İnsanların can güvenliğiyle siz hiçbir şekilde bahane çıkartamazsınız. Bu olduktan sonra, kenti bu verilere göre yönetmeli. Nerede bina yapılacak, nerede yapılmayacak? Nerede kaç katlı olmayacak? Nerede imar olacak? Nerede iskan olacak? Nereden uzak duracağız? Bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkar. Tunceli’yi özellikle depreme dirençli binalar yapmak suretiyle ranta dayalı yüksek katlar veya bina yapımında, diyelim ki çeşitli nedenlerle demirden, çimentodan, projeden, dilim varmıyor ama çalıp çırpmadan, 2'nci bir şekilde Tunceli’yi yapılandırmak lazım. Yapı stokunu elden geçirmek lazım. Dayanıksız olanları güçlendirip veya yıkıp yeniden yapmak lazım. Bu kenti her an olabilecek depreme hazır tutmak gerekiyor.”
Tanrım yeryüzünde kimseye yüksek şiddette deprem verme, dost veya düşman kimseye verme
Bu adam dil döküp duruyor fakat hiç bir devlet görevlisi veya yüksek kademeli kişiler bu adama kulak asmıyor. Aman şurayı rant a açar şu kadar para kırarım, şurayı yıkar AVM yapar para kırarım hesabında hepsi. İnsan canını düşünen hiç kimse yok. En son imar affı meselesiyle üstüne bal , kaymak döküldü. Mütahit ev yapacak demirden çimento dan çalacak bir kaç kişiye rüşvet verilecek üstü kapatılacak. Bu ülkede hep bu olmuştur. İnsanlardaki eğitim seviyesi yükseltilmedikçe hep böyle olacaktır.
Tam şu şehre mi taşınsak diyoruz, orada deprem alarmı. En iyisi alıştığımız yerde ölmek.