'Yapı stoğu belli. İstanbul’da bütün güçleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Deprem dirençli olmayan binayı ya yıkacaksın ya güçlendireceksin. Halkla ve yerel yönetimlerle bu işi yapacaksınız.
Millet olarak ne havalimanı ne köprü ne yol istiyoruz istediğimiz can güvenliği. Diğer parametre çevre ve ekosistem. Bakın, şu an 100 milyon ton moloz birikti. Bu molozlar inşaat malzemesi. Bu bölgelerde şu anda sanayi atıkları, kimyasal ve zehirli maddeler var. Milyonlarcasını uluslararası yönetmeliklere göre bertaraf etmez döker üzerinden bir makina geçirirseniz onları bertaraf ettiğinizi zannedersiniz. Önce içinde biyokimyasal sonra fiziko-kimyasal reaksiyonlar başlar. Ayrışan maddeler yağmur ile toprağa, suya karışır. Balıkçı getirir balığı o kansorejen madde size geçer. Yani besin zinciri vasıtasıyla size gelir.
Depremin öldürdüğü sayıya denk insan sinsi hastalıklarla öldürülür.
Hayat bu kadar ucuz değil. Son olarak da ekonomi. Kentin bir bileşeni ekonomi. Çok önemli büyük bir felaket getiriyor. Bölgenin ekonomik canlılığını sağlayan Maraş ve Gaziantep. Ekonominin çarkları depremle durdu. Pazarı kaybettiler. Konuştum, aradılar. 15 senede eski duruma gelemeyiz diyorlar. Artık o yöredeki kentleri hiçbir zaman üretim zincirine dahil edemezsiniz. O bölgede sefalet olur.
Son örneği İstanbul’dan vereyim. Marmara Bölgesi’nde bu deprem gerçekleşirse ki gelecek. Marmara Bölgesi’nde ekonomi çarkları duracak. Türkiye’nin yüzde 60 ekonomik üretiminin can damarı olan bir bölgenin ekonomisinin durması demektir. Türkiye ekonomik olarak diz üstü çöker. Siyasi bağımsızlığı da kalmaz.”
Hükümet yurtdışına kaçar sığınır,mülteciler ve pkk yanlısı olan kesim saldırıya geçer,tarihi bir kurtuluş savaşı daha veririz,apocalyptic günlere hatta birkaç yıla hazır olun.
Sürekli farklı senaryolar okudukca korkmamaya basladım artık galiba ben :)
Ne olsun istiyorsun Naci ????