Kim bir şarkıda yüreğinin yankısını bulmamıştır ki?
İster hareketli bir şarkı olsun ister acıklı, müzik kalbimizin derinliklerine inerek kelimelerden çok daha iyi ifade eder duygularımızı.
Evrim teorisinin kuramcısı Charles Darwin bile müziği “insanlığın doğuştan gelen en gizemli” becerisi olarak niteliyor. Steven Pinker gibi bazı kavramsal bilimciler ise müziğin bazı önemli kabiliyetleri geliştirmenin dışında başlı başına bir önemi olmadığı kanısında.
Diğer uçta ise antropolog Gilbert Rouget gibi, insanın hayatta kalmasında müziğin de yeme-içme kadar gerekli bir unsur olduğuna inananlar var.
İlk iletişim
Bu konuda farklı teoriler var. Bazıları müziğin “cinsel ayıklama”dan doğduğuna inanıyor. Tıpkı tavus kuşunun sergilediği kuyruğu gibi, müzik kabiliyeti kişiyi rakiplerinden ayırır. Fakat bu konuda fazla veri bulunmuyor. 10 bin ikiz üzerinde yapılan gözlemler, müzisyenlerin karşı cinse daha çekici geldiğini göstermekten uzaktı.
İnsan beyninin bazı kodlanmışlıklarla var olmasından kaynaklıdır bu durum. Bu noktalar belirli bir düzen takip eder. İnsan bir müziği dinlerken bir sonraki sesi tahmin etme eğilimindedir. Dinlenilen müziğin tınıları bu noktalara temas ederse, beyin onun devamını tahmin edip kendisinde kodlanmış noktalara göre bir beklenti içine girer, ve müzik bunu karşılarsa biz o müziğin melodik olduğunu düşünür bundan keyif alırız. İlk kez dinlenilen bir müziğin bile tahmin edilebilir olmasının sebebi budur. Sonra da işin içine dopamin girer. Mutluluk ve huzur hissinin kaynağı yani. Duygu diye adlandırdığımız en güçlü kimyasallardan biridir bu.
1.Yemek 2.Müzik 3.Uyku her ne kadar basit şeyler gibi görünsede hepimizin sevdiği ve istediği şeyler. Bunlar olmadan yaşayamayız.
muzigin kaynagini anlamak istiyorsak dansdan ayri olarak tek basina bakmak dogru olmaz. cunku klasik muzik zamanina kadar muzik asla oturulup dinlenmek icin yapilmis bir sey degildi. daima dans ile beraber olan bir hadise. ilkel kabilelere yada koy yerindeki sosyal aktivitelere bakarsaniz, muzik daima dans etmek icin yapilir. ve dans cinsel secim ile kuvvetli sekilde iliskilidir. iyi dans eden birey, erkek olsun kadin olsun vucud kordinasyonunun ve sagliginin en ust seviyede oldugunu sergiler. iyi dans eden duzgun fizikli biri karsi cinsin aklini kolayca basindan alabilir. muziginde dansla iliskili olarak bu cinsel secilimin parcasi olarak gelismesi cok muhtemel. ayrica yazida belirtigi gibi toplumun kulturun tutkali vazifesi gorup insnalarin bir araya getirme yanida var.