Hayranı olduğunuz müzisyenlerin bu yolları nasıl arşınlayıp başarıya ulaştığını merak ediyor musunuz? Eğer böyle bir merakınız varsa bu müzik belgeselleri tam size göre!
Hayranı olduğunuz müzisyenlerin bu yolları nasıl arşınlayıp başarıya ulaştığını merak ediyor musunuz? Eğer böyle bir merakınız varsa bu müzik belgeselleri tam size göre!
Bu belgesel, şimdiye kadar yapılmış en iyi Beatles belgeseli. Efsanevi belgeselciler Albert ve David Maysles tarafından yönetilen film, grubun The Ed Sullivan Show tiyatrosundaki konserleri ve otel odalarında saçmaladıkları Amerika'daki ilk gezintilerini anlatıyor.
'Teen Age Music International', Santa Monica Civic Oditoryumu'nda çığlık atan gençlerle dolu bir pop krallığına bir bakış atıyor. Bu sahneden kimler geçti kimler?
Bu 1970 filmi, binlerce kişinin aslında gitmeden neslin en büyük konser etkinliğine gittiklerini iddia etmelerine izin veren bir yapım.
Yazın rahatlığıyla tekrar tekrar çalabileceğiniz üç günlük barış, sevgi ve müziğin kısa bir geçişi.
Bazı kültür eleştirmenleri tarafından 'Black Woodstock' olarak adlandırılan, 1965 Watts isyanlarının yedinci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen yardım konseri, Jesse Jackson, Fred Williams ve Melvin Van Peebles'ın konuşmalarıyla iç içe geçmiş gospel, funk ve R&B sanatçılarından oluşan canlı bir goblen içeriyor.
Kamera sizi müzik tarihindeki bir geçiş anının ortasına yerleştirirken, kalabalık da grup kadar anın bir parçası olarak kalıyor. Bowie'yi bu kadar yakından görmekse bir mucize.
Black Flag, The Circle Jerks ve daha önce adını hiç duymadığı diğer gruplar, MTV Cribs'in aşınmış bir ön versiyonu gibi cıvıl cıvıl şarkılar seslendiriyor ve yaşam koşullarını sergiliyor.
Bu gerçeküstü konser filmi, anlatı, bağlam veya o karışık grubu tanımaya yönelik herhangi bir şey olmadan performans üstüne performans sunuyor.
Jonathan Demme'nin Hollywood'daki Pantages Tiyatrosu'nda dört gece boyunca The Talking Heads'i çektiği konser filminin mükemmelliği hakkında söylenecek çok az şey var.
Prince'ın konser belgeselinin merkezinde olması , onun tüm zamanların en iyilerinden biri olmasını sağlamanın en kısa yolu. Belgeselde müziği de var tabii.
Madonna'nın 1980'lerden çıkan bir sanatçı olarak ne kadar baskın olduğunu veya bu filmin statüsü nedeniyle temsil ettiği bir dönüm noktası olayını açıklamak zor olabilir.
Yönetmen Peter Spirer, seslerinin tüm dünyada yankılanabileceğini keşfeden bir grup müzisyen için hayatın nasıl bir şey olduğunun bir fotoğrafını çekmek için 80'den fazla rap ve hip-hop sanatçısıyla konuştu. Müziğin ardındaki bir kişinin derinliklerine inmek yerine, tam da merkezindekilerin gözünden kültürün kendisinin tarihsel bir belgesidir.
Yönetmen Grant Gee, Radiohead'in 1997 OK Computer dünya turuyla ilgili samimi belgeselini, soyunma odalarına yerleştirdiği statik kameralar nedeniyle 'Radiohead Big Brother' olarak nitelendirdi. Bunun gibi belgeseller müziğin arkasındaki 'gerçek' kişiyi satma eğilimindedir, ancak neredeyse hiçbir film bunu bu kadar tamamen filtresiz bir şekilde yapmadı.
Metallica 2000 yılında çok yüksek bir dağın zirvesindeydi, 1990'larda popülerliğini sürdürüp büyüterek Grammy Ödülleri'nin nadir ana akım havası ve gişe rekorları kıran film müzikleri haline getirdi. Sonra altlarındaki dağ çöktü ve bir performans geliştirme koçuyla duygularını ve grup dinamiğini keşfetmek için zaman harcayarak birlikte kalmak için son bir çabayı denediler.
2004 yazında, şöhretinin zirvesindeyken ve her şeyden uzaklaşmadan birkaç ay önce, Dave Chappelle Brooklyn'de bazı grupları çalmaya davet etti. Ayrıca, ülkenin dört bir yanından rastgele hayranlarını ve Michel Gondry'yi tüm konseri çekmesi için davet etti. Sonuç, muhteşem müziğin Chappelle'in son derece etkileyici çekiciliğinin ve kalabalığın içindeki insanların ilginç kişiliklerinin fevkalade kaygısız bir karışımıdır.
Mutlak bir başyapıt olan belgesel, bir müzisyenin gerçek hayatına bir bakış atma vizyonundan çok, müzik yapan bir insanın vizyonunu sergiliyor.
YouTube kullanıma sunulmadan bir yıl önce bu rap üçlüsü, konseri kaydetmeleri için 50 hayrana Madison Square Garden izleyici video kameralarını verdi. Sonuç, deneyimin gerçek bir hayran bakış açısı ve kaotik bir bakış açıları karışımıdır .
Manyetik olarak çekici olan bu film, dağınık bir psikoloji için muadil yaratan tatlı müziğin en iyi örneğidir.
1960'ların Motown sahnesinden çıkan Death'in punk-pre-punk'ı ilk kez yayınlandıktan yaklaşık kırk yıl sonra popüler olana kadar bir tavan arasında bekledi. Death, Motown ruhunu mırıldanmak yerine heavy rock çalarak zamanın kabul edilen ırksal normlarını ortadan kaldırdı.
Nirvana ve Foo Fighters şöhretinden Dave Grohl tarafından yönetilen bu film, rock tarihinin silinmez bir parçası olan bir binanın keşfini anlatıyor. Sound City Studios, Neil Young'dan Grateful Dead'e, Tom Petty'den Nine Inch Nails'e ve diğer yüzlerce efsanevi isme kadar şaşırtıcı miktarda dünyayı değiştiren müziğin doğum yeriydi, ancak dijital teknolojinin ve değişen kayıt ortamının kurbanıydı.
Müzisyen Cat Power tarafından anlatılan bu belgesel, müzik tarihinin en sevilen sanatçılarından birinin, kariyeri acı bir şekilde kesilmiş olan yürek burkan hikayesini ekrana aktarıyor.
Amy Winehouse'un şöhrette gönülsüzce yükselişini ve övgülerinin doruğunda ölümünü takip eden Oscar ödüllü biyografi, müziğin arkasındaki kişinin ciddi bir keşfi seyircilerin önünde gerçekleştiriyor.