Müzede Gezerken Poponuzla Heykel Devirirseniz Başınıza Neler Gelir?

Herkesin etrafta koşuşturduğu bir müzeyi gezerken, akla sık sık iki şey düşer: 1. Bunlar kaç para eder acaba? 2. Kazara birini kırsam ne olur?

Düşüncesinin bile kalp çarpıntısı yaptığı ikinci duruma bakalım. En akılcı çözüm sağınıza solunuza dikkat ederek müzede gezmek, kenarlara fazla yaklaşmamak.

Ama ya çocuğunuz varsa? 

Bütün bunları düşünmek çılgınca bir fantezi gibi gelebilir. Bütün olasılıkları elden bırakmayıp, olası bir durumda nelerle karşılaşabileceğimizi düşünelim.

Sanat tarihçisi Isaac Kaplan son çalışmasında, bu gibi durumla karşı karşıya kalmış birkaç insanın hikayesini mercek altına alıyor.

Selfizede heykel.

Bir an önce soruya geçelim: KIRARSAK NE OLUYOR?

Bir başka selfizede heykel.

Şöyle, müzenin hediyelik eşya bölümünde 20 yıl boyunca kamu yararına çalışıp cezanızı ödüyorsunuz. 

Şaka şaka. Kazara oldu diyelim. En fazla olacağı, bir daha utançtan o müzeye gidememek, ölene kadar her müze muhabbetinde dalgaya alınmak filan oluyor.

Kazara çarpıp ile elinde çekiçle saldırı düzenleyen bir manyak olmak arasında önemli bir fark bulunsa da, çoğunlukla pek sıkıntı yaşamıyorsunuz.

Bir başka selfizede heykel.

Çünkü müzeler çoğunlukla kar amacı gütmeyen kuruluşlar. İçindeki eserlerin çoğu sigortalı olduğu gibi, genellikle sanatseverler ya da diğer kuruluşlar tarafından hibe yoluyla kazandırılmış oluyor (Ya da İngilizler söz konusuysa, çalarak)

Ayrıca AXA Art Americas Corporation’ın yöneticisi Colin Quinn’e göre, müzelerdeki hasarın yalnızca %10’u ziyaretçiler tarafından gerçekleştirilmiş. Yani bu oldukça düşük bir oran ve diğer ihtimallere göre sönük kalıyor.

'Ulan, acıttın be!'

Ziyaretçilerin popoları, dünya sanat tarihi için önemli bir tehdit oluşturadursun, bunun neden kesin olarak engellenmediği ise basit.

Tüm sanat eserlerini camekanın ardına almak müze deneyimini oldukça yapay ve sıkıcı hale getiriyor. Böylelikle düşük oranlarda da olsa hasar ihtimali göze alınıyor.

Yani olur da bir şey kırarsanız sakin olun. Bir görevliye haber verin. Müze görevlileri kimlik bilgilerinizi alacaktır.

Yok, polise teslim etmek için değil, tarihe, kayıtlara geçsin diye.

Şunu söyleyebiliriz. Kaçmanıza gerek yok. Zaten bir şey olmayacak. Ama kaçarsanız, müze sizi bulacaktır. Unutmayın, niyetinizin ne olduğu da önem taşıyor.

Yine de bütün bunların rahatlığıyla, selfie için heykelleri kucağına oturmaktan filan vazgeçin. Başınıza bir şey gelmese bile, insanlık tarihi sizi bir dangalak olarak anmaktan çekinmeyecektir.

BONUS

Popüler İçerikler

Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan
YORUMLAR

Müze denilince hep aklıma kız arkadaşımla mezar seyretme manyaklığım gelir. Üniversitede kız arkadaşımla güzel sanatlar dersi için araştırma yapmaya Arkeoloji Müzesine gittim. Tarih ve Bilime olan manyaklık derecesindeki ilgimi bilirdi kendisi ve asla ses çıkarmaz hatta sessiz sakin beni dinlerdi aynı cümleyi iki defa söylesem bile sanki ilk defa duyuyormuş gibi şaşkın bir ifadeyle bakardı. :) (Her halde beni kafaya alıyordu şimdi düşündüm de) Giden arkadaşlar Arkeoloji Müzesindeki Sidemara ve İskender Lahitlerini bilirsiniz. Girdik ve ben bunları gördüm. "Aşkım benimle muhteşem birşey izler misin." "Ne" "İşte bu (mezar)" tam 2 saat o mezarları izledik oturup. Sonra nooldu; sene sonunda ben > MAL kızı terk ettim. Ulan kız seninle mezar izlemeyi göze almış daha ne olacaaadı dangaloz. :D :D :D

Pasif Kullanıcı
24.04.2017

Lan bizi o kadar seven olmadi... Hocam içimden çok hafif küfrettim, helal et. :D

24.04.2017

O müzede 20 yıl kamu yararına çalışmak... Aslında çok da kötü bir fikir değil düşünsenize 20 yıl kamu yararına Louvre'de çalıştığınızı. Artık akbili, yemeği ve sigortayı da karşılayın ama ;)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ