Evli ve ilişkilerinde mutsuz olan kişilerin arkadaşları üzerinde bir evlilik baskısı kurması, onların da evli olmasını istemesinin ardında yatan psikolojik sebep nedir? Sadece evlilik ekseniyle de sınırlı değil aslında, insan ilişkilerini gözlemleyebileceğimiz her noktada seçilebilen bir psikoloji bu ve bir adı da var.
O ihtimalin varlığı rahatsızlık verebilir.
Adeta mahalle baskısına dönen 'Sen de artık evlen, ne boş geziyorsun?' sorularının aynı kaynaktan sıkça yükselmesi aslında uyarıyı yapanın mutsuz bir evlilik yaşadığının göstergesi olabilir.
Sıkça artık yaşınızın geldiğini söyleyen ve eşiyle paha biçilemez bir mutluluğa sahip olduğunu ısrarla belirten kişilerin en büyük özelliklerinden biri bu mutluluk için her şeyi feda edebileceğini söylemeleridir.
Eğer dostunuz nafaka ödemekten otobüs parası kalmamış ama evlenmenin insanı yola soktuğundan ve artık sizin de geç kalmamanız gerektiğinden dem vuruyorsa çok da ciddiye almayın.
Bir gün iki mürit, şeyhlerinin yanına gider ve ona dünya işleriyle vakit kaybetmeden kendilerini tamamen hak yoluna adamak istediklerini söylerler. Bu adayış için de evlenmeme kararı almışlar ve bunu da şeyhlerine onaylatmak istemişlerdir. Şeyh bu karara tepkiyle karşı çıkar, müritlerse şaşkınlıkla sebebini sorar. Şeyh de yapıştırır cevabı: Her kul dünya çilesini dünyada çekmek zorundadır!
Kendisi mutsuzluk denizinde yüzme bilmeden seyir halinde olsa bile. Bu dost gibi dost, çevresindekilere evlenmelerini telkin etse dahi evliliğe dair olumlu şeylerin varlığını anlatıp dostuna olumsuzlukları da göz önünde tutması gerektiğini söyler. Bu dostu bulduysanız onu pamuklara sarıp sarmalayın.
Yengeç Sepeti Sendromu (Crabs in a Bucket) tam anlamıyla 'Bende yoksa sende neden olsun?' anlayışının kavramsallaşmış halidir. Kavramın anlattığı durum ise çok açık: Sepetteki bir yengeç gerekli fırsatı bulduğunda rahatça tırmanıp sepetten çıkabilecekken o imkanı bulamayan diğer sepet sakinleri onun çıkmasına izin vermez ve kimsenin kazanamadığı, herkesin kaybettiği bir durum oluşur.
Siz de 'Neden kötülüğümü istesin ki?' diyerek ciddi ciddi dinlersiniz. Acaba o işi kabul etmesem mi, o okula gitmeyeyim doğru ya diyerek fırsatları tepebilirsiniz. Tepmeyiniz.
Mutsuzsanız yanınızdakilerin mutluluğu sizi daha da mutsuz etmesin, unutmayın ki kimse mutluluğu bir başkasına borçlu olarak yaşamaz. İyisi mi mutluluğu kovalayın, paylaşın, mutlu edin!