Artık “anneee ben acıktım” diyecek yaşı geçtiniz, malum zamane kızları da pek mutfağa girecek türden yetişmiyor, erkekler deseniz “mideye giden yolu” bulacak bir hanım kız arıyor, e haliyle bu duruma sizi korkutmadan “little little into the middle” felsefesiyle başlamak bizim görevimiz.
Mutfakla olan ilişkinizin temellerini güçlü kurmak için, önce birkaç derin nefes alın, her şeyi meydana dökün ve muharebeye başlayın. Mutfak alet edevatları sağ baştan saysın, tencereler tavalar hizada kalsın.
Kilerinize de buzdolabınıza da çeki düzen verin. Proteinleri bir tarafa, sebze meyveleri diğer tarafa, karbonhidratları fiyakalı bir köşeye, bakliyatları da fazla ışık görmeyecek bir yere konumlandırın.
Evet, mutfak sakatlanmalarının %80’i bıçağınızın keskinliğiyle doğru orantılıdır. Bu nedenle kör bir bıçak sizi Sezen Aksu’dan bile daha acıklı hale getirebilir. Bıçağınızı bilemeyi ve bakım yapmayı unutmayın.
Mise en Place dedikleri şey Fransız abilerimizin sisteme uygun gördüğü “ her şey yerli yerinde olacak! ” tribidir. Yemek pişirmeye başlamadan önce kullanacağınız tüm malzemeleri gereken ölçüleri ve kesimleriyle farklı kaplara koymak hem hızınızı hem şeklinizi arttırıyor.
Yemek okullarında tuz-karabiberi unutmayın diye başınızın etini yerler. Siz siz olun, yemeğinizi tatlandırma konusunda elinizi korkak alıştırmayın. Sonuçta ne demiş Napolyon? Tuz, tuz, tuz...
Sadece fırını değil, malzemelerinizi koymadan önce mutlaka tava ya da tencerenizi de ısıtıp o 'cııııısssss' sesini duymayı hedefleyin.
Profesyonel mutfaklarda her ne kadar hijyen amaçlı eldiven kullanılsa da atalarımızdan bize kalan el lezzetimizi de yemeğe katmak işin tadını değiştiriyor.
Hani annelerimiz o kutsal görev için bizi kullanır ya, nedeni boşa değildir işte. Pişirmeye başladıktan hemen sonra bir kaşık yardımıyla her aşamada yemeğinizin tadını kontrol edin ki ters bir durumda erken müdahale edebilmeniz kolay olsun.
Mesela diyelim türlü pişireceksiniz ancak içinde türlü türlü sebze var. Bunların kimisi üç dakikada kimisi yirmi dakikada pişiyor. Korkmanıza gerek yok, sertlik ve incelik durumlarına göre pişme sürelerini tahmin edebilir, sırası geldikçe malzemelerinizi tencere ya da tavaya ekleyebilirsiniz.
Siz sokağa çıkarken ' prezentabl' bir görüntü almayı seviyorsunuz da tabağınız aynı şeyden müzdarip değil mi sanıyorsunuz? Saatlerce uğraştığınız yemeğin de tabağını ve dizilişini özenle hazırlayın.
Ertesi gün kurumuş yemek artıkları ve savaş alanına dönmüş mutfağınızla yüzleşmemek için yemeği yaparken ufak ufak temizlerseniz sonrasında ayaklarınızı uzatarak kahvenizi rahatlıkla içebilirsiniz.
Bazen öğrenmek amaçlı bilirkişinin (misal annenizin) yanına yamak olarak geçip pratiğinizi arttırmaktan zarar gelmez yalnızca sizden ne istenirse kafa sallayıp kabul etmek dışında başka bir yola girmeyin.
İltifatları kabul etmeye hazır olun ve yaptığınız yemeğin arkasında durun. Eksikleriniz olsa bile bir dahaki sefere Gordon Ramsay abimiz olmaya bir adım daha yaklaştığınızı unutmayın!
en son madde olunca hepsi tek tek gelir zaten :)
#6 gif beni baya güldürdü :DDDDD
6'daki bir filmse adını bilen söyleyebilir mi?