Türkiye'de kadınların meclise girişi 1935 olsa da bugün eşitlikten eser yok. Yerel yönetimlere ise hiç girmiyoruz...
Kadınların liderlik ettiği toplumlarda bugünün hangi sorunları çözülecek? Anlatacaklarımızı dinledikten sonra siz de ne mevcut durumun trajikliğini uzun uzun düşüneceksiniz.
Nesillerdir gelen uygulamalar erkek yöneticileri, liderleri başa getirip duruyor. Bundan 100 yıl öncesindeki dünyada olmamamıza rağmen geleneksel olarak böyle bir eğilimin halen sürüyor olması, erkek liderlerin seçtiği diğer liderlerin de erkek olmasına yol açıyor. Saçma değil mi?
Yerleşik sistemin engelleri yavaş yavaş aşılıyor, hatta 1960 ile 2021 yıllarında 58 ülke belli aralıklarla bir kadın tarafından yönetildi. Yeni Zelanda ve Finlandiya son 50 yılda en fazla kadın lidere sahip ülke oldu, 119 ülkede kadınların liderlikte adı hiç geçmedi.
Yerel yönetimler ve belediyelerdeki duruma hiç girmiyoruz, büyükşehir belediyelerinde bile öyle parlak bir manzarayla karşılaşmıyorken küçük ölçeklerde manzara düşündürücü. Mecliste kadın oranı son seçimlerde %17,3. Dünya sıralamasında 126. konumdayız. Bizim ardımızdaki ülkeler arasında Katar, İran, Nijerya var.
Bürokratik birçok gerilimin erkek yöneticilerin ego savaşlarıyla tetiklendiğini biliyor olsak da tüm dünyada yapılan araştırmalarda kadın liderlerin erkek liderlerde olmayan bazı özelliklere sahip olduğu bilimsel olarak da ortaya çıkarıldı.
İbret almak için şöyle bir inceleyelim mi?
Sertlik, uzun boyluluk, yaman bakışlar ya da lafı gediğine koyma gibi liderlikle alakası olmayan hasletlerle öne çıkmaya çalışan erkek liderlerin aksine kadınlar 'lider olmayla bağlantılı' özelliklere odaklanabiliyor. Bunlar ne mi? Duygusal zeka, merak, empati, dürüstlük, insanlara ilham verebilmek...
Özgüvenliymiş gibi davranarak herkese hayatı zorlaştıran liderlerden bıktığımız için bu özelliğe odaklanıyoruz. Sınırlarını bilerek davranan, projeler üretirken bunların hakikatle ne kadar uyuştuğunu daha iyi kavrayan kadın liderlerin yönettiği bir ülkede yaşamak çok daha huzurlu olurdu.
Liderlikten amacınız bir dönüşüm yaratmak yerine kendinizi zenginleştirmekse her şeyi para kaynağı olarak görürsünüz. Şatafatlı odalar, lüks otomobillere yatırım yaparsınız. Kadınlar lükse daha düşkünmüş gibi zannedilse de erkekler çok daha bencil bir yönetim tarzı benimsiyor. Ayrıca maddiyata da daha düşkünler.
Ne kadar sert olursan o kadar çok sözünün dinleneceğine inanmak 21. yüzyılda sadece aptallık. Sizinle çalışan insanların sizden korkması değil size saygı duyması gerekiyor ve kadın liderler korku salmadan saygı kazanmayı, empati yetenekleri çok daha gelişkin olduğu için kolayca becerebiliyor.
Tevazu geliştirmek erkek liderlerde pek karşılaştığımız bir özellik olmadığından kadın liderlerin sahip olduğu bu özelliğin önemini kavramak gerekiyor.
Peki kadın liderlerin dünyayı daha iyi bir yer yapacağı günler yakın mı, ne dersiniz?
geçen twitter'a biri "iki tane etek bacak görünce kendisini idare edemeyen erkeklere siz ülkeleri idare edebilirsiniz nasıl dedik? " yazmış. 10 numara tespit bence. evet bi boku da idare edemiyorsunuz.
Biraz zorlama olmuş. Çekişmeler, bencillik, ego, maddiyata düşkünlük iki cinste de var. Cinsiyetle değil kişilikle ve eğitimle alakalı bunlar.
Kardeşlerim daha geçen ay bir çevirmede görevini yaptı diye polise küfreden bayan millet vekilini görmedik mi. Bazı şeylerin idrakına varmalız. Aslıl önemli oşan fıtrattır. Uzun-kısa, erkek-kadın, beyaz veya siyahi insan farketme tek gerçek bencil olmayan, adil, merhametli ve vücdan sahibi olmaktır. Ayrıca da başlığını son derece cinsiyetçi bir başlık vede konudur. İnsan övülecekse insan olduğu için övülür, kadın olduğu için değil....